Sonunda nde olan 35 kelime var. NDE ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde nde olan kelimeler listesine ya da başında nde olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
MUVACEHESİNDE
RADDELERİNDE
BALIKETİNDE, BERABERİNDE, ELİBÖĞRÜNDE, MESABESİNDE, NİHAYETİNDE
ELİBELİNDE
ELİMSENDE, PERAKENDE, SAYESİNDE
AKABİNDE, BEYNİNDE, NEZDİNDE, SAATİNDE, ÜZERİNDE, VAKTİNDE
DARENDE, GEÇENDE, GÖZÜNDE, HANENDE, İNDİNDE, NAZENDE, ÖĞLENDE, PERENDE, SAZENDE, YAOUNDE, YERİNDE
İÇİNDE
BENDE, GÜNDE, HANDE, KÜNDE, RENDE, ZİNDE
D E N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
DE, EN, NE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MUVACEHESİNDE
-
-
[zarf]
Bir durum karşısında
-
[zarf]
Bir durum karşısında
- RADDELERİNDE
-
-
[zarf]
Sularında
- "Ertesi sabah on iki raddelerinde kalkılır ve beyler iki buçuğa, üçe doğru işlerine giderlerdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[zarf]
Sularında
- NİHAYETİNDE
-
-
[zarf]
Sonunda
-
[zarf]
Sonunda
- MESABESİNDE
-
-
[zarf]
Yerinde, değerinde, hükmünde
- "Bu davetler, âdeta, diplomasi tarikatının ayinleri mesabesindedir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[zarf]
Yerinde, değerinde, hükmünde
- BERABERİNDE
-
-
[zarf]
Yanında
- "Beraberinde arkadaşını da getirdi."
-
[zarf]
Yanında
- ELİBÖĞRÜNDE
-
-
[isim]
Ahşap yapılarda çıkmaların altına eğik ve aralıklı olarak konulan ahşap destek
-
Halı ve kilimlerde kullanılan eski bir motif türü, elibelinde
-
[isim]
Ahşap yapılarda çıkmaların altına eğik ve aralıklı olarak konulan ahşap destek
- BALIKETİNDE
-
-
[sıfat]
Ne şişman ne zayıf olan (kadın)
- "Bu, balıketinde, kumral ve genç bir hanımdı." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Ne şişman ne zayıf olan (kadın)
- ELİBELİNDE
-
-
[isim]
Halı ve kilimlere yapılan, ellerini beline koymuş insan figürünü andıran bir tür motif
-
[isim]
Halı ve kilimlere yapılan, ellerini beline koymuş insan figürünü andıran bir tür motif
- ELİMSENDE
-
-
[isim]
Çocukların birbirine el değdirerek diğer arkadaşını ebe yapma amacıyla oynadıkları bir oyun
-
[isim]
Çocukların birbirine el değdirerek diğer arkadaşını ebe yapma amacıyla oynadıkları bir oyun
- PERAKENDE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Malların teker teker veya birkaç parça durumunda azar azar satılmasına dayanan (satış biçimi), toptan karşıtı
-
Bu biçimde alınan veya satılan
-
Düzenli olmayan, ayrı ayrı, dağınık, perişan
- "Geçen gün İzmir sokaklarında perakende bir askere tesadüf etmişler." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Malların teker teker veya birkaç parça durumunda azar azar satılmasına dayanan (satış biçimi), toptan karşıtı
- SAYESİNDE
-
-
[zarf]
Bir şeyden dolayı, sebebiyle, yardımıyla
- "Çocuk öğrenmişse, ne yapmışsa Ramazan'ın sayesinde yapmıştı." (Halide Edip Adıvar)
- "Sayende sayeban olduk İstanbul şehri / Sayende sebil olduk, aç kaldık, sefil olduk." (Atilla İlhan)
-
[zarf]
Bir şeyden dolayı, sebebiyle, yardımıyla
- NEZDİNDE
-
-
[zarf]
Yanında, huzurunda, gözetiminde
-
[zarf]
Yanında, huzurunda, gözetiminde
- VAKTİNDE
-
-
[zarf]
Önceden belirlenen, düşünülen vakitte
- "Geceyi geçireceğimiz kaza merkezine vaktinde yetişmemiz şüpheye giriyor." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[zarf]
Önceden belirlenen, düşünülen vakitte
- BEYNİNDE
-
-
[zarf]
Arasında
- "Bu ölçüler halk lisanında döner, halk beyninde görüşülür." (Burhan Felek)
-
[zarf]
Arasında
- SAATİNDE
-
-
[zarf]
Önceden belirlenen, düşünülen vakitte
-
[zarf]
Önceden belirlenen, düşünülen vakitte
- ÜZERİNDE
-
-
[zarf]
Üstünde
- "Donanan minareler sanki yolun üzerinde yakılan meşalelerdir." (Ruşen Eşref Ünaydın)
- "Klasik yazarlarımızın yapıtları üzerinde durmak, hepimiz için bir görev." (Selim İleri)
- "Hasılı ne yaptı yaptı, elektrikli süpürge üzerinde kaldı." (Haldun Taner)
-
... ile ilgili, üzerine
- "Hacı Ömer'in hatırı için gecelerce başımı soğuk su ile ıslatarak kitaplar üzerinde çalıştım." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[zarf]
Üstünde
- AKABİNDE
-
-
[zarf]
Arkasından, hemen arkadan, ardından, hemen ardından
- "Kulağı iki kesik tırnak kıskacına aldıktan sonra başı şiddetle sağa sola sarsar, akabinde yanaklarda patlayan iki şimşek alevi gözlerden çıkar." (Ahmet Rasim)
-
[zarf]
Arkasından, hemen arkadan, ardından, hemen ardından
- YERİNDE
-
-
[sıfat]
İyi, yeterli
- "Binbaşı, uzun boylu, ince yapılı, uzun kır bıyıklı, yaşlı ise de gücü yerinde, her işe eli yatan bir adam." (Memduh Şevket Esendal)
- "Hayatını değiştirme kararımı yerinde bulması beni de memnun etti." (Cahit Uçuk)
-
Zamanı, yeri uygun düşerek, gerektiği biçimde
- "Yerinde konuşmak."
-
[zarf]
Durumunda
- "Sıkılacak ne var, doktor onun babası yerinde." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
İyi, yeterli
- NAZENDE
- ...
- GÖZÜNDE
-
-
(o kimseye) göre
- "İşkembe ayıklamaktan, bulaşık yıkamaktan göz açamıyordum." (Orhan Kemal)
- "Daha ileride denizin yüzünü birdenbire allak bullak eden akıntıya benzer bir çırpıntı oluyor, bu çırpıntı göz açıp kapayıncaya kadar kesiliyor." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Göz alabildiğine uzanan yeşil tepelerin, ruha ferahlık veren bir munis enginliği vardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Kocakarı yöntemlerine inanmayı göz ardı ettiğini söyleyemezdim." (Ayşe Kulin)
-
(o kimseye) göre