İçinde m olan 5 harfli 1326 kelime var. İçerisinde M harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında m harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu m harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

FONEM

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Ses birimi

MAKTU

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Kesilmiş, kesik
  2. Kesin olarak değeri biçilmiş
  3. Ölçü ile satılmayan, götürü

MUMCU

  1. [isim] Mum yapan veya satan kimse
  2. Yeniçeri Ocağında çavuşlardan sonra gelen, yeniçeri ağasına bağlı on iki subaydan her biri
  3. Fitilli tüfek kullanan asker

NADİM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Yaptığı bir davranıştan pişmanlık duyan, pişman
    • "Bunlar denizden çıktıklarına nadim olarak yine denize dönmeye karar verir." (Abdülhak Şinasi Hisar)

SITMA

  1. [isim] Anofel türü sivrisineğin sokmasıyla insandan insana bulaşan, titreme, ateş ve ter nöbetleriyle kendini gösteren bir hastalık, malarya
    • "Sıtma, bir on beş gün içinde beni, çocuğa döndürmüştü." (Sait Faik Abasıyanık)

YANMA

  1. [isim] Yanmak işi
    • "Vücudumda yanma ile beraber garip bir titreme de vardı." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Bir cismin oksijenle birleşmesi sırasında ortaya çıkan olayların tümü

BOMBA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Canlı veya cansız hedeflere atılan, içi yakıcı ve yıkıcı maddelerle doldurulmuş, türlü büyüklükte patlayıcı, ateşli silah
    • "Çok sayıda tabanca, mavzer mermisi ile bir sandık el bombası, altı Alman mavzeri buldu." (Necati Cumalı)
  2. Büyük fıçı veya varil
    • "Babamın Üsküp'ü terk etmek ve Selanik'e gidip yerleşmek hakkında verdiği karar ailemiz arasında bir bomba gibi patladı." (Yahya Kemal Beyatlı)
  3. Çekiciliği olan çok güzel kadın veya kız
  4. Uyuşturucu hap

EYYAM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Günler
    • "O eyyam hükûmetin ressamlar için tertiplediği yurt gezilerine katılmıştık." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)

GÜMÜL

  1. [isim] Susam ve ekin demeti veya yığını

HAMEL
...
POLİM
...
SEÇİM

  1. [isim] Seçme işi
  2. Kanunlar, yönetmelikler uyarınca kanun koymak ve yönetmek için bir veya daha çok aday arasından belli birini veya birkaçını seçme, intihap
    • "Seçim günleri yaklaştıkça iki komşu da propaganda faaliyetini büsbütün artırdılar." (Haldun Taner)

TAMAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Açgözlülük
    • "Kalpler soğuk; gözler, tamah ve ihtiras ile yanıyor." (Memduh Şevket Esendal)

BİÇİM

  1. [isim] Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkal
    • "İtalya elçiliği bugüne değin ilk biçimini korumuştur." (Salâh Birsel)
    • "Onlara bu yaşta biçim verecek olan hocaları, ana babaları, büyük yaşta akrabalarıdır." (Burhan Felek)
    • "Bir biçimine getirip benimle Samim'e de veriştiriyormuş." (Salâh Birsel)
  2. Yakışık alan şekil, uygun şekil
    • "Söylediklerimden çok, söyleyiş biçimi etkili oluyor kalabalığın üstünde." (Atilla İlhan)
  3. Herhangi bir şeyin benzeri
  4. Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form
  5. Tarz
    • "İngiliz biçimi ceketler, sıcak iklimler için yapılmış kısa pantolonlar." (Falih Rıfkı Atay)
  6. Yazı ve simgelerin bilgisayarda kullanılmaya elverişli çerçevesi, düzeni, format
  7. Disket vb.nin bilgisayarda kullanılabilir durumu
  8. Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil
    • "Gazel, mesnevi, rubai, sone birer şiir biçimidir."

BÜKME

  1. [isim] Bükmek işi
  2. Bükülmüş kaytan veya iplik
  3. Vücudun bir bölümünü yanındaki bölüm üzerine kıvırma, germe karşıtı

HAMAM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yıkanılacak yer, yunak, ısıdam
    • "Banyosuz, duşlu, avuç içi gibi bir aralıktı hamam." (Oktay Rifat)
    • "Bugün deniz hamam gibidir değil mi?" (Burhan Felek)
  2. Para karşılığında yıkanma işinin yapıldığı yer

HEKİM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İnsanlardaki hastalıkları teşhis ve onları ilaçlarla veya bazı araçlarla tedavi eden kimse, doktor, tabip
    • "Hekim, ebenin kendi odasına geleceğini sandıysa doğru çıkmadı." (Memduh Şevket Esendal)

KANMA

  1. [isim] Kanmak işi

MALUM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bilinen, belli
    • "Ona da malum oldu haber / Koşup geldi odama." (Behçet Necatigil)
    • "Bana gücenmeyiniz hanımefendi, malum ya, elçiye zeval yoktur." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Herkesçe bilinen ancak dile getirilmeyen
    • "Malum kişi. Malum çevre."
  3. [isim] Bilinen konu, iş vb
  4. [zarf] Bilindiği üzere, bilindiği gibi, kuşkusuz
  5. [isim] Etken
  6. Bilinen

MEŞUM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Uğursuz
    • "İlk çocuğunu doğuran genç bir kadına meşum şeyler söylememeliydim, sustum." (Aka Gündüz)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü