İçinde ma olan 5 harfli 372 kelime var. İçerisinde MA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ma olan kelimeler listesine ya da Sonu ma ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AM, MA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KISMA

  1. [isim] Kısmak işi

MAHIV

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yok etme, yok olma
    • "Bunlara mağlup görünmek büsbütün mahvımı hazırlamak demekti." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

MAZOT

Kelime Kökeni : Rusça

  1. [isim] Yakıt olarak kullanılan, ham petrolün damıtma ürünlerinden biri, motorin

UMACI

  1. [isim] Öcü
    • "Özellikle cinden, periden, umacıdan çok korkardım." (Halide Edip Adıvar)

YUMMA

  1. [isim] Yummak işi

KOMAR

  1. [isim] Kuzey Anadolu dağlarında yetişen, 3-5 m boyunda, kışın yapraklarını dökmeyen, iri ve mor çiçekleri olan bir ağaç (Hododendron ponticum)

MAKSİ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Uzun
  2. [isim] Maksi etek

ELMAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yerin derinliklerinde bulunan, billurlaşmış arı karbon
    • "Elmas gibi kalbi var. Elmas gibi bir çocuk."
  2. Mücevher olarak kullanılan, saydam, değerli taş
    • "Eline geçen elması eve taşıyor, içi kasalı aynalı dolaba kutu kutu istif ediyormuş." (Refik Halit Karay)
  3. [sıfat] Bu taşlarla yapılmış
    • "Elmas küpe."
  4. Elmastıraş

HURMA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Hurma ağacı
  2. Bu ağacın tatlı meyvesi

MADEN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yer kabuğunun bazı bölgelerinde çeşitli iç ve dış doğal etkenlerle oluşan, ekonomik yönden değer taşıyan mineral
  2. [sıfat] Bu mineralden yapılmış
    • "Maden kap."
  3. Maden ocağı veya maden işletmesi
  4. Çok değerli şeyleri kapsayan kaynak
    • "Bu kütüphane bir madendir, değerini bilin."
  5. Uyuşturucu, esrar, eroin
    • "İstersen sana biraz maden vereyim de çek!" (Osman Cemal Kaygılı)
  6. Kolay ve iyi kazanç sağlayan iş veya parası elinden kolaylıkla alınan kimse
  7. Metal

MASÖZ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bayan masajcı, ovucu

SATMA

  1. [isim] Satmak işi

ÇIVMA

  1. [isim] Çıvmak işi

ZAMAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit
    • "Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım." (Ömer Seyfettin)
    • "Nihayet yalnız kaldığım bir zamanı avlayarak yanıma yaklaşıyor." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Kaybolmuş şeyleri bulurum ama sen zamanı geçirmişsin, saatini bulamadım." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Bu sürenin belirli bir parçası, vakit
    • "Efendiler, az söylemek çok yapmak zamanı gelmiştir." (Atilla İlhan)
  3. Belirlenmiş olan an
  4. Çağ, mevsim
    • "Gül zamanı. Çocukluk zamanı."
  5. Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler, vakit
  6. Dönem, devir
    • "Eski müdür zamanında hayli şımarmış olan bu miskin ve ukala herifi sepetledi." (Haldun Taner)
  7. Bir süre ile ilgili durum ve şartlar
    • "Sigarasını efkârlı olduğu zamanlar yaptığı gibi sık nefeslerle çabuk çabuk içiyordu." (Haldun Taner)
  8. Olayların oluş ve akış sırasını belirleyen, düzenli ve dönemli gök olaylarını birim olarak kullanan sanal bir kavram
  9. Fiillerin belirttikleri geçmiş zaman, şimdiki zaman, gelecek zaman, geniş zaman kavramı
    • "Geldi, gelmiş, geliyor, gelecek, gelir."
  10. Yer kabuğunun geçirdiği gelişimde belirlenen ve fosillere göre dörde ayrılan geniş evrelerden her biri

ŞAMAR

  1. [isim] Açık elle yüze vurulan tokat, beşkardeş
    • "Çavuş onun omzuna kuvvetli bir şamar indirdi." (Reşat Enis)
    • "Sağ avcumun bir şamar patlatmak için nasıl kaşındığını hâlâ unutmuyorum." (Tomris Uyar)

TAKMA

  1. [isim] Takmak işi
  2. [sıfat] Gerçeğinin yerine konulan, eğreti, müstear
    • "Bu takma siyah saçla ... şakaklarında sallanan ... bukleler yanaklarına ters düşüyor." (Halide Edip Adıvar)

TOMAK

  1. [isim] Ağaçtan yapılmış top
  2. Ağaçtan yapılmış gürz
  3. Bir tür kalın ve ağır çizme

DOĞMA

  1. [isim] Doğmak durumu
  2. Dünyaya gelme
    • "Fatma'dan doğma."
  3. [sıfat] Doğmuş
    • "Vücut, sıtma nöbeti gibi sıcakla soğuğun karışmasından doğma garip ürpertilerle titriyordu." (Reşat Nuri Güntekin)

TAŞMA

  1. [isim] Taşmak işi
  2. Akarsu yatağından çıkarak çevresini kaplama

SUNMA

  1. [isim] Sunmak işi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü