İçinde lek olan 5 harfli 25 kelime var. İçerisinde LEK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında lek olan kelimeler listesine ya da Sonu lek ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E K L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ELK, KEL
2 Harfli Kelimeler
EK, EL, KE, LE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- YELEK
-
-
[isim]
Ceket altına giyilen kolsuz ve kısa giysi
- "Sağ elini yelek cebine attı." (Ömer Seyfettin)
-
Okun yay kirişine takılan bölümündeki tüy
- "Ok yeleği."
-
Kuş kanadının büyük tüyü, telek
-
[isim]
Ceket altına giyilen kolsuz ve kısa giysi
- ÇELEK
-
-
[isim]
Boynuzu kırık veya eğri hayvan
-
[isim]
Boynuzu kırık veya eğri hayvan
- SELEK
-
-
[sıfat]
Cömert
-
[sıfat]
Cömert
- İŞLEK
-
-
[sıfat]
Çok işleyen, canlı, hareketli
-
Özenmeden, çabuk yazıldığı hâlde okunaklı ve güzel olan (yazı)
- "İşlek, açık bir yazı. Bir kadın elinden çıkma." (Tarık Dursun K)
-
[sıfat]
Çok işleyen, canlı, hareketli
- EŞLEK
-
-
[isim]
Ekvator
-
[isim]
Ekvator
- FELEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gök, gökyüzü, sema
- "Oyuna bir de kalender, feleğin çemberinden geçmiş ihtiyar komiser koyacaksınız." (Haldun Taner)
- "Bir gün burada koyu ateş renginde bir hotoz görmüştür ki feleğini şaşırmıştır." (Salâh Birsel)
- "Desenize ki işimiz iş; felekten öyle bir gün çalacağız." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Dünya, âlem
-
Talih, baht, şans
- "Felek oyun etmişti onlara, yiğitlerden ikisi uyuya kaldı." (Cemil Meriç)
-
Askerî mızıkada zilli bir müzik aracı
-
[isim]
Gök, gökyüzü, sema
- İMLEK
-
-
[isim]
Bir kurum veya kuruluşun kendine seçtiği, bazı ticaret eşyası üzerine konulan, o eşyayı üreten veya satanı tanıtan resim, harf vb. özel işaret, logo
-
[isim]
Bir kurum veya kuruluşun kendine seçtiği, bazı ticaret eşyası üzerine konulan, o eşyayı üreten veya satanı tanıtan resim, harf vb. özel işaret, logo
- DÜLEK
- ...
- ÖDLEK
-
-
[sıfat]
Korkak, tabansız, yüreksiz
- "Oda arkadaşım geceleri bir tavşan gibi ödlekti." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Korkak, tabansız, yüreksiz
- DİLEK
-
-
[isim]
Bir kimsenin dilediği şey, istek, talep, temenni, rica, murat
-
[isim]
Bir kimsenin dilediği şey, istek, talep, temenni, rica, murat
- BELEK
-
-
[isim]
Kundak, çocuk bezi
- "Çocuk olsam beleklere belensem." (Âşık Veysel)
-
Beşiğe konulan yatak
-
[isim]
Kundak, çocuk bezi
- İZLEK
-
-
[isim]
Keçi yolu, patika
-
[isim]
Keçi yolu, patika
- ŞELEK
-
-
[isim]
Sırtta taşınan yük
-
Boynuzunun biri kırık hayvan
-
[isim]
Sırtta taşınan yük
- KÜLEK
-
-
[isim]
Bal, yağ, yoğurt vb. şeyler koymaya yarar tahta kova
-
[isim]
Bal, yağ, yoğurt vb. şeyler koymaya yarar tahta kova
- EVLEK
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Tarlanın, tohum ekmek için saban iziyle bölünen bölümlerinden her biri
- "Bu korkunç mücadeleye üç evlek toprak için Mustafa'dan başka bizim köyde kimse girişmezdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Dönümün dörtte biri kadar olan alan ölçüsü
-
Tarlalarda suyun akması için açılan su yolu
-
On liralık kâğıt para
-
[isim]
Tarlanın, tohum ekmek için saban iziyle bölünen bölümlerinden her biri
- MELEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tanrı ile insan arasında aracılık yaptığına ve nurdan olduğuna inanılan manevi varlık, ferişte
- "Kimi tarafları pek ince delikanlılar melek gibi kızları övüyorlardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Terbiyeli, uysal kimse
- "Yanlarındaki kızlar ise sahici birer melekti." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Annem melekler gibi iyi kadındır." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Tanrı ile insan arasında aracılık yaptığına ve nurdan olduğuna inanılan manevi varlık, ferişte
- TÜLEK
- ...
- GÖLEK
-
-
[isim]
Gölet
-
[isim]
Gölet
- BİLEK
-
-
[isim]
Elle kolun, ayakla bacağın birleştiği bölüm
- "Sonra bileğini avucumun içine alarak nabzını sayıyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Güç, kuvvet
-
[isim]
Elle kolun, ayakla bacağın birleştiği bölüm
- EĞLEK
-
-
[isim]
Sürünün yazın öğle sıcağında dinlendiği gölgelik
-
Yolcuların geceyi geçirdikleri yer, han, konak
-
[isim]
Sürünün yazın öğle sıcağında dinlendiği gölgelik