İçinde lak olan 7 harfli 57 kelime var. İçerisinde LAK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında lak olan kelimeler listesine ya da Sonu lak ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KAL, LAK
2 Harfli Kelimeler
AK, AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- LEYLAKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Leylak rengi
-
[sıfat]
Bu renkte olan
- "Erguvan göklerin altında sular leylaki." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
-
[isim]
Leylak rengi
- YATALAK
-
-
[sıfat]
Felç, sakatlık vb. bir sebeple yataktan kalkamayan (kimse)
- "Şu rezalete bakın, yatalak gibi uzanmışlar." (Ömer Seyfettin)
- "Bu kapanık, rutubetli yerde yatalak olup kalmaktan kurtulurum." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[sıfat]
Felç, sakatlık vb. bir sebeple yataktan kalkamayan (kimse)
- SALAKÇA
-
-
[sıfat]
Salağa yakışan
-
[zarf]
Salağa yakışır bir biçimde
-
[sıfat]
Salağa yakışan
- VELAKİN
- ...
- MUTLAKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Kesinlikle
- "Mutlaka sabırsızlığından kendi kendine soyunmaya girmiştir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[zarf]
Kesinlikle
- MALAKİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yeşil renkli, yontulup parlatılabilen, doğal bakırlı, hidratlı karbonat, bakır taşı
-
[isim]
Yeşil renkli, yontulup parlatılabilen, doğal bakırlı, hidratlı karbonat, bakır taşı
- ALAKART
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Seçmeli yemek, tabildot karşıtı
-
[zarf]
Yemek listesinden seçerek
- "Alakart yedik."
-
[isim]
Seçmeli yemek, tabildot karşıtı
- OTLAKÇI
-
-
[sıfat]
Asalak
- "Bizim rahmetli İlhami de otlakçı idi ama hiç olmazsa bir inceliği vardı, adamı eğlendirirdi." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Asalak
- PLAKACI
-
-
[isim]
Plaka yapıp satan kimse
-
[isim]
Plaka yapıp satan kimse
- AHLAKLI
-
-
[sıfat]
Ahlak kurallarına bağlı, bunlara uygun davranan (kimse)
-
[sıfat]
Ahlak kurallarına bağlı, bunlara uygun davranan (kimse)
- İNFİLAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Güçlü bir biçimde patlama
- "Bazen en ehemmiyetsiz bir kıvılcım en müthiş bir infilaka sebep olur." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Güçlü bir biçimde patlama
- CIRTLAK
-
-
[sıfat]
Hoşa gitmeyen, keskin ve çiğ, tiz (ses)
-
Olgunluktan ezilebilecek duruma gelmiş (meyve, sebze)
-
[sıfat]
Hoşa gitmeyen, keskin ve çiğ, tiz (ses)
- LAKLAKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gereksiz, anlamsız, boş söz
-
[isim]
Gereksiz, anlamsız, boş söz
- AHLAKÇI
-
-
[isim]
Ahlak konularını inceleyen filozof veya bu konularla uğraşan kimse
- "Ahlakçılar bu mahzurlarla cenkleşiyorlar." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Her şeyi ahlak açısından değerlendiren kimse, moralist
-
[isim]
Ahlak konularını inceleyen filozof veya bu konularla uğraşan kimse
- BURTLAK
-
-
[isim]
Taşlık, çalılık yer
-
[isim]
Taşlık, çalılık yer
- FELAKET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Büyük zarar, üzüntü ve sıkıntılara yol açan olay veya durum, yıkım, bela
- "İnsanların korkması icap eden en büyük felaket, kötü ahlaktır." (Samiha Ayverdi)
-
[sıfat]
Çok kötü
- "Felaket bir yazı."
-
[sıfat]
Şaşırtıcı, hayrete düşürücü
- "Bu kız felaket."
-
[isim]
Büyük zarar, üzüntü ve sıkıntılara yol açan olay veya durum, yıkım, bela
- MÜLAKAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Buluşma, görüşme
- "Mülakattan sonra da kendilerinin avdetine müsaade etmemek lüzumu bence tabii idi." (Atatürk)
-
Röportaj
-
Bir işe alınacak kişiler arasından seçim yapabilmek amacıyla kendileriyle karşılıklı konuşma, görüşme
-
[isim]
Buluşma, görüşme
- MUALLAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Asılmış, asılı
-
Sonuca bağlanmamış, sürüncemede kalmış
- "Komite mahkemesince verilip de nasılsa icra olunmayan muallak kararları yerine getirirdi." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Asılmış, asılı
- KABALAK
-
-
[isim]
Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı ordusunda kullanılmış olan, şapkaya benzeyen bir tür başlık
- "Kendisi, ayağında postallar, sırtında kaput, başında kabalak, Çanakkale cehenneminde askerliğini yaparken..." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı ordusunda kullanılmış olan, şapkaya benzeyen bir tür başlık
- YIRTLAK
-
-
[sıfat]
Göz kuyruğu yırtılmış gibi açık duran (göz)
-
[sıfat]
Göz kuyruğu yırtılmış gibi açık duran (göz)