İçinde ma olan 5 harfli 372 kelime var. İçerisinde MA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ma olan kelimeler listesine ya da Sonu ma ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AM, MA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

YASMA

  1. [isim] Yasmak işi

MAHIV

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yok etme, yok olma
    • "Bunlara mağlup görünmek büsbütün mahvımı hazırlamak demekti." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

MARUZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bir olayın, bir durumun etkisinde veya karşısında bulunan
    • "Herkes, her an müthiş bir tehlikeye maruzdur." (Peyami Safa)
    • "Türk Cumhuriyeti varlığını, istikbalini safsatalarla tehlikeye maruz bırakamaz." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Taraf taraf işgallere, istilalara maruz kaldık." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Arz edilen, sunulan, verilen

UÇMAN

  1. [isim] Pilot

DUMAN

  1. [isim] Bir maddenin yanması ile çıkan ve içinde katı zerrelerle buğu bulunan kara veya esmer renkli gaz
    • "Emin ol ki her sigara yakışta / Daha duman tüter tütmez ordayım." (Bekir Sıtkı Erdoğan)
    • "Ama yerine göre karşısına dikilenlere de duman attırır." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Ortalığı duman görür, duman etmek isterdi." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Havalanan tozların veya sisin oluşturduğu bulanıklık
    • "Köyünün üstüne boz bir duman çökmüştü." (Yahya Kemal)
    • "Sonra sen gazetende istediğin gibi ver dumanı." (Atilla İlhan)
    • "Anadolu notları arasına bugün dumanı üstünde bir Rumeli notu sıkıştırıyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Adamın kafasını katiyen aydınlatmamalı, karıştırmalı ve dumana boğmalısınız." (Halide Edip Adıvar)
  3. Kötü, yaman
    • "İşimiz duman. Hâlimiz duman."
  4. Esrar

TUTMA

  1. [isim] Tutmak işi
  2. Destekleme
  3. Yanaşma
  4. Markaj

ADAMA

  1. [isim] Adamak işi

FLAMA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] İşaret olarak veya çeşitli amaçlarla kullanılan küçük bayrak
  2. Mühendislerin, haritacıların kullandığı renkli belirtme sırığı
  3. Mızrak ucuna takılan küçük bayrak
  4. İki veya üç köşeli, küçük boyutlu bayrak

MALCA

  1. [zarf] Mal olarak, mal bakımından

SIÇMA

  1. [isim] Sıçmak işi

TAŞMA

  1. [isim] Taşmak işi
  2. Akarsu yatağından çıkarak çevresini kaplama

ÇOMAR

  1. [isim] İri köpek, çoban köpeği

ÇIKMA

  1. [isim] Çıkmak işi
  2. Bir yapının üst katlarından dışarıya doğru uzanmış bölüm, balkon
  3. Hamamdan çıkarken kullanılan havlu ve kurulanma takımı, çıkacak
  4. Bir yazı sayfasının kenarına metinle ilgili olarak yazılan ek, derkenar
  5. Desteklemek amacıyla verilen para
  6. [sıfat] Çıkmış
    • "Saraydan çıkma İstanbul eşyalarını görünce bunların hakikatine inanmak lazım geldiğini anlamış." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  7. [sıfat] Eski, kullanılmış
    • "Çıkma jant."

RAMAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] "Bir şeyin olmasına çok az kalmak" anlamına gelen ramak kalmak deyiminde geçer
    • "Gerçekten deli olmama ramak kalmıştı." (Ahmet Mithat)

BURMA

  1. [isim] Burmak işi
  2. Sarığıburma tatlısının kısa söylenişi
  3. Burularak yapılmış bilezik
  4. [sıfat] Burulmuş, burularak yapılmış, kıvrılmış
    • "Yoksa ben hiç de aptal, tutsak ruhlu, herhangi maskara herifin burma bıyıklarına hayran olan dişilerden değilim." (Halide Edip Adıvar)
  5. Hadım etme, iğdiş etme
  6. Musluk
  7. Eğrilmek için bükülmüş yün
  8. Yaşken burularak kurutulan ot
  9. Kuru incir

KOŞMA

  1. [isim] Koşmak işi
  2. Bir halatı, ağacı pekiştirmek için yanına konulan halat veya ağaç
  3. Sazla okunmak için hece ölçüsü ile yazılmış, ilk parçasının birinci, ikinci ve dördüncü dizeleriyle öteki parçaların dördüncü dizeleri birbiriyle, kalan dizeler de kendi aralarında uyaklı, konuları sevgi ve doğa olayları olan bir halk şiiri

YAMAÇ

  1. [isim] Dağın veya tepenin herhangi bir yanı
    • "İndiğimiz yamacın eteğinde küçük ve eski bir köy var." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Ön, kat, huzur
    • "Kız, hele beri gel yamacıma." (Haldun Taner)

FİRMA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Tüzel kişiliği olsun olmasın bir ekonomik etkinlik birimi

SALMA

  1. [isim] Salmak işi
    • "Sokaklarda salma geziyor."
    • "Ne olacak çobansız köyde kurtlar boş oturacak değil ya işte böyle salma dolaşırlar." (Ragıp Akyavaş)
  2. Pirinçle pişirilen bir tür yemek
    • "Midye salması."
  3. Genellikle köylerde işlerin görülmesi için ihtiyar heyetinin kararıyla her evden toplanması gereken para
  4. Bazı köylü giysilerinde kolun yeninden sarkan kumaş parçası
  5. Kuşların üretilmesine ayrılan oda
  6. [sıfat] Başıboş gezen (hayvan)
    • "Salma sığır."
  7. [sıfat] Sürekli akan (su)
  8. Osmanlı Devleti'nde kol gezen kolluk eri

CAYMA

  1. [isim] Caymak işi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü