İçinde lak olan 8 harfli 45 kelime var. İçerisinde LAK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında lak olan kelimeler listesine ya da Sonu lak ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KAL, LAK
2 Harfli Kelimeler
AK, AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KULAKTAN
-
-
[zarf]
Sadece duyarak, dinleyerek
- "Fırat sultan bu okçu şehzadeye kulaktan âşık olmuş." (Refik Halit Karay)
-
[zarf]
Sadece duyarak, dinleyerek
- ÇAYLAKÇA
-
-
[sıfat]
Çaylağa yakışır
-
[zarf]
Çaylağa yakışır biçimde
-
[sıfat]
Çaylağa yakışır
- ABLAKLIK
-
-
[isim]
Ablak olma durumu
-
[isim]
Ablak olma durumu
- DOLAKSIZ
-
-
[sıfat]
Dolağı olmayan, büzgüsü bulunmayan
- "Adamın sırtında yakasız bir mintanı, bacaklarında da dolaksız bir külot vardı." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Dolağı olmayan, büzgüsü bulunmayan
- LAKÇILIK
-
-
[isim]
Lakçının işi
-
[isim]
Lakçının işi
- CUMBALAK
-
-
[isim]
Takla
-
[isim]
Takla
- YUVARLAK
-
-
[sıfat]
Top veya küre biçiminde olan, müdevver
- "Yuvarlak bir yüz. Yuvarlak bir masa."
- "Yuvarlak konuşmayı bırak da söyleyeceğini açıkça söyle diye hatibe müdahale etti." (Haldun Taner)
-
[isim]
Top veya küre biçiminde toparlak şey
-
[sıfat]
Top veya küre biçiminde olan, müdevver
- KULAKLIK
-
-
[isim]
Kulakları soğuk, rüzgâr vb. dış etkilerden korumak için kulak kepçesini örtecek biçimde yapılmış kılıf
-
Radyo, telefon, telsiz vb.nde kulak ile verici arasında ses bağlantısı kurmaya yarayan araç
-
Ağır işitenlerin daha iyi işitebilmek için kulaklarına taktıkları pilli araç
-
[isim]
Kulakları soğuk, rüzgâr vb. dış etkilerden korumak için kulak kepçesini örtecek biçimde yapılmış kılıf
- IŞKIRLAK
-
-
[isim]
Karagöz'ün başlığı
- "Tuhaf bir sepete benzeyen ışkırlağı, kısa şalvarı, saltası, tokalı pabucu ile bu adam bildiğimiz Karagöz'dü." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Karagöz'ün başlığı
- LAKLAMAK
-
-
[-i]
Laka veya vernik sürmek
-
[-i]
Laka veya vernik sürmek
- SULAKLIK
-
-
[isim]
Sulak olma durumu
-
[isim]
Sulak olma durumu
- SULAKİYE
- ...
- PLAKASIZ
-
-
[sıfat]
Plakası olmayan
-
[sıfat]
Plakası olmayan
- LEYLAKLI
- ...
- İSTİMLAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kamulaştırma
-
[isim]
Kamulaştırma
- MALAKARİ
- ...
- LAKRİMAL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Gözyaşı kemiği bezesi
- "İçindeki trajedi barutunu lakrimal bezelerinde ıslatıyor." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Gözyaşı kemiği bezesi
- PARALAKS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Farklı iki yerden çok uzaktaki bir noktaya yönelmiş iki doğru arasındaki açı
-
Dünyanın yarıçapını bir gezegenden veya dünya güneş uzaklığını bir yıldızdan gören açı
-
[isim]
Farklı iki yerden çok uzaktaki bir noktaya yönelmiş iki doğru arasındaki açı
- TABLAKAR
- ...
- KULAKSIZ
-
-
[sıfat]
Kulak kepçesi olmayan
-
[sıfat]
Kulak kepçesi olmayan