İçinde nk olan 4 harfli 18 kelime var. İçerisinde NK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında nk olan kelimeler listesine ya da Sonu nk ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KÜNK

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Pişmiş toprak veya betondan yapılmış kalın su borusu, büz
    • "Bir gün bu künklerin bir tanesinin, bir yerinden delinmiş olduğu görülür." (Sait Faik Abasıyanık)

DANK

  1. [isim] "Bir olay sebebiyle birden ayılmak, doğruyu anlamak" anlamında dank etmek veya dank demek birleşik fillerinde kullanılır

LİNK

  1. [isim] Atın eşkin yürüyüşü

CENK

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Kahramanca mücadele, çarpışma, savaş
    • "Kale burçlarında cenge çağrı davulları vuruldu." (Nezihe Araz)
    • "İçimdeki bu ifriti öldürmek, sükûnumu bulmak için kendimle cenk ettim." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  2. Büyük çaba, uğraş, kavga, çekişme
    • "Her dakikam bir ayrı cenk ile geçiyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

ZINK

  1. [isim] Hızla giden bir şeyin birdenbire durduğu an çıkardığı ses
    • "Askerî bir cip, Camekân Sokağı'nı sarsıla sarsıla geçti, apartmanın kapısı önünde zınk diye durdu." (Atilla İlhan)

DİNK

  1. [isim] Pirinci kabuğundan ayırmak veya bulgur dövmek için kullanılan dibek
  2. Şayak, aba vb.ni dövmek için kullanılan araç

GONK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Keçe veya bez kaplı bir tokmakla vurularak uzun süreli ses veren, tepsi biçiminde, madenî bir çalgı
  2. Bazı saatlerde belirli zamanları bildiren zil düzeneği
  3. Boksta her raundun başlangıç ve bitimini bildiren ses verici araç

TANK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Zırhlı ve silahlı, tekerlekleri paletli, motorlu savaş taşıtı
  2. Su, yakıt vb. sıvıları depolamaya yarayan araç
    • "Akaryakıt tankı."

MİNK

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Vizon

ANKA
...
ÇENK

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Arpı andıran, telli bir çalgı

FİNK

  1. [isim] "Hiçbir şeye aldırmadan gönlünce gezip eğlenmek" anlamına gelen fink atmak deyiminde geçen bir söz
    • "Senin derdin İstanbullarda fink atmak, ben buna aracı olamam." (Adalet Ağaoğlu)

DENK

  1. [sıfat] Ağırlık bakımından eşit olan
    • "Neleri, nasıl yazacağımıza gelince, yaşadığım günden başlayıp, denk geldikçe geriye dönüşlerle." (Nezihe Meriç)
    • "Bizimkinin evde olmadığı bir zamana denk getirirsem çağıracağım, bakalım gelecek mi?" (Çetin Altan)
    • "Şehrin ortasında bir kurulu düzen var ki dengi dengine işleyip duruyor." (Nezihe Meriç)
  2. 0,80175 g olan ağırlık ölçü birimi
    • "Dolunun her biri, denk gelse bir kafa yarardı." (Tarık Buğra)
  3. Uygun, nitelik yönünden eşit

CÖNK

  1. [isim] Büyük yelkenli gemi

ZONK

  1. [isim] "Zonklamak" anlamındaki zonk zonk atmak, "vücudun bir yeri çok zonklamak" anlamındaki zonk zonk zonklamak deyimlerinde geçer
    • "Sağ koluma bir ok saplanmıştı sanki, bir yerden bir sinir zonk zonk atıyordu." (Nazlı Eray)

BANK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Çoğunlukla parklarda ve bahçelerde oturulacak sıra

HINK

  1. [isim] "Karşısındakinin hareketlerini aynen taklit eden" anlamındaki hınk demiş burnundan düşmüş deyiminde geçen bir söz

RENK

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Cisimler tarafından yansılanan ışığın gözde oluşturduğu duyum
    • "Birisi sütsüz çikolata renginde, uzun boylu, geniş omuzlu, Amerikan boksörlerine benziyordu." (Aka Gündüz)
    • "Sarı yanaklarına hafif bir renk geldi." (Ömer Seyfettin)
    • "Fakat Hacı İlhami Efendi ile kızını en çok çekemeyenler bile onların vakur bir vaziyet aldıklarını, her ne olursa olsun, ele güne renk vermediklerini itirafa mecbur oldular." (Halide Edip Adıvar)
    • "Rengi uçmuş kenarları yenmiş ... bir fotoğrafı var." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Nitelik
    • "İşin rengi değişti."
    • "O bunu dostuna duyduğu hayranlığa yeni bir renk katmak sevinci ile yapıyordu." (Haldun Taner)
    • "Kadınlar da bu defa Tevfik'i dükkânın kapısında yakaladılar, aynı şeyi ona açtılar, Tevfik'in rengi uçtu, dudakları titredi." (Halide Edip Adıvar)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü