İçinde met olan 6 harfli 30 kelime var. İçerisinde MET bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında met olan kelimeler listesine ya da Sonu met ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E M T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

MET, TEM

2 Harfli Kelimeler

EM, ET, ME, TE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

AMETAL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Metal olmayan element
    • "Klor, fosfor, oksijen ametaldirler."

ZİMMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Üstünde olan şey
  2. Kurum ve kuruluşlarda çalışanlara veya para işleri ile uğraşan görevliye imza karşılığı teslim edilen para veya eşya
  3. Bir kimsenin yasal olmayan yollardan üzerine geçirip ödemeye zorunlu olduğu para
  4. Bir ticaret kuruluşunun borçlarının tümü

METRES

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Evli bir erkekle nikâhsız yaşayan kadın, kapama, kapatma, zamazingo

HAŞMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Görkem

HİMMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yardım, kayırma
    • "Himmetinizle fakir bir ailenin yüzü gülerse tabii siz de sevaba girersiniz." (Refik Halit Karay)
    • "Sizler de bir parça himmet edersiniz, boğaz köprüsünün, metroların kurulduğu bugünlerde, bizim dev harita da sıraya girer belki." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
  2. Çalışma, emek, gayret
    • "Bu iş çok himmet ister."
  3. Lütuf, iyilik, iyi davranma

METRİK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Metre veya metreyi temel olarak alan ölçülerle ilgili, ölçümlü

METRAJ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Metre olarak uzunluk
  2. Metre ile ölçme

METFUN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Gömülmüş olan, gömülü

AZAMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ululuk, büyüklük
  2. Gurur
    • "Arkadaşlarımdan ayrılıp onun yanına geçmek azametime dokundu." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. Görkem, gösteriş, heybet
  4. Debdebe
  5. Çalım, kurum, tekebbür
    • "Şu her tarafından temizlik ve azamet akan şişman adama bile sorabilirdi." (Sait Faik Abasıyanık)

METRUK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bırakılmış, terk edilmiş
    • "İki gün sonra onun ölüsünü civardaki metruk bir köşkün kuyusunda buldular." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Kullanılmayan

KISMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tanrı'nın her kişiye uygun gördüğü yaşama durumu, nasip
    • "Şimdi genç değil, şöyle kırkını, kırk beşini aşmış, efendiden, ağırbaşlı bir kısmet bekliyor." (Haldun Taner)
    • "Zavallı kızın kısmeti çıkmış, kendine sormadan, danışmadan hemen vermişler." (Ömer Seyfettin)
    • "Kısmet olursa bunları bu yeni yılda göreceğiz." (Haldun Taner)
    • "Çöp tenekeleri modernleşip metal sandıklara dönüşünce bu zavallıların çöp tenekelerinden de kısmeti kesildi." (Aydın Boysan)
  2. Evlenme talihi
    • "Aslında kendi de şimdiye kadar bütün kısmetleri tepti." (Halide Edip Adıvar)
  3. Olayların kötü sonuçlarını tevekkülle karşılama durumu
  4. Talih, kader, şans
  5. [ünlem] "Şimdiden belli değil, ya olur ya olmaz" anlamlarında bir seslenme sözü
    • "Yarın gelecek misiniz? -Kısmet!"

KIYMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Değer
    • "Bir özleyiş ve bir korkudan sonra bayrağın kıymetini ne kadar daha başka, ne kadar daha yakından duyuyordum." (Ruşen Eşref Ünaydın)
    • "Düşündüm ki başka bir yerde çalışmaya başlarsam, belki kıymete binerim." (Ayşe Kulin)
    • "Güneş yalnız dirileri ısıtır. / Güneşin kıymetini bil." (Oktay Rifat)

HÜRMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Saygı
    • "Sanata her yerde hürmet etmek lazımdır." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Hürmette kusur ettin mi işte o zaman kendini yok bil." (Tarık Buğra)

METHAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir yapının giriş yeri, giriş, antre
    • "Methalin solundaki ocaklı bir salon mahkemelik ederdi." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Giriş
  3. Giriş

RAHMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Birinin suçunu bağışlama, yarlıgama, merhamet etme
    • "Allah rahmet eylesin."
  2. Yağmur
    • "Kubbedeki açıktan rahmet yağar, güneş vurur." (Ahmet Hamdi Tanpınar)

ZULMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Karanlık
    • "Görmek için aydınlık ve görülmemek için zulmet lazımdı." (Falih Rıfkı Atay)

AKAMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kısırlık, verimsizlik
  2. Başarısızlık, sonuçsuzluk
    • "Bu mücadeleden ruhumun yorgun düştüğünü, akamete mahkûm kaldığını görüyorum." (Hüseyin Cahit Yalçın)

METEOR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Atmosfer içinde oluşan sıcaklık değişmeleri, rüzgâr, yıldırım, yağmur, dolu vb. olaylara verilen genel ad
  2. Gök taşı

İKAMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir yerde oturma, eğleşme
    • "Bizim kahraman da şimdi, burada ikamet ediyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

ZAHMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sıkıntı, güçlük, yorgunluk, eziyet, meşakkat
    • "Yalnız rica ederim, bir an için bir zahmet ve fedakârlık daha yapın." (Halit Fahri Ozansoy)
    • "Yolda çok zahmet çekmiş, bereket versin Paris sefareti erkânından biri kendisine refakat etmiş." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Benim için yine yorulacaksınız, zahmete katlanacaksınız, dedi." (Refik Halit Karay)
    • "Bunun için büyük zahmetlere girmeye gerek yoktur." (Salâh Birsel)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü