İçinde lek olan 6 harfli 21 kelime var. İçerisinde LEK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında lek olan kelimeler listesine ya da Sonu lek ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E K L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

ELK, KEL

2 Harfli Kelimeler

EK, EL, KE, LE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

LEYLEK

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Leyleksilerden, kışın tropikal Afrika'da yaşayan, siyah telekli, uzun gagalı, uzun bacaklı, büyük, beyaz, göçmen kuş (Ciconia ciconia)
    • "Ona en çok hüzün veren leyleklerin gidişleriydi." (Cahit Uçuk)
    • "Gözlerimi önüme indirmiştim, başım dönüyor, kulaklarım vınlıyordu. Ben, bilhassa ben, leyleğin attığı yavru." (Orhan Kemal)

ELEKÇİ

  1. [isim] Elek yapan veya satan kimse
  2. Çingene

MESLEK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir kimsenin geçimini sağlamak için yaptığı sürekli iş
    • "Mesleği ile ilgili olanlar bir yana bırakılırsa çok az kitabı vardı." (Tarık Buğra)
    • "Mesleğimin eri olduğumu takdir edersiniz." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Uğraş
  3. Birbirine bağlı bilimsel veya felsefi düşünceler birliği
  4. Dizge
  5. Çığır, okul, ekol
    • "Edebî meslekler."

LEKELİ

  1. [sıfat] Herhangi bir sebeple üzerinde leke oluşmuş, lekesi olan
    • "Armutların en fenası, en kavruk, en lekeli ve en hamı bile asildir." (Refik Halit Karay)
  2. Kötü tanınmış, lekelenmiş

LEKECİ

  1. [isim] Kuru temizleme yapan, kuru temizleyici
    • "Fahim Bey bütün bunları lekeciye temizletip yine giyermiş." (Abdülhak Şinasi Hisar)

DİŞLEK

  1. [sıfat] Dişleri dışarıya doğru çıkık olan (kimse)
    • "Kız, hafifçe dişlektir, gülünce belli olur." (Refik Halit Karay)
  2. Sözünü geçiren, istediğini yaptırabilen (kimse)
    • "Hacı Resul'e gelince Çatalkaya'nın ve başka köylerin en dişlek kodamanıydı." (Halikarnas Balıkçısı)

GÜRLEK

  1. [isim] Çağlayan

EŞELEK

  1. [isim] Elma, armut, ayva vb. meyvelerin yenmeyen iç bölümü

LEKTÖR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Okutman
  2. Yayınevlerinde yayımlanması düşünülen eserleri inceleyerek değerlendiren kimse
    • "Yayınevi on on beş lektörle çalışıp çok daha fazla iş çıkarabiliyor." (Haldun Taner)

DİLLEK

  1. [sıfat] Dedikoducu

GÖMLEK

  1. [isim] Vücudun üst kısmına giyilen kollu veya yarım kollu, yakalı giysi
    • "Sarı zeminli, kırmızı çiçekli gömleğinin yalnız boğazına tesadüf eden düğmesi ilikli, ötekiler açıktı." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Kadınların giydikleri ince kumaştan yapılmış kolsuz, yakasız iç çamaşırı, kombinezon
    • "Toplumun gömlek değiştirmesi, siyasal karmaşa elbette onları da etkiliyor." (Selim İleri)
  3. Vücudun üst kısmına giyilen iç çamaşırı
    • "Don ve gömleği ile fırlamış erkekler kapıların önlerinde giyiniyorlardı." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
  4. Kitap kapağına geçirilen kap, kılıf
    • "İplik dikiş, karton kapak ve beş renkli kuşe gömlek içinde çıkacak olan ... kitaplığımızın en değerli eserleri arasında yer alacaktır." (Yusuf Ziya Ortaç)
  5. Beyaz ışık sağlamak için lambanın üzerine geçirilen amyanttan kılıf
  6. Dosya kartonu
  7. Memeli hayvanlarda bağırsakları dıştan saran yağlı zar
  8. Göbek, batın
    • "İki gömlek yukarı dedesi filancadır."
  9. Basamak, kat, derece
    • "İki pehlivan yenişememiştir ama Aliço'nun bir gömlek üstün olduğu iyice belirlenmiştir." (Salâh Birsel)

GÜZLEK

  1. [isim] Güz yağmuru
  2. Güz mevsiminin geçirildiği yer
  3. Havaların soğuması üzerine yaylalardan dönen hayvanların otlatılması ve bir süre barındırılması için ayrılmış, dağ eteklerinde bulunan mera

ÇÖMLEK

  1. [isim] Toprak tencere
    • "Elinde bir çömlek sadeyağla gelip pazar yerine oturduğu görülmüş." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

TELEKS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Telsiz ve telem araçlarına uzaktan haber yazdırma düzeni

TELEKE

  1. [isim] Uzun ve sert kanat telekleri

BELLEK

  1. [isim] Yaşananları, öğrenilen konuları, bunların geçmişle ilişkisini bilinçli olarak zihinde saklama gücü, dağarcık, akıl, hafıza, zihin
    • "Böylelerini dinlediğimizde, belleğimizde sözleri, hiç mi hiç, kalmaz." (Salâh Birsel)
  2. Bir bilgisayarda, programı değişmeyen verileri, yapılacak iş için gerekli olan ara sonuçları toplayan bölüm

MELEKE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tekrarlama sonucu kazanılan yatkınlık, alışkanlık
    • "Tahmin yapmaya yapmaya ya bu melekem büsbütün körleşirse..." (Haldun Taner)
  2. Yeti
  3. Yelken makarası

EFELEK

  1. [isim] Labada

ALEKSİ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Okuma yitimi

DİVLEK

  1. [isim] Kalın kabuklu olgun kavun

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü