İçinde lk olan 7 harfli 39 kelime var. İçerisinde LK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında lk olan kelimeler listesine ya da Sonu lk ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TOLKŞOV
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Bakınız söz gösterisi
-
[isim]
Bakınız söz gösterisi
- İLKELCİ
- ...
- HALKAVİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Halka biçiminde olan
-
[sıfat]
Halka biçiminde olan
- HALKALI
-
-
[sıfat]
Halkası olan
- "Kulaklarının birinde ama yalnız birinde halkalı bir küpe." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Bir tür olta iğnesi
-
[sıfat]
Halkası olan
- ZİLKADE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ay takviminin on birinci ayı
-
[isim]
Ay takviminin on birinci ayı
- BALKIMA
-
-
[isim]
Balkımak işi
-
[isim]
Balkımak işi
- ÇALKAMA
-
-
[isim]
Çalkamak işi
-
[sıfat]
Çalkalanarak yapılan
- "Çalkama ayran."
-
[isim]
Çalkamak işi
- BILKIMA
-
-
[isim]
Bılkımak işi veya durumu
-
[isim]
Bılkımak işi veya durumu
- İLKADIM
- ...
- BELKİLİ
-
-
[sıfat]
Olasılı, muhtemel
-
Doğru olabileceği gibi yanlış da olabilen, belli ve kesin olmayan, olasılı, ihtimalî
-
[sıfat]
Olasılı, muhtemel
- ALKALİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
İçinde alkali bulunan, kalevi, antiasit
-
[sıfat]
İçinde alkali bulunan, kalevi, antiasit
- MÜLKSÜZ
- ...
- ALKOLİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Alkollü içkilere aşırı derecede düşkün olan (kimse)
-
[sıfat]
Alkollü içkilere aşırı derecede düşkün olan (kimse)
- FOLKLOR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Halk bilimi
- "Hep, folklor, sanatın, ilmin, kültürün kendisidir, ortaya attık." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Halk bilimi
- ÜLKÜDAŞ
-
-
[isim]
Aynı ülküye bağlı olanlardan her biri
-
[isim]
Aynı ülküye bağlı olanlardan her biri
- HALKEVİ
-
-
[isim]
Halkı eğitip millî birliğe ve ülküye yöneltmek amacıyla açılan kuruluş
-
Bu kuruluşun görev yaptığı yapı
-
[isim]
Halkı eğitip millî birliğe ve ülküye yöneltmek amacıyla açılan kuruluş
- HALKACI
-
-
[isim]
Halka yapan veya satan kimse
-
Lunaparklarda şişe, sigara vb. nesnelere halka geçirmek yoluyla oyun oynatan kimse
-
[isim]
Halka yapan veya satan kimse
- MÜLKİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Asker olmayanlar sınıfı
- "Mülkiye memuru."
-
[isim]
Asker olmayanlar sınıfı
- İLKELCE
-
-
[sıfat]
İlkel
-
[zarf]
İlkel bir biçimde
-
[sıfat]
İlkel
- KALKMAK
-
-
[nsz]
Gitmek üzere yerinden ayrılmak
- "Niye kalktınız, biraz daha otursaydınız."
-
[-den]
Oturma durumundan dik duruma gelmek, doğrulmak
- "Annem yerinden kalktı, yanıma geldi, bir kolunu uzatarak omzuna doladı." (Halit Ziya Uşaklıgil)
-
[-den]
Uyanarak yataktan ayrılmak
- "İstemeye istemeye, altüst olmuş yataktan kalktım." (Ömer Seyfettin)
-
Yukarı doğru yükselmek
- "Terazinin bir gözü inince öbürü kalkar."
-
Taşıtlar yola çıkmak
- "Tren saat onda kalktı."
-
[-den]
Uçmak, havalanmak
- "Uçak pistten kalktı."
-
Yerinden ayrılıp yol almaya başlamak
- "Çıkın arabaya, kalkacak şimdi, kalacaksınız buracıkta!" (Osman Cemal Kaygılı)
-
[-e]
Hayvan iki art ayağı üzerinde dik durum almak
- "At, art ayakları üzerine kalktı."
-
Kabarmak, ayrılmak
- "Masanın kaplaması kalktı."
-
Derlenip götürülmek
- "Ne zaman kalkacağını, nereye gömüleceğini bilmek, bildirmek mümkün değil." (Memduh Şevket Esendal)
-
Hasta iyileşerek gezecek duruma gelmek
- "Hasta bir haftaya kadar kalkar."
-
Varlığı, hayatı son bulmak
- "Halifelik kalktı."
-
[-den]
Yok olmak, artık bulunmamak
- "Ortalıktan kar kalkınca..."
-
[-e]
Girişmek, başlamak, davranmak, yeltenmek
- "Gözlüklerini takmadan okumaya kalktı." (Necati Cumalı)
-
Geçerli olmamak, geçerliğini yitirmek, geçmez olmak
- "Yasanın bu maddesi kalktı."
-
Uygulanmaz olmak
- "Sıkıyönetim kalktı."
-
Güncelliğini yitirmek
- "Bu âdet çoktan kalktı."
-
[-e]
Bir durumdan başka bir duruma geçmek
- "Dörtnala kalkmak."
- "Tırısa kalkmak."
-
[-den]
Başka yere gitmek, taşınmak
- "O yıl, çok geçmeden piyade taburu bizim ilçeden başka ilçeye kalktı." (Necati Cumalı)
-
[-e]
Ayakta beklemek
- "Mektepte cezaya kalkmış gibi duruyorsun." (Falih Rıfkı Atay)
-
[nsz]
Gitmek üzere yerinden ayrılmak