İçinde mas olan 5 harfli 15 kelime var. İçerisinde MAS bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında mas olan kelimeler listesine ya da Sonu mas ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A M S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
MAS, SAM
2 Harfli Kelimeler
AM, AS, MA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MASKE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Boyalı karton, kumaş veya plastikten yapılan ve başkalarınca tanınmamak için yüze geçirilerek kullanılan yapma yüz
- "Yüzlerinden yalancı maskeleri sıyırmak, hiçlikleri meydana çıkarmak Çalıkuşu'nun en büyük eğlencesiydi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Korunmak için özel olarak yapılıp yüze geçirilen şey
- "Gaz maskesi."
-
Yüz ve boyun güzelliği için cilde sürülen krem, macun vb. şeyler
-
Gerçek duyguları veya bir şeyin gerçek görünüşünü gizleyen aldatıcı görünüş, davranış
- "Hayırseverlik maskesiyle kendi çıkarını yürütüyor."
-
Kişinin oynadığı rol veya hem kendisine hem de çevresine karşı takındığı davranış
-
[isim]
Boyalı karton, kumaş veya plastikten yapılan ve başkalarınca tanınmamak için yüze geçirilerek kullanılan yapma yüz
- MÜMAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Dokunan, temas eden
-
[isim]
Teğet
-
[sıfat]
Dokunan, temas eden
- MASİF
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Kütlesi, görünürdeki bütün hacmi kaplayan, kaplama veya doldurma olmayan, som
-
[sıfat]
Kütlesi, görünürdeki bütün hacmi kaplayan, kaplama veya doldurma olmayan, som
- MASNU
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Sanatla yapılmış (ürün)
-
Aslı olmayan, uydurma, yapma, düzme, düzmece, sahte
-
[sıfat]
Sanatla yapılmış (ürün)
- TEMAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Değme, dokunma (I), dokunuş (I)
- "Etrafımda uçları birbirine temas etmiş hilallerden müteşekkil bir daire vardı." (Ömer Seyfettin)
-
Buluşup görüşme, ilişki kurma, münasebet
- "Her nevi halkla temas ve kaynaşma hâlinde bulunmalıdır." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Şiiri iyi okuyanlarla fena okuyanlar arasındaki esaslı farka temas ettik." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Değinme, sözünü etme, bahsetme
- "O konuya hiç temas edilmedi."
-
Gidip gelme, ulaşım, bağlantı
- "İki şehir arasında temas kesildi."
-
Dokunma
-
[isim]
Değme, dokunma (I), dokunuş (I)
- MASTI
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Kulakları uzun ve düşük, bacakları kısa, bodur bir köpek cinsi
-
[isim]
Kulakları uzun ve düşük, bacakları kısa, bodur bir köpek cinsi
- MASAJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Vücut yüzeyinde el, elektrik, su aracılığıyla çeşitli işlemler yapma biçiminde, iyileştirme ve bakım yöntemi
- "Kolonya çarpar, pudralar, kremle ikinci bir masaj daha yapardı yüze." (Necati Cumalı)
-
Ovma, ovuşturma
-
[isim]
Vücut yüzeyinde el, elektrik, su aracılığıyla çeşitli işlemler yapma biçiminde, iyileştirme ve bakım yöntemi
- MASÖZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bayan masajcı, ovucu
-
[isim]
Bayan masajcı, ovucu
- MASON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Masonluk derneği üyesi, farmason
-
[isim]
Masonluk derneği üyesi, farmason
- ELMAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yerin derinliklerinde bulunan, billurlaşmış arı karbon
- "Elmas gibi kalbi var. Elmas gibi bir çocuk."
-
Mücevher olarak kullanılan, saydam, değerli taş
- "Eline geçen elması eve taşıyor, içi kasalı aynalı dolaba kutu kutu istif ediyormuş." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Bu taşlarla yapılmış
- "Elmas küpe."
-
Elmastıraş
-
[isim]
Yerin derinliklerinde bulunan, billurlaşmış arı karbon
- MASAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Genellikle halkın yarattığı, hayale dayanan, sözlü gelenekte yaşayan, çoğunlukla insanlar, hayvanlar ile cadı, cin, dev, peri vb. varlıkların başından geçen olağanüstü olayları anlatan edebî tür
- "Masal olsun roman olsun, ikisi de anlatı sanatıdır." (Necati Cumalı)
-
Boş, boşuna söylenmiş söz
- "Müttefikler karşı hücuma geçtikten sonra, milleti aynı masalla uyutmak olanaksızlaştı." (Haldun Taner)
-
Değersiz, önemsiz şey
- "Yaratıcı gücü kalmayan bir yazıcı bir masaldan başka nedir?" (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Genellikle halkın yarattığı, hayale dayanan, sözlü gelenekte yaşayan, çoğunlukla insanlar, hayvanlar ile cadı, cin, dev, peri vb. varlıkların başından geçen olağanüstü olayları anlatan edebî tür
- MASUN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Korunan, korunmuş
- "Poyrazdan masun bir kulübe göreceksin." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Saklanmış
-
[sıfat]
Korunan, korunmuş
- MASAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bıçak bilemeye yarayan çelikten, çubuk biçiminde araç
- "Kasap masadı. Aşçı masadı."
-
[isim]
Bıçak bilemeye yarayan çelikten, çubuk biçiminde araç
- MASUM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Suçsuz, günahsız
- "Tetkiklerinizde elbette birçok masum mücrimlerle karşılaşmışsınızdır." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Temiz, saf
- "Hem, bizim çocuklarımız gözü kapalı, masum çocuklar..." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Küçük çocuk
- "Dört tane masumu var."
-
[sıfat]
Suçsuz, günahsız
- MASÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Erkek masajcı, ovucu
-
[isim]
Erkek masajcı, ovucu