İçinde nah olan 21 kelime var. İçerisinde NAH bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında nah olan kelimeler listesine ya da Sonu nah ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
NAMÜTENAHİLİK
ANAHTARCILIK
GÜNAHKARLIK, GÜNAHSIZLIK
ANAHTARLIK, NAMÜTENAHİ
ANAHTARCI
GÜNAHKAR, GÜNAHSIZ
ANAHTAR, BİGÜNAH, GÜNAHLI, NAHIRCI
NAHİYE
CENAH, GÜNAH, NAHAK, NAHIR, NAHİF, NAHİV, NAHOŞ
A H N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
HAN
2 Harfli Kelimeler
AH, AN, HA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- NAMÜTENAHİLİK
-
-
[isim]
Sonsuz olma durumu
- "Sanki birdenbire, ona, nihayetsiz derinlikleri, renksiz ve lekesiz namütenahilikleri gösteriyor." (Peyami Safa)
-
[isim]
Sonsuz olma durumu
- ANAHTARCILIK
-
-
[isim]
Anahtarcının yaptığı iş
-
[isim]
Anahtarcının yaptığı iş
- GÜNAHKARLIK
- ...
- GÜNAHSIZLIK
-
-
[isim]
Günahsız olma durumu
-
[isim]
Günahsız olma durumu
- NAMÜTENAHİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Sonsuz, ucu bucağı olmayan
-
Sonsuz, ucu bucağı olmayan bir biçimde
- "Öğleye yakın bu sis dağılınca gökyüzü namütenahi açılıyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Sonsuz, ucu bucağı olmayan
- ANAHTARLIK
-
-
[isim]
Anahtarların kaybolmasını önlemek ve kolayca kullanılmasını sağlamak için takıldığı maden, deri vb.nden yapılan halka veya kılıf
-
[isim]
Anahtarların kaybolmasını önlemek ve kolayca kullanılmasını sağlamak için takıldığı maden, deri vb.nden yapılan halka veya kılıf
- ANAHTARCI
-
-
[isim]
Anahtar yapan, satan veya onaran kimse
-
Kilitli kapıları açan kimse, çilingir
-
Kapı, kasa vb. yerlere anahtar uydurarak hırsızlık yapan kimse
-
[isim]
Anahtar yapan, satan veya onaran kimse
- GÜNAHKAR
- ...
- GÜNAHSIZ
-
-
[sıfat]
Günahı veya suçu olmayan
-
[zarf]
Günahı veya suçu olmadan
- "Silahçı Tahsin günahsız gitti fakat sonra, onu gönderenlerin ebedî günahları, tarihin ebedî sayfalarına geçti." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Günahı veya suçu olmayan
- ANAHTAR
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Kilidi açıp kapamak için kullanılan araç, açar, açkı
-
Bir şeyin zembereğini kurmak için kullanılan araç, kurgu
-
Şifre yazmak ve çözmek için kararlaştırılmış olan yol
-
Somunları veya vidaları çevirerek sıkıştırıp gevşetmek için kullanılan çelik saplı araç
-
Konserve kutularının kapağını keserek açmaya yarayan alet, açacak
- "Sardalya kutusunu açmaya yarayan anahtarı çarçabuk temin ederdi."
-
Vesile, araç, vasıta
- "Biliyordu ki sabır, cennetin anahtarıdır." (Peyami Safa)
-
İstenilen yere veya aygıta, isteğe göre elektrik akımının geçmesini sağlamak için kullanılan düzen, çevirici, çevirgeç, şalter, komütatör
-
Notaların müzik merdivenindeki yükseklik derecelerini göstermek ve buna göre okunmasını sağlamak için portenin başına konulan işaret
- "Sol, do ve fa olmak üzere üç anahtar vardır."
-
[isim]
Kilidi açıp kapamak için kullanılan araç, açar, açkı
- NAHIRCI
-
-
[isim]
Çoban
-
[isim]
Çoban
- GÜNAHLI
-
-
[sıfat]
Günahı olan
-
[sıfat]
Günahı olan
- BİGÜNAH
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Suçsuz, günahsız
-
[sıfat]
Suçsuz, günahsız
- NAHİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bucak
- "Kendi kazamızın beş on saat ötesinde bir nahiye merkezinde bulunuyorduk." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Bölge
-
[isim]
Bucak
- NAHİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Zayıf, cılız, çelimsiz
- "Elleri çok ince, lades kemiklerinden yapılmış gibi nahif parmaklar..." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Zayıf, cılız, çelimsiz
- CENAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kuş kanadı
-
Kol, pazı
-
Yan, taraf
-
Kanat
- "Ben takımımla beraber taburun sağ cenahını himaye için tepelere çıktım." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Kuş kanadı
- NAHİV
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Söz dizimi
-
[isim]
Söz dizimi
- GÜNAH
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Dinî bakımdan suç sayılan iş veya davranış, vebal
- "Bunu yapan günün birinde er geç bu günahın kefaretini ödeyecektir." (Haldun Taner)
- "Seni göreyim söyleyeyim dedim de günah benden gitsin!" (Necati Cumalı)
- "Bedia'yı terk edersem büyük bir günah işlemiş olacağım." (Peyami Safa)
- "Bu mala bu kadar para vermek günah olur."
-
Acımaya yol açacak kötü davranış, yazık
- "Bu adama bu kadar eziyet etmek günahtır."
-
Sorumluluk, vebal
- "Ben söyleyeyim de günah benden gitsin."
-
Kabahat, hafif suç
- "Bütün kusurları, günahları, kibar, asil bir güzellik şeklinde görülür." (Mahmut Yesari)
-
[isim]
Dinî bakımdan suç sayılan iş veya davranış, vebal
- NAHAK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Haksız, gereksiz
- "Talihin sana bilasebep verdiği nahak bir mükâfatın kıymetini takdir edemiyorum." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Haksız, gereksiz
- NAHIR
-
-
[isim]
Sığır sürüsü
-
[isim]
Sığır sürüsü