İçinde min olan 6 harfli 21 kelime var. İçerisinde MİN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında min olan kelimeler listesine ya da Sonu min ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
M N İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
NİM
2 Harfli Kelimeler
İM, İN, Mİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MİNNOŞ
-
-
[ünlem]
Küçük ve sevimli kimselere söylenen bir seslenme sözü
-
[ünlem]
Küçük ve sevimli kimselere söylenen bir seslenme sözü
- MİNYON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
İnce, küçük, sevimli, cici, çıtı pıtı
-
[sıfat]
İnce, küçük, sevimli, cici, çıtı pıtı
- DOMİNO
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Üzerleri noktalarla işaretli dikdörtgen biçiminde yirmi sekiz taşla masa üzerinde oynanan bir oyun
- "Kahvede vakit tavla, dama ya da domino oynayarak geçer." (Salâh Birsel)
-
Maskeli balolarda giyilen kukuletalı uzun giysi
-
[isim]
Üzerleri noktalarla işaretli dikdörtgen biçiminde yirmi sekiz taşla masa üzerinde oynanan bir oyun
- ŞÖMİNE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Odalarda, genellikle duvar kenarlarında tuğla veya taştan yapılmış, bacası olan yer, ocak
- "Müsveddeleri harıl harıl yanan açık şömineye atıyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Odalarda, genellikle duvar kenarlarında tuğla veya taştan yapılmış, bacası olan yer, ocak
- MİNTAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yakasız, uzun kollu erkek gömleği
- "Cepkenini, damalı mintanını çıkarmış, kolalı gömleğine kravatını bağlıyordu." (Tarık Buğra)
-
Gömlek üzerine giyilen kollu yelek
-
[isim]
Yakasız, uzun kollu erkek gömleği
- ALÜMİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Suda çözünmeyen, 2050 °C'de eriyen, beyaz bir toz olan alüminyum oksit (Al2O3)
-
[isim]
Suda çözünmeyen, 2050 °C'de eriyen, beyaz bir toz olan alüminyum oksit (Al2O3)
- MÜZMİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Süreğen
- "... kadıncağızın müzmin romatizması vardı." (Haldun Taner)
-
Ne kadar süreceği belli olmaksızın sürüp giden
- "Genç kadınlara bakmak, bu adamda müzmin bir illetti." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Süreğen
- TAZMİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zararı ödeme
-
[isim]
Zararı ödeme
- MİNDER
-
-
[isim]
İçi yumuşak bir malzeme ile doldurularak dikilen, oturmaya, yaslanmaya yarar şilte
- "Köşkte, yerlerdeki hasırlara serilen halılar üstüne konmuş minderlerde oturulurdu." (Abdülhak Şinasi Hisar)
- "Kötü para iyi parayı kovduğu gibi kötü yazar da iyi yazarı minder dışına atmaya çabalamaktadır." (Salâh Birsel)
-
Yer alıştırmalarında ve atlamalarda, düşmelerin sertliğini gidermek için kullanılan, deri veya kauçuktan yapılmış şilte
-
Güreş karşılaşmalarının üzerinde yapıldığı, en az 10 cm kalınlığında, 9 m çapında bir çember çizilmiş olan, çaprazlama köşeleri kırmızı ve mavi renklerle belirlenmiş yaygı
-
[isim]
İçi yumuşak bir malzeme ile doldurularak dikilen, oturmaya, yaslanmaya yarar şilte
- ETAMİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Pamuk, keten veya ipekten, seyrek dokunmuş delikli bir tür kumaş
-
[isim]
Pamuk, keten veya ipekten, seyrek dokunmuş delikli bir tür kumaş
- MİNECİ
-
-
[isim]
Mine yapan sanatçı
-
[isim]
Mine yapan sanatçı
- TERMİN
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Belirlenmiş zaman, randevu
-
[isim]
Belirlenmiş zaman, randevu
- MİNARE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Namaz vaktinin geldiğini bildirmek için camide müezzinin ezan okuduğu, sala verdiği, şerefesi olan, çoğunlukla taştan, yüksek ve ince yapı
- "Sokak kapısını çalarken, minarede akşam ezanı okunuyordu." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Namaz vaktinin geldiğini bildirmek için camide müezzinin ezan okuduğu, sala verdiği, şerefesi olan, çoğunlukla taştan, yüksek ve ince yapı
- MİNNET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yapılan bir iyiliğe karşı kendini borçlu sayma, gönül borcu, müdana
- "Sesinde bir minnetin sıcaklığı vardı." (Haldun Taner)
- "Bana karşı gösterilen bu güven ve sevgiden dolayı çok minnet duymama rağmen, siyasi hayata atılmak istemiyordum." (Halide Edip Adıvar)
-
Bir iyiliğe karşı teşekkür etme, memnuniyet duyma
- "Oğlunun elinden ne gelse borç sayıyor, ödeyemeyeceği bir minnet duygusu altında eziliyordu." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Yapılan bir iyiliğe karşı kendini borçlu sayma, gönül borcu, müdana
- TATMİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İstenen bir şeyin gerçekleşmesini sağlama, gönül doygunluğuna erme, doyum
-
Cinsel isteklerini giderme
-
Doygunluk
- "Yalan söyleme ihtiyacını tatmin etmiş hâlde sustu." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
İstenen bir şeyin gerçekleşmesini sağlama, gönül doygunluğuna erme, doyum
- TİMİNG
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Bakınız zamanlama
-
[isim]
Bakınız zamanlama
- MİNVAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Biçim, yol, tarz
-
[isim]
Biçim, yol, tarz
- MİNELİ
-
-
[sıfat]
Mine ile bezenmiş
- "Enfiyesini, üstü mineli bir kukadan çekerdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Mine ile bezenmiş
- DOMİNE
- ...
- MİNBER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Camilerde hatibin çıkıp hutbe okuduğu merdivenli, yüksekçe yer
-
[isim]
Camilerde hatibin çıkıp hutbe okuduğu merdivenli, yüksekçe yer