İçinde lek olan 6 harfli 21 kelime var. İçerisinde LEK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında lek olan kelimeler listesine ya da Sonu lek ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E K L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ELK, KEL
2 Harfli Kelimeler
EK, EL, KE, LE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GÜRLEK
-
-
[isim]
Çağlayan
-
[isim]
Çağlayan
- TELEKE
-
-
[isim]
Uzun ve sert kanat telekleri
-
[isim]
Uzun ve sert kanat telekleri
- GÜZLEK
-
-
[isim]
Güz yağmuru
-
Güz mevsiminin geçirildiği yer
-
Havaların soğuması üzerine yaylalardan dönen hayvanların otlatılması ve bir süre barındırılması için ayrılmış, dağ eteklerinde bulunan mera
-
[isim]
Güz yağmuru
- EŞELEK
-
-
[isim]
Elma, armut, ayva vb. meyvelerin yenmeyen iç bölümü
-
[isim]
Elma, armut, ayva vb. meyvelerin yenmeyen iç bölümü
- MELEKE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tekrarlama sonucu kazanılan yatkınlık, alışkanlık
- "Tahmin yapmaya yapmaya ya bu melekem büsbütün körleşirse..." (Haldun Taner)
-
Yeti
-
Yelken makarası
-
[isim]
Tekrarlama sonucu kazanılan yatkınlık, alışkanlık
- DİŞLEK
-
-
[sıfat]
Dişleri dışarıya doğru çıkık olan (kimse)
- "Kız, hafifçe dişlektir, gülünce belli olur." (Refik Halit Karay)
-
Sözünü geçiren, istediğini yaptırabilen (kimse)
- "Hacı Resul'e gelince Çatalkaya'nın ve başka köylerin en dişlek kodamanıydı." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[sıfat]
Dişleri dışarıya doğru çıkık olan (kimse)
- ÇÖMLEK
-
-
[isim]
Toprak tencere
- "Elinde bir çömlek sadeyağla gelip pazar yerine oturduğu görülmüş." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Toprak tencere
- ALEKSİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Okuma yitimi
-
[isim]
Okuma yitimi
- LEKECİ
-
-
[isim]
Kuru temizleme yapan, kuru temizleyici
- "Fahim Bey bütün bunları lekeciye temizletip yine giyermiş." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Kuru temizleme yapan, kuru temizleyici
- DİVLEK
-
-
[isim]
Kalın kabuklu olgun kavun
-
[isim]
Kalın kabuklu olgun kavun
- EFELEK
-
-
[isim]
Labada
-
[isim]
Labada
- LEKTÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Okutman
-
Yayınevlerinde yayımlanması düşünülen eserleri inceleyerek değerlendiren kimse
- "Yayınevi on on beş lektörle çalışıp çok daha fazla iş çıkarabiliyor." (Haldun Taner)
-
[isim]
Okutman
- BELLEK
-
-
[isim]
Yaşananları, öğrenilen konuları, bunların geçmişle ilişkisini bilinçli olarak zihinde saklama gücü, dağarcık, akıl, hafıza, zihin
- "Böylelerini dinlediğimizde, belleğimizde sözleri, hiç mi hiç, kalmaz." (Salâh Birsel)
-
Bir bilgisayarda, programı değişmeyen verileri, yapılacak iş için gerekli olan ara sonuçları toplayan bölüm
-
[isim]
Yaşananları, öğrenilen konuları, bunların geçmişle ilişkisini bilinçli olarak zihinde saklama gücü, dağarcık, akıl, hafıza, zihin
- MESLEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir kimsenin geçimini sağlamak için yaptığı sürekli iş
- "Mesleği ile ilgili olanlar bir yana bırakılırsa çok az kitabı vardı." (Tarık Buğra)
- "Mesleğimin eri olduğumu takdir edersiniz." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Uğraş
-
Birbirine bağlı bilimsel veya felsefi düşünceler birliği
-
Dizge
-
Çığır, okul, ekol
- "Edebî meslekler."
-
[isim]
Bir kimsenin geçimini sağlamak için yaptığı sürekli iş
- LEKELİ
-
-
[sıfat]
Herhangi bir sebeple üzerinde leke oluşmuş, lekesi olan
- "Armutların en fenası, en kavruk, en lekeli ve en hamı bile asildir." (Refik Halit Karay)
-
Kötü tanınmış, lekelenmiş
-
[sıfat]
Herhangi bir sebeple üzerinde leke oluşmuş, lekesi olan
- ELEKÇİ
-
-
[isim]
Elek yapan veya satan kimse
-
Çingene
-
[isim]
Elek yapan veya satan kimse
- TELEKS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Telsiz ve telem araçlarına uzaktan haber yazdırma düzeni
-
[isim]
Telsiz ve telem araçlarına uzaktan haber yazdırma düzeni
- DİLLEK
-
-
[sıfat]
Dedikoducu
-
[sıfat]
Dedikoducu
- BESLEK
-
-
[isim]
Besleme, hizmetçi, ahretlik
-
[isim]
Besleme, hizmetçi, ahretlik
- GÖMLEK
-
-
[isim]
Vücudun üst kısmına giyilen kollu veya yarım kollu, yakalı giysi
- "Sarı zeminli, kırmızı çiçekli gömleğinin yalnız boğazına tesadüf eden düğmesi ilikli, ötekiler açıktı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Kadınların giydikleri ince kumaştan yapılmış kolsuz, yakasız iç çamaşırı, kombinezon
- "Toplumun gömlek değiştirmesi, siyasal karmaşa elbette onları da etkiliyor." (Selim İleri)
-
Vücudun üst kısmına giyilen iç çamaşırı
- "Don ve gömleği ile fırlamış erkekler kapıların önlerinde giyiniyorlardı." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
Kitap kapağına geçirilen kap, kılıf
- "İplik dikiş, karton kapak ve beş renkli kuşe gömlek içinde çıkacak olan ... kitaplığımızın en değerli eserleri arasında yer alacaktır." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Beyaz ışık sağlamak için lambanın üzerine geçirilen amyanttan kılıf
-
Dosya kartonu
-
Memeli hayvanlarda bağırsakları dıştan saran yağlı zar
-
Göbek, batın
- "İki gömlek yukarı dedesi filancadır."
-
Basamak, kat, derece
- "İki pehlivan yenişememiştir ama Aliço'nun bir gömlek üstün olduğu iyice belirlenmiştir." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Vücudun üst kısmına giyilen kollu veya yarım kollu, yakalı giysi