İçinde nev olan 6 harfli 9 kelime var. İçerisinde NEV bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında nev olan kelimeler listesine ya da Sonu nev ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E N V Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
NEV, VEN
2 Harfli Kelimeler
EN, EV, NE, VE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- CANEVİ
-
-
[isim]
Kalbin altındaki bölge
- "Yazın susamışken birdenbire bir soğuk su içtiniz mi bir sancı, bir ağırlık oturuverir; öyle bir şey oturdu canevime." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Zeki bakışı, hınzır nükteleriyle beni canevinden vurmaktan geri kalmadı." (Tomris Uyar)
-
En duyarlı yer, yürek
- "Bir çift göz istiyorum, canevimi görecek." (Behçet Kemal Çağlar)
-
[isim]
Kalbin altındaki bölge
- NEVROZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Genellikle bunalım ve beden görevleri üzerinde yakınmalarla beliren, kişiliğin ve uyumun bütününü etkilemeyen, ruhsal kaynaklı sinir hastalığı, sinirce
-
[isim]
Genellikle bunalım ve beden görevleri üzerinde yakınmalarla beliren, kişiliğin ve uyumun bütününü etkilemeyen, ruhsal kaynaklı sinir hastalığı, sinirce
- NEVTON
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Uluslararası birim sisteminde, kütlesi 1 kg olan cisme saniye karede 1 m'lik bir ivme veren güç birimi
-
[isim]
Uluslararası birim sisteminde, kütlesi 1 kg olan cisme saniye karede 1 m'lik bir ivme veren güç birimi
- SENEVİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yıllık
-
[sıfat]
Yıllık
- NEVALE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gereken yiyecek ve içecek şeyler, azık
- "Halk, sırtlarında heybeleri, ellerinde nevale sepetleriyle vapura girdi." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Elinde yiyecek paketleriyle evin nevalesini düzmüş, geri dönüyor." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Gereken yiyecek ve içecek şeyler, azık
- NEVRUZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Eski takvimlere göre yılın ve baharın ilk günü sayılan martın yirmi birine rastlayan gün
-
Çiçekleri aslanağzına benzeyen, türlü renkte bir kır bitkisi
-
Nevruz otu
-
[isim]
Eski takvimlere göre yılın ve baharın ilk günü sayılan martın yirmi birine rastlayan gün
- NEVZAT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yeni doğan çocuk
-
[isim]
Yeni doğan çocuk
- NEVMİT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Umutsuz, çaresiz
- "Bu dönüşlerde Fahim Bey yorgun, bezgin, nevmit olurmuş." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[zarf]
Umutsuz, çaresiz bir biçimde
- "Bir kısmı geceyi burada geçirmek zaruri olduğu kanaatinde idi, ona göre bir şey yapalım, ateş yakalım diye, nevmit ve şaşkın söyleniyorlardı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Umutsuz, çaresiz
- MANEVİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Görülmeyen, duyularla sezilebilen, soyut, ruhani, tinsel, maddi karşıtı
-
[sıfat]
Görülmeyen, duyularla sezilebilen, soyut, ruhani, tinsel, maddi karşıtı