İçinde nde olan 9 harfli 24 kelime var. İçerisinde NDE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında nde olan kelimeler listesine ya da Sonu nde ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
D E N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
DE, EN, NE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KALENDERİ
- ...
- BENDEHANE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bendenin, kölenin evi
- "Dün, bendehanede bulunan talaşlar tutuşuverdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Bendenin, kölenin evi
- SENDELEME
-
-
[isim]
Sendelemek durumu
-
[isim]
Sendelemek durumu
- KÜNDEKARİ
- ...
- SAYESİNDE
-
-
[zarf]
Bir şeyden dolayı, sebebiyle, yardımıyla
- "Çocuk öğrenmişse, ne yapmışsa Ramazan'ın sayesinde yapmıştı." (Halide Edip Adıvar)
- "Sayende sayeban olduk İstanbul şehri / Sayende sebil olduk, aç kaldık, sefil olduk." (Atilla İlhan)
-
[zarf]
Bir şeyden dolayı, sebebiyle, yardımıyla
- MONDENLİK
- ...
- BENDEZADE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Alçak gönüllülük göstererek "benim çocuğum" anlamında kullanılan bir söz
- "İki bendezadeniz vardı, ömürlerini efendimize bağışladılar." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Alçak gönüllülük göstererek "benim çocuğum" anlamında kullanılan bir söz
- PERAKENDE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Malların teker teker veya birkaç parça durumunda azar azar satılmasına dayanan (satış biçimi), toptan karşıtı
-
Bu biçimde alınan veya satılan
-
Düzenli olmayan, ayrı ayrı, dağınık, perişan
- "Geçen gün İzmir sokaklarında perakende bir askere tesadüf etmişler." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Malların teker teker veya birkaç parça durumunda azar azar satılmasına dayanan (satış biçimi), toptan karşıtı
- ŞEHBENDER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Konsolos
-
[isim]
Konsolos
- YÖNDERLİK
- ...
- GÖNDERTME
-
-
[isim]
Göndertmek işi
-
[isim]
Göndertmek işi
- GÖNDERİCİ
-
-
[isim]
Posta ile paket, telgraf, mektup vb. gönderen kimse
-
[isim]
Posta ile paket, telgraf, mektup vb. gönderen kimse
- GÖNDERMEK
-
-
[-i]
Bir yere doğru yola çıkarmak, yollamak, ulaşmasını, gitmesini sağlamak, irsal etmek
- "Hepimizi esir edip Malta'ya gönderecekleri ağızlarda dolaşıyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
Yetki vererek gitmesini sağlamak
-
Bir kaynaktan çıkıp gelmek, ulaşmak
- "Güneş dünyaya ısı ve ışık gönderir."
-
Yolcu etmek
-
Araştırma, yazışma vb.nde kaynak kişiye veya esere işaret etmek, atıf yapmak
-
[-i]
Bir yere doğru yola çıkarmak, yollamak, ulaşmasını, gitmesini sağlamak, irsal etmek
- KENDİNDEN
-
-
[zarf]
Kendi aklından, kendi kendine
- "Biliyor da mı söylüyor yoksa kendinden mi uyduruyor?" (Memduh Şevket Esendal)
- "Gözlerini tezgâhın arkasındaki bir kapıya dikmiş ve kendinden geçmiş gibiydi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[zarf]
Kendi aklından, kendi kendine
- MİNDERSİZ
- ...
- ELİMSENDE
-
-
[isim]
Çocukların birbirine el değdirerek diğer arkadaşını ebe yapma amacıyla oynadıkları bir oyun
-
[isim]
Çocukların birbirine el değdirerek diğer arkadaşını ebe yapma amacıyla oynadıkları bir oyun
- YÖNDEŞLİK
-
-
[isim]
Yöndeş olma durumu
-
[isim]
Yöndeş olma durumu
- CONDENSER
- ...
- KÜNDELEME
-
-
[isim]
Künde oyununu yapma
-
[isim]
Künde oyununu yapma
- İYİSİNDEN
- ...