Sonunda min olan 23 kelime var. MİN ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde min olan kelimeler listesine ya da başında min olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
CEMAATİMÜSLİMİN
HEMZEMİN, MUHAMMİN, YEDİEMİN
ALBÜMİN, KALAMİN, VİTAMİN, YASEMİN
ALÜMİN, ETAMİN, MÜZMİN, TAHMİN, TATMİN, TAZMİN, TERMİN
DEMİN, ERMİN, MÜMİN, TEMİN, YEMİN, ZEMİN
AMİN, EMİN
M N İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
NİM
2 Harfli Kelimeler
İM, İN, Mİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- CEMAATİMÜSLİMİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Müslüman halk
- "Beni dinleyin bir yol, ey cemaatimüslimin!" (Haldun Taner)
-
[isim]
Müslüman halk
- MUHAMMİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Oranlayan, tahmin eden
-
[sıfat]
Oranlayan, tahmin eden
- YEDİEMİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birden çok kişi arasında hukuki durumu çekişmeli olan bir malın, çekişme sonuçlanıncaya kadar emanet olarak bırakıldığı kimse
-
[isim]
Birden çok kişi arasında hukuki durumu çekişmeli olan bir malın, çekişme sonuçlanıncaya kadar emanet olarak bırakıldığı kimse
- HEMZEMİN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Aynı düzeyde olan
-
[sıfat]
Aynı düzeyde olan
- VİTAMİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Genellikle taze besinlerde bulunan, vücutta eksikliği çeşitli hastalıklara yol açan, organizmaya besin veya ilaç olarak dışarıdan sağlanan maddelere verilen genel ad
-
[isim]
Genellikle taze besinlerde bulunan, vücutta eksikliği çeşitli hastalıklara yol açan, organizmaya besin veya ilaç olarak dışarıdan sağlanan maddelere verilen genel ad
- KALAMİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Doğada az bulunan, güç işlenen, hidratlı çinko silikat
-
Havada, yüksek ısıda işlenen metal parçaların yüzeyinde oluşan oksit katmanı
-
[isim]
Doğada az bulunan, güç işlenen, hidratlı çinko silikat
- YASEMİN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Zeytingillerden, beyaz, kırmızı veya sarı renkli güzel kokulu çiçekleri olan, 1-2 m boyunda, süs bitkisi olarak yetiştirilen tırmanıcı bir ağaççık, Mısır yasemini (Jasminum)
- "Yasemin yücede biter, kokusu âleme yeter." (Halk türküsü)
-
[sıfat]
Bu ağaççıktan yapılmış olan
- "Sigarasını sık sık değiştirdiği yasemin ağızlıklara yerleştirirdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Zeytingillerden, beyaz, kırmızı veya sarı renkli güzel kokulu çiçekleri olan, 1-2 m boyunda, süs bitkisi olarak yetiştirilen tırmanıcı bir ağaççık, Mısır yasemini (Jasminum)
- ALBÜMİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bitkilerin, hayvanların doku ve sıvılarında bulunan, birleşimi karbon, oksijen, azot, hidrojen ve kükürt olan, suda eriyen, beyaza yakın renkte, yapışkan madde
-
[isim]
Bitkilerin, hayvanların doku ve sıvılarında bulunan, birleşimi karbon, oksijen, azot, hidrojen ve kükürt olan, suda eriyen, beyaza yakın renkte, yapışkan madde
- TATMİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İstenen bir şeyin gerçekleşmesini sağlama, gönül doygunluğuna erme, doyum
-
Cinsel isteklerini giderme
-
Doygunluk
- "Yalan söyleme ihtiyacını tatmin etmiş hâlde sustu." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
İstenen bir şeyin gerçekleşmesini sağlama, gönül doygunluğuna erme, doyum
- MÜZMİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Süreğen
- "... kadıncağızın müzmin romatizması vardı." (Haldun Taner)
-
Ne kadar süreceği belli olmaksızın sürüp giden
- "Genç kadınlara bakmak, bu adamda müzmin bir illetti." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Süreğen
- ETAMİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Pamuk, keten veya ipekten, seyrek dokunmuş delikli bir tür kumaş
-
[isim]
Pamuk, keten veya ipekten, seyrek dokunmuş delikli bir tür kumaş
- ALÜMİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Suda çözünmeyen, 2050 °C'de eriyen, beyaz bir toz olan alüminyum oksit (Al2O3)
-
[isim]
Suda çözünmeyen, 2050 °C'de eriyen, beyaz bir toz olan alüminyum oksit (Al2O3)
- TAHMİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yaklaşık olarak değerlendirme, oranlama
-
Akla, sezgiye veya bazı verilere dayanarak gelecek bir şeyi, olayı kestirme
- "Herhangi bir milletten bir elçilik memuru görsem derhâl mesleğini tahmin ederim." (Halide Edip Adıvar)
- "Ancak yirmi beş yaşlarında tahmin olunabilirdi." (Ömer Seyfettin)
-
Önceden kestirilen, düşünülen şey
- "Tahminlerinde yanılmaz."
-
[isim]
Yaklaşık olarak değerlendirme, oranlama
- TAZMİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zararı ödeme
-
[isim]
Zararı ödeme
- TERMİN
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Belirlenmiş zaman, randevu
-
[isim]
Belirlenmiş zaman, randevu
- TEMİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Korkusunu giderme, inanç verme
- "Dünyada ondan başka kimseyi sevmeyeceğini bana bir kere daha temin etti." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Sağlama, elde etme
- "Halkın büyük kısmı temizlik ihtiyacını şehrin içinden akan çamur renkli bir kanaldan temin ediyor." (Haldun Taner)
-
Gerçekleştirme
- "Evde huzuru temin annenin görevidir."
-
[isim]
Korkusunu giderme, inanç verme
- MÜMİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
İnanan, inançlı, imanlı, mutekit
-
[isim]
Müslüman
- "Koca Mustafapaşa ücra ve fakir İstanbul / Ta Fetih'ten beri mümin, mütevekkil, yoksul." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
İnanan, inançlı, imanlı, mutekit
- YEMİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ant
- "Kendi kendime yemin ediyorum ki burası hiçbir zaman meskûn değildi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Her akşam, beş paralık alışveriş etmedim, diye yemini basar." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Ant
- ERMİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kakım
-
[isim]
Kakım
- DEMİN
-
-
[zarf]
Az önce
- "Demin aynanın arkasına baktım, bulamadım." (Mahmut Yesari)
-
[zarf]
Az önce