İçinde n olan 3 harfli 84 kelime var. İçerisinde N harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında n harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu n harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

VEN
...
ŞEN

  1. [sıfat] Yaşamaktan mutlu olduğunu davranışlarıyla belli eden, sevinçli, neşeli
    • "Hayatta daima şen insanlarla beraber olun, gamlı insanların gamı size de bulaşır." (Reşat Enis)
    • "Sizler gidin, genç kızların türküsüyle şen olun." (Mehmet Emin Yurdakul)
  2. Neşe veren, neşelendiren, eğlenceli
    • "Şen kahkahalar yükseliyorken evinizden / Bendim geçen ey sevgili sandalla denizden." (Yahya Kemal Beyatlı)
  3. Neşe belirtisi olan

ÇAN

  1. [isim] İçinden sarkan tokmağının kenarlara vurmasıyla ses çıkaran madenden araç, kampana
    • "Harp gemisinde çan, düdük ve insan sesleri birbirine karıştı." (Falih Rıfkı Atay)
    • "İsterseniz çanıma ot tıkar, beni mahvedersiniz." (Orhan Kemal)

BEN

  1. [isim] Çoğu doğuştan, tende bulunan ufak, koyu renkli leke veya kabartı
    • "Dedim tane tane olmuş benlerin / Dedi zülfüm değdi tel yarasıdır." (Âşık Ömer)
  2. En çok üzümde görülen olgunlaşma belirtisi
  3. Saçta, sakalda beliren beyazlık

NUR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Aydınlık, ışık, parıltı, ziya
    • "Oğlan nur topu gibi idi." (Peyami Safa)
  2. İlahi bir güç tarafından gönderildiğine inanılan parlaklık
    • "Kuru kadın okurken önündeki mezarın bir yeşil nurla tutuştuğunu gördü." (Ömer Seyfettin)

İNÇ

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Futun on ikide biri olan, uzunluğu 2,54 cm olan İngiliz uzunluk ölçü birimi, parmak, pus

NİŞ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Duvar içinde bırakılan oyuk, göz, hücre

DİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tanrı'ya, doğaüstü güçlere, çeşitli kutsal varlıklara inanmayı ve tapınmayı sistemleştiren toplumsal bir kurum, diyanet
    • "Her dinin mabetleri bütün müminlere açıktır." (Hüseyin Cahit Yalçın)
    • "Senin yanına fedai yazılacağım ve dini bir uğruna çalışacağım." (Refik Halit Karay)
    • "Ufacık bir düşüncenin en büyük bir dikkati iflas ettirdiğini dini gibi bilirdi." (Ömer Seyfettin)
    • "Şevki Bey dedi, dinin aşkına sen Romenlerin gemi yaptıklarını işittin mi?" (Memduh Şevket Esendal)
  2. Bu nitelikteki inançları kurallar, kurumlar, töreler ve semboller biçiminde toplayan, sağlayan düzen
    • "Yazık ki bu sanat ve din bahsinde bana arkadaşlık edecek kültürde değil." (Refik Halit Karay)
  3. İnanılıp çok bağlanılan düşünce, inanç veya ülkü, kült

BUN

  1. [isim] Sıkıntı
    • "Soluğunu kesen acı, göğsünü sıkıştıran bun sancılarına benzemiyordu." (Atilla İlhan)

FON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Belirli bir iş için gerektikçe harcanmak üzere ayrılıp işletilen para, kaynak
    • "Karşılıklı paralar fonundan beş yüz milyon lira Millî Savunma hizmetlerine tahsis edilmişti." (Atilla İlhan)
  2. Bir kuruluşun mali kaynaklarının tümünün göstergesi
  3. Sinemada, tiyatroda oyuncuların arkasındaki resim, fotoğraf veya çeşitli plastik ögelerden oluşan dekor, görüntü
  4. Bir tabloda, üzerinde konunun işlendiği boya katı
  5. İç mimaride üstüne başka şeyler eklenen bölüm
  6. Bir kumaşın alt dokusu

KIN

  1. [isim] Bıçak, kılıç vb. kesici araçların kabı
  2. Buğdaygillerde olduğu gibi yapraklarda sapın bir bölümünü uzunlamasına saran, geniş dış bölüm

TON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir metreküp hacminde ve + 4 °C'deki arı suyun ağırlığı
  2. Bin kilogramlık ağırlık birimi

CİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dinî inanışa göre duyularla kavranamayan, insanlar gibi irade ve anlama yeteneğine sahip, ilahî emirlere uymakla yükümlü tutulan yaratık
    • "İnadıma iş yapmasın, dokunmayım hatırına. Cin damarıma niye basıyor?" (Orhan Kemal)
    • "Bir kedi kadar çevik, açıkgöz olan İzmirli Nusret, lisenin onuna kadar okumuş, cin gibi bir delikanlıydı." (Orhan Kemal)
    • "O mirasın ağırlığı altında ezilip susacaklarına, bir de ülkemizde insan haklarının avukatı kesilmiyorlar mı cin ifrit oluyorum." (Atilla İlhan)
    • "Şimdi koca çiftliğin yirmi odasında cinler top oynuyor." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Masallarda göze görünmeyen, türlü biçimlere girebilen, iyilik de kötülük de yapabilen yaratık
  3. Akıllı, zeki, uyanık kimse

FİN
...
LAN

  1. [ünlem] Ulan
    • "İte bak lan, dedi, nasıl da horozlanıyor?" (Necati Cumalı)

NET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Bütün çizgileri belirgin olan, gözün bütün ayrıntılarıyla algılanan, iyi görünen
  2. İyi duyulan (ses)
  3. Kesintilerden sonra geri kalan miktarda olan, safi
    • "Bin beş yüz net veriyorlardı, vergi, sigorta çıktıktan sonra." (Haldun Taner)
  4. Açık seçik olan, anlaşılmaz yanı bulunmayan
    • "Hayatını didik didik etmek, son beş altı yıllık çizgisini net olarak ortaya çıkarmak istiyordu." (Tarık Buğra)

ANI

  1. [isim] Geçmişte yaşanmış çeşitli olaylardan belleğin sakladığı her türlü iz, hatıra
    • "Üstadın bu anıyı anarken gözlerindeki mutluluk pırıltısına gıpta etmiştim." (Haldun Taner)
  2. Yaşanmış olayların anlatıldığı yazı türü, hatıra
    • "Halit Ziya Uşaklıgil'in anılarını topladığı 'Kırk Yıl'ın son ciltleri şiire başladığım yıllarda çıkıyordu." (Necati Cumalı)

JÖN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Genç
  2. [isim] Önemli rollerde oynayan genç oyuncu, jönprömiye

ONS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Fransa'da 30,59 gr, İngiltere'de 28,349 gr ağırlığında bir ağırlık ölçüsü birimi

MEN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yasaklama, izin vermeme

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü