İçinde na olan 5 harfli 134 kelime var. İçerisinde NA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında na olan kelimeler listesine ya da Sonu na ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AN

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

NAHIR

  1. [isim] Sığır sürüsü

NABIZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kalp atışının sağladığı kan basıncından dolayı atardamarlara ve özellikle bilekteki atardamara parmakla basıldığında duyulan kımıldama
    • "Nabzı durdu, nefesi durdu galiba." (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "Başına gelmeyen bela kalmadı. Azıcık nabza göre şerbet versen, başına bu dertler gelmezdi." (Aydın Boysan)
    • "Doktor, hallacın yanına vardı. Nabzını tuttu." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Milletin sesini işitmek, nabzını yoklamak, meselesini ve durumunu kaynakta öğrenmek istiyordu." (Tarık Buğra)
  2. Eğilim, düşünce, niyet
    • "Viyana'da hayat sevincinin nabzı kahvelerde atar." (Haldun Taner)

NAKİT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Para, akçe
  2. Kullanılması hemen mümkün olan para, peşin para, likit

NAKIZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bozma, çözme
  2. Kırma

NAMLI

  1. [sıfat] Ünlü, tanınmış
    • "Namlı müzelerin hepsi bazı evleri büyük bir önemle sunarlar." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)

GNAYS

Kelime Kökeni : Almanca

  1. [isim] Kuvars, mika ve feldspattan birleşmiş kayaç

ÇINAR

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] İki çeneklilerden, 30 m'ye kadar uzayabilen, gövdesi kalın, uzun ömürlü, geniş yapraklı bir ağaç (Platanus)

MANAT

Kelime Kökeni : Rusça

  1. [isim] Azerbaycan ve Türkmenistan para birimi

NASİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Nesir yazan, nesir ustası

NAKİP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir kavmin, kabilenin başkanı veya onun vekili
  2. Bir tekkede en yaşlı derviş veya dede

NAZIM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Hece ve durak bakımından denk ve kendi başına bir bütün olan uyaklı söz dizisi, manzume, şiir, koşuk

HONAZ
...
NADİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Seyrek, az bulunur
  2. Seyrek
    • "Üsküp'e o gün nadir görülür bir kar yağmış." (Yahya Kemal Beyatlı)

ZURNA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Keskin bir ses çıkaran ve çoğu zaman davulla veya dümbelekle birlikte çalınan nefesli çalgı

KORNA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Motorlu taşıtlarda, bisikletlerde sesle işaret vermek için kullanılan ve içinden hava geçirilerek çalınan boru, klakson
    • "Saat on iki olur olmaz, apartmanın önünde kornayı öttürdüm." (Aka Gündüz)

İKONA
...
NAMAZ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] İslamın beş şartından biri olan ve Müslümanların günde beş vakit, dinî bakımdan belirlenen kurallara göre yapmak zorunda oldukları ibadet, salat
    • "İki rekât namazı nerede olsa kılarız." (Peyami Safa)
    • "Bu adamlar birer ikişer gidip bir odada namazlarını kıldılar, gene geldiler." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Arabalar uzaktan görününce köyüne, adamına göre kâh derviş, kâh sofu olur, hemen namaza dururdu." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Bir akşam uyudu / Uyanmayıverdi / Aldılar götürdüler / Yıkandı, namazı kılındı, gömüldü." (Orhan Veli Kanık)

TURNA

  1. [isim] Turnagillerden, Avrupa ve Kuzey Afrika'da toplu olarak yaşayan, göçebe, iri bir kuş (Grus grus)
    • "Ne talih varmış bunakta. Turnayı gözünden vurdu, dedi." (Reşat Nuri Güntekin)

HANAK
...
ÇANAK

  1. [isim] Toprak, metal vb. bir maddeden yapılmış yayvan, çukurca kap
    • "Oradaki sigara çanağından bir Gelincik alıp yaktıktan sonra anlattı." (Burhan Felek)
    • "Oh olsun... Vallahi memnun oldum, diyordu. Çanak tuttun. Şunun şurasında rahat sana battı mıydı?" (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Göz çukuru
    • "Kanlı çanaklarından fırlayan iri parlak gözleri, pek korkunç bakıyordu." (Ömer Seyfettin)
  3. Çiçeğin en dışında bulunan yeşil yaprakların tümü
  4. Çevresine göre alçakta bulunan, derinliği genişliğinden az olan arazi
  5. [sıfat] Göstermelik, yalan yanlış, önceden belirlenmiş sonucu almaya yönelik
    • "O sayfaları hazırlayanlar karşımızdaki cephenin dolduruşuyla bir çanak anket düzenlediler." (Refik Erduran)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü