İçinde lak olan 7 harfli 57 kelime var. İçerisinde LAK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında lak olan kelimeler listesine ya da Sonu lak ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KAL, LAK
2 Harfli Kelimeler
AK, AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AHLAKEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Ahlakça
-
[zarf]
Ahlakça
- PLAKACI
-
-
[isim]
Plaka yapıp satan kimse
-
[isim]
Plaka yapıp satan kimse
- FELAKET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Büyük zarar, üzüntü ve sıkıntılara yol açan olay veya durum, yıkım, bela
- "İnsanların korkması icap eden en büyük felaket, kötü ahlaktır." (Samiha Ayverdi)
-
[sıfat]
Çok kötü
- "Felaket bir yazı."
-
[sıfat]
Şaşırtıcı, hayrete düşürücü
- "Bu kız felaket."
-
[isim]
Büyük zarar, üzüntü ve sıkıntılara yol açan olay veya durum, yıkım, bela
- IPISLAK
-
-
[sıfat]
Çok ıslak, her yanı ıslak
- "Bütün bedeni terden suya batıp çıkmış gibi ıpıslak olmuştu." (Yahya Kemal)
-
[sıfat]
Çok ıslak, her yanı ıslak
- ALAKALI
-
-
[sıfat]
İlgili
-
[sıfat]
İlgili
- ZIRTLAK
-
-
[sıfat]
Yavan, tatsız
- "... sulu zırtlak bir şey getirir." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Yavan, tatsız
- YAPALAK
-
-
[isim]
Bir tür baykuş
-
[isim]
Bir tür baykuş
- LAKIRTI
-
-
[isim]
Söz, laf
- "Biz burada lakırtıya başlayalı iki dakika ya oldu ya olmadı." (Peyami Safa)
- "Sonra tahsisat yoktur, gelecek sene bütçesine para konulacak diye lakırtı çıkardılar." (Memduh Şevket Esendal)
- "Bir gün sinirli olur da ters bir lakırtı ederse ben susarım." (Memduh Şevket Esendal)
- "Birbirine lakırtı yetiştirmeye, cevap bulmaya çalışıyorlar ." (Memduh Şevket Esendal)
-
Boş söz, dedikodu, laf
- "Lakırtıdır o, aldırma!"
-
[isim]
Söz, laf
- KULAKLI
-
-
[sıfat]
Kulağı herhangi bir biçimde olan
- "Küçük kulaklı."
-
Kulağa benzer çıkıntısı olan
-
[isim]
Sapının ucunda kulak biçiminde iki geniş çatalı bulunan bir çeşit yatağan
-
[isim]
İki tarafında tutulacak yeri olan yayvan tencere, kazan
-
[sıfat]
Kulağı herhangi bir biçimde olan
- VELAKİN
- ...
- LAKİNLİ
- ...
- YIRTLAK
-
-
[sıfat]
Göz kuyruğu yırtılmış gibi açık duran (göz)
-
[sıfat]
Göz kuyruğu yırtılmış gibi açık duran (göz)
- CARTLAK
- ...
- PIRTLAK
-
-
[sıfat]
Pırtlamış, dışarı fırlamış, patlak
- "Zatî Bey ellerini çırptı, pırtlak gözlü hafiye odaya girdi." (Halide Edip Adıvar)
-
Kolayca kabuğundan dışarı çıkabilen
- "Pırtlak üzüm."
-
[sıfat]
Pırtlamış, dışarı fırlamış, patlak
- KABALAK
-
-
[isim]
Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı ordusunda kullanılmış olan, şapkaya benzeyen bir tür başlık
- "Kendisi, ayağında postallar, sırtında kaput, başında kabalak, Çanakkale cehenneminde askerliğini yaparken..." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı ordusunda kullanılmış olan, şapkaya benzeyen bir tür başlık
- TOPALAK
-
-
[isim]
Hünnapgillerden, yapraklarından yeşil boya çıkarılan bir bitki (Rhamnus clorophorus globosus)
-
[isim]
Hünnapgillerden, yapraklarından yeşil boya çıkarılan bir bitki (Rhamnus clorophorus globosus)
- LAKLAKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gereksiz, anlamsız, boş söz
-
[isim]
Gereksiz, anlamsız, boş söz
- GOMALAK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Mobilya cilası ve zamk yapımında kullanılan, alkolde eriyen bir tür hayvansal reçine
-
[isim]
Mobilya cilası ve zamk yapımında kullanılan, alkolde eriyen bir tür hayvansal reçine
- CIRTLAK
-
-
[sıfat]
Hoşa gitmeyen, keskin ve çiğ, tiz (ses)
-
Olgunluktan ezilebilecek duruma gelmiş (meyve, sebze)
-
[sıfat]
Hoşa gitmeyen, keskin ve çiğ, tiz (ses)
- MALAKAR
- ...