İçinde ntu olan 7 harfli 21 kelime var. İçerisinde NTU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ntu olan kelimeler listesine ya da Sonu ntu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
N T U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
TUN
2 Harfli Kelimeler
TU, UN, UT
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- OMENTUM
- ...
- BOĞUNTU
-
-
[isim]
Zor soluk alma
-
Sıkıntı
- "Sen hiçbir zaman bilmeyeceksin bu korkunç boğuntuyu, bu çaresizliği." (Nazlı Eray)
-
Bir şeyi değerinden çok yükseğe satma işi, vurgunculuk, ihtikâr
- "Boğuntuya biterim, Mustafa kardeşim." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Zor soluk alma
- TOZUNTU
-
-
[isim]
Tozumakla havaya kalkıp uçan tozlar
-
[isim]
Tozumakla havaya kalkıp uçan tozlar
- KUANTUM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir dalganın olası değerlerinin alt değer kümelerinden biri
-
[isim]
Bir dalganın olası değerlerinin alt değer kümelerinden biri
- SANTURİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Santurcu
-
[isim]
Santurcu
- KUSUNTU
-
-
[isim]
Kusmuk
-
[isim]
Kusmuk
- KONTUAR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kara ve hava yolları ulaşımında bilet ve bagaj işlemlerinin yapıldığı tezgâh veya bölüm
-
[isim]
Kara ve hava yolları ulaşımında bilet ve bagaj işlemlerinin yapıldığı tezgâh veya bölüm
- YONTUCU
-
-
[isim]
Heykelci
-
[sıfat]
Kendi çıkarını düşünen
-
[isim]
Heykelci
- KURUNTU
-
-
[isim]
Yanlış ve yersiz düşünce, evham
- "Evlenmek kuruntusu ile satılmaya giden iki mahalle kızı sol tarafta." (Aka Gündüz)
-
Bir konuyla ilgili kötü ihtimalleri akla getirip tasalanma, işkil, evham, vesvese
- "Sözü dinlenmeyen bir siyasi liderin kuruntusu seziliyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Olmayacak bir şeyin olacağını sanma, vehim
- "Bu davranış yersiz kuruntuların tam bir panzehridir." (Haldun Taner)
-
[isim]
Yanlış ve yersiz düşünce, evham
- BURUNTU
-
-
[isim]
Buru, sancı, bağırsak bozukluğu
- "Sus! Buruntu geçiriyorum, azıcık kıpırdansam falya." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Buru, sancı, bağırsak bozukluğu
- ŞANTUNG
-
-
[isim]
Genellikle yazlık giyim eşyası yapılan, üzerinde kendinden desenli çizgileri bulunan, ham ipekle dokunmuş kumaş
-
[isim]
Genellikle yazlık giyim eşyası yapılan, üzerinde kendinden desenli çizgileri bulunan, ham ipekle dokunmuş kumaş
- KOVUNTU
-
-
[isim]
Kovulmuş kimse
-
[isim]
Kovulmuş kimse
- BULUNTU
-
-
[isim]
Kazı veya araştırmalarla ortaya çıkarılmış olan, bazen de rast gelinerek bulunan eski çağlardan kalma eşya
-
Sokakta bulunup alınan çocuk
-
Herhangi bir yerde bulunup gerçekten veya hükmen sahibi bulunmayan mal
-
[isim]
Kazı veya araştırmalarla ortaya çıkarılmış olan, bazen de rast gelinerek bulunan eski çağlardan kalma eşya
- VURUNTU
-
-
[isim]
Ateşleme bozukluğu sebebiyle bir motorun içinden gelen gürültü ve bu gürültüden anlaşılan çalışma düzensizliği
-
[isim]
Ateşleme bozukluğu sebebiyle bir motorun içinden gelen gürültü ve bu gürültüden anlaşılan çalışma düzensizliği
- TANTUNİ
-
-
[isim]
Kuşbaşından daha küçük et parçalarının soğan, biber, maydanoz, domates vb. ile bir sac üzerinde pişirilmesi sonunda hazırlanan kebap türü
-
[isim]
Kuşbaşından daha küçük et parçalarının soğan, biber, maydanoz, domates vb. ile bir sac üzerinde pişirilmesi sonunda hazırlanan kebap türü
- BOZUNTU
-
-
[isim]
Bozulmuş bir şeyin kalan bölümleri, döküntü
- "Bozuntuya vermedim, yürüdüm, yanına gittim." (Ömer Seyfettin)
-
Kendinde bulunması gereken nitelikleri taşımayan kimse veya şey
- "Taklit mal çıkaran fabrikalar, Hollywood bozuntusu şehirler istemeyiz." (Orhan Seyfi Orhon)
-
Şaşkınlığa düşme
-
[isim]
Bozulmuş bir şeyin kalan bölümleri, döküntü
- KOYUNTU
-
-
[isim]
Sıkıntı, üzüntü, keder
-
Sopa, baston koymaya yarayan yer
- "Köroğlu azdıkça azar ve sonunda koyuntulardan birinin arkasına dayadığı bekçi sopası gibi bastonunu alırdı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Sıkıntı, üzüntü, keder
- SOYUNTU
-
-
[isim]
Soyulup atılan şey
-
[sıfat]
Bir yer soyularak alınan
- "Soyuntu eşya."
-
[isim]
Soyulup atılan şey
- KOPUNTU
-
-
[isim]
Kopmuş parça
-
Diaspora
-
[isim]
Kopmuş parça
- KOŞUNTU
-
-
[isim]
Bir adamın yanında bulunanlar, yardakçılar, tayfa
-
[isim]
Bir adamın yanında bulunanlar, yardakçılar, tayfa