İçinde lak olan 7 harfli 57 kelime var. İçerisinde LAK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında lak olan kelimeler listesine ya da Sonu lak ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A K L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

KAL, LAK

2 Harfli Kelimeler

AK, AL, LA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

LEYLAKİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Leylak rengi
  2. [sıfat] Bu renkte olan
    • "Erguvan göklerin altında sular leylaki." (Faruk Nafiz Çamlıbel)

YATALAK

  1. [sıfat] Felç, sakatlık vb. bir sebeple yataktan kalkamayan (kimse)
    • "Şu rezalete bakın, yatalak gibi uzanmışlar." (Ömer Seyfettin)
    • "Bu kapanık, rutubetli yerde yatalak olup kalmaktan kurtulurum." (Osman Cemal Kaygılı)

SALAKÇA

  1. [sıfat] Salağa yakışan
  2. [zarf] Salağa yakışır bir biçimde

VELAKİN
...
MUTLAKA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Kesinlikle
    • "Mutlaka sabırsızlığından kendi kendine soyunmaya girmiştir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

MALAKİT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Yeşil renkli, yontulup parlatılabilen, doğal bakırlı, hidratlı karbonat, bakır taşı

ALAKART

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Seçmeli yemek, tabildot karşıtı
  2. [zarf] Yemek listesinden seçerek
    • "Alakart yedik."

OTLAKÇI

  1. [sıfat] Asalak
    • "Bizim rahmetli İlhami de otlakçı idi ama hiç olmazsa bir inceliği vardı, adamı eğlendirirdi." (Memduh Şevket Esendal)

PLAKACI

  1. [isim] Plaka yapıp satan kimse

AHLAKLI

  1. [sıfat] Ahlak kurallarına bağlı, bunlara uygun davranan (kimse)

İNFİLAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Güçlü bir biçimde patlama
    • "Bazen en ehemmiyetsiz bir kıvılcım en müthiş bir infilaka sebep olur." (Reşat Nuri Güntekin)

CIRTLAK

  1. [sıfat] Hoşa gitmeyen, keskin ve çiğ, tiz (ses)
  2. Olgunluktan ezilebilecek duruma gelmiş (meyve, sebze)

LAKLAKA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gereksiz, anlamsız, boş söz

AHLAKÇI

  1. [isim] Ahlak konularını inceleyen filozof veya bu konularla uğraşan kimse
    • "Ahlakçılar bu mahzurlarla cenkleşiyorlar." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Her şeyi ahlak açısından değerlendiren kimse, moralist

BURTLAK

  1. [isim] Taşlık, çalılık yer

FELAKET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Büyük zarar, üzüntü ve sıkıntılara yol açan olay veya durum, yıkım, bela
    • "İnsanların korkması icap eden en büyük felaket, kötü ahlaktır." (Samiha Ayverdi)
  2. [sıfat] Çok kötü
    • "Felaket bir yazı."
  3. [sıfat] Şaşırtıcı, hayrete düşürücü
    • "Bu kız felaket."

MÜLAKAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Buluşma, görüşme
    • "Mülakattan sonra da kendilerinin avdetine müsaade etmemek lüzumu bence tabii idi." (Atatürk)
  2. Röportaj
  3. Bir işe alınacak kişiler arasından seçim yapabilmek amacıyla kendileriyle karşılıklı konuşma, görüşme

MUALLAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Asılmış, asılı
  2. Sonuca bağlanmamış, sürüncemede kalmış
    • "Komite mahkemesince verilip de nasılsa icra olunmayan muallak kararları yerine getirirdi." (Ömer Seyfettin)

KABALAK

  1. [isim] Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı ordusunda kullanılmış olan, şapkaya benzeyen bir tür başlık
    • "Kendisi, ayağında postallar, sırtında kaput, başında kabalak, Çanakkale cehenneminde askerliğini yaparken..." (Yusuf Ziya Ortaç)

YIRTLAK

  1. [sıfat] Göz kuyruğu yırtılmış gibi açık duran (göz)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü