İçinde mer olan 6 harfli 29 kelime var. İçerisinde MER bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında mer olan kelimeler listesine ya da Sonu mer ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E M R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EM, ER, ME, RE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MERHUN
- ...
- MERKEZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir bölgenin veya kuruluşun yönetim yeri
-
Bir işin öğretildiği yer
- "Er eğitim merkezi."
-
Bir işin yoğun olarak yapıldığı yer
- "İki harp esnasında, burası kolay kazançların, vurgunculuğun en işlek merkezlerinden biriydi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Belirli bir yerin ortası
- "Şehir merkezi."
-
Polis karakolu
- "Sizi merkezimize gönderip tevkif ettireceğim." (Aka Gündüz)
-
Biçim, durum
- "Çalışamaların bu merkezdeyken durdurulması iyi olmadı."
-
Bir kapalı eğrinin veya bazı çokgenlerde köşegenlerin kesişme noktası
-
Bir dairenin veya bir küre yüzeyinin her noktasından aynı uzaklıkta bulunan iç nokta, özek
- "Daire merkezi. Küre merkezi."
-
[isim]
Bir bölgenin veya kuruluşun yönetim yeri
- MERHEM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Deriye sürülerek kullanılan, içinde birçok etkili madde bulunan, yumuşak ve koyu kıvamda, yağlı veya yağsız ilaç
- "O eller seni kurtarmak içindi, o eller yarana merhem sürmek içindi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Çare
- "Her merhemi her yareye merhem mi sanırsın?" (Ziya Paşa)
-
[isim]
Deriye sürülerek kullanılan, içinde birçok etkili madde bulunan, yumuşak ve koyu kıvamda, yağlı veya yağsız ilaç
- MERKUM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yazılmış
-
Adı geçen, az önce anılan (kimse)
-
[sıfat]
Yazılmış
- MERTÇE
-
-
[zarf]
Erkeğe yakışır biçimde, yiğitçe, merdane (I)
-
[zarf]
Erkeğe yakışır biçimde, yiğitçe, merdane (I)
- ÖMERLİ
- ...
- MERMER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bileşiminde % 75'ten çok kalsiyum karbonat bulunan, genellikle beyaz, renkli ve damarlısı da olan, cilalanabilen, billurlaşmış kireç taşı
- "Mermerler sanki binlerce yılın gurup ve şafaklarının pembesini eme eme utanan gelin yanağı gibi kızarmışlardır." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[sıfat]
Bu taştan yapılmış
- "Başhemşire, hastanenin mermer salonunda karşıladı doktoru." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Bileşiminde % 75'ten çok kalsiyum karbonat bulunan, genellikle beyaz, renkli ve damarlısı da olan, cilalanabilen, billurlaşmış kireç taşı
- KAMERİ
- ...
- MERKÜR
- ...
- KATMER
-
-
[isim]
Bir şeyi oluşturan katlardan her biri
-
Yağda veya sacda pişirilen bir tür börek
-
Arasına yağ ve kaymak sürülerek katlanmış yufka ekmeği
-
[isim]
Bir şeyi oluşturan katlardan her biri
- CÖMERT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Para ve malını esirgemeden veren, eli açık, selek, semih, ahi, bonkör
- "Elinden gelen her iyiliği yapar, cömerttir, ikramı çok sever." (Peyami Safa)
- "Size ne kadar cömert davranmış olduğunu kendiniz de biliyorsunuz." (Halide Edip Adıvar)
-
Verimli
- "Bu ülkede toprak bir masal sultanı kadar cömert." (Cemil Meriç)
-
[sıfat]
Para ve malını esirgemeden veren, eli açık, selek, semih, ahi, bonkör
- MERGUP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Sevilip aranan, istenilen, beğenilen
- "Böyle altı erkekli, iki kadınlı bir mecliste, kadınların en güzeli pek nadir ve merguptur." (Peyami Safa)
-
Sevilip aranan, istenilen, beğenilen
- KAMERA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Görüntülerin filme alınmasını sağlayan alet, alıcı
-
Bu alet ile görüntüyü kaydeden kimse
-
[ünlem]
Bir çekime başlanırken, yönetmenin alıcıyı çalıştırmaları için verdiği buyruk
-
[isim]
Görüntülerin filme alınmasını sağlayan alet, alıcı
- MERBUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bağlı, bağlanmış
- "Kulaklarında yekdiğerine beyaz ibrişimle merbut pırlanta, ufak menekşe abdest küpeleri..." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
İlişik, ilişkin
-
[sıfat]
Bağlı, bağlanmış
- MERCEK
-
-
[isim]
İçinden geçen paralel ışınları düzenli bir biçimde birbirine yaklaştıran veya birbirinden uzaklaştıran, camdan veya ışık kırıcı herhangi bir maddeden yapılmış, genellikle küresel yüzeylerle sınırlanmış saydam cisim, adese, lens
-
[isim]
İçinden geçen paralel ışınları düzenli bir biçimde birbirine yaklaştıran veya birbirinden uzaklaştıran, camdan veya ışık kırıcı herhangi bir maddeden yapılmış, genellikle küresel yüzeylerle sınırlanmış saydam cisim, adese, lens
- MERSİN
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Mersingillerden, Güney ve Batı Anadolu dağlarında yetişen, yaprakları yaz kış yeşil kalan, gıda ve parfüm sanayisinde ham madde olarak kullanılan, meyvesi murt adıyla bilinen, esansı çıkarılan, beyaz çiçekli, güzel kokulu bir ağaç, mersin ağacı, sazak (Myrtus communis)
-
[isim]
Mersingillerden, Güney ve Batı Anadolu dağlarında yetişen, yaprakları yaz kış yeşil kalan, gıda ve parfüm sanayisinde ham madde olarak kullanılan, meyvesi murt adıyla bilinen, esansı çıkarılan, beyaz çiçekli, güzel kokulu bir ağaç, mersin ağacı, sazak (Myrtus communis)
- KEMERE
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Gemi güvertesinin enine konmuş kirişlerinden her biri
-
[isim]
Gemi güvertesinin enine konmuş kirişlerinden her biri
- MERHUM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Ölmüş Müslüman (erkek), rahmetli
-
[sıfat]
Ölmüş Müslüman (erkek), rahmetli
- MERKAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mezar, kabir
- "Bir evliya merkadi veya bir mukaddes emanet önünde dua edecekti." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Mezar, kabir
- MERKEP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Eşek
-
[isim]
Eşek