İçinde lak olan 6 harfli 57 kelime var. İçerisinde LAK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında lak olan kelimeler listesine ya da Sonu lak ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A K L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

KAL, LAK

2 Harfli Kelimeler

AK, AL, LA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

LAKTOZ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sütte bulunan, sütün buharlaşmasıyla kristal durumunda toplanan şeker, süt şekeri (C12H22O11)

ASALAK

  1. Bir canlıda sürekli veya geçici yaşayarak ona zarar veren başka canlı, parazit
  2. [sıfat] Başkalarının sırtından geçinen (kimse), abacı, ekti, otlakçı, tufeyli

CIRLAK

  1. [sıfat] Hoşa gitmeyen, çok belirgin renk
  2. [isim] Cırcır böceği

HAŞLAK

  1. [sıfat] Kızgın, kaynar, çok sıcak
    • "Fakat kendisini iki çatık kaşın altında parlayan iki hiddetli göz karşıladı. Sevincinin üzerine haşlak sular döküldü." (Aka Gündüz)

YAYLAK

  1. [isim] Otlak

ÇATLAK

  1. [sıfat] Çatlamış olan
    • "Çatlak bardak."
  2. Deli
  3. [isim] Ara, aralık
    • "İki denizci kara bulutlar çatlağından güneş ışığının güldüğünü sandılar." (Halikarnas Balıkçısı)
  4. [isim] Yer altındaki taş kütlelerinin basınç ve gerilim dolayısıyla yer değiştirmeden çatlayıp yarılması, diyaklaz
    • "Esmer toprağın yüzünü saran çatlaklar sanki yerin dibine kadar iniyordu ." (Tarık Buğra)
  5. [isim] Çatlama

DAYLAK

  1. [isim] Dişi deve
  2. [sıfat] Çıplak
    • "Develer daylak / Sevenler aylak / Sen kimin yârisin / Her yanın oynak." (Halk türküsü)

PLAKET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Onurluk
  2. Metal, ağaç, cam vb.nden türlü biçimlerde yapılan, duvara veya herhangi bir yere çakılan küçük, alçak kabartma levha

ŞALAKİ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Şal taklidi kumaş

FALAKA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ceza olarak ayak tabanlarına vurmakta kullanılan, ayakları uygun bir durumda sıkıştırıp tutan, kalınca bir sopa ile bunun iki ucuna bağlı bir ipi olan cezalandırma aracı
  2. Bu araçla uygulanan dayak cezası
  3. Bazı kaldıraçlarda kullanılan ucu iple bağlı ağaç parçası

FIRLAK

  1. [sıfat] Dışarı doğru fırlamış, çıkmış, çıkık
    • "Alt dudağını bıyığının içine geçirmiş, gözleri fırlak, sanki bir timsaha bakıyordu.." (Falih Rıfkı Atay)

PATLAK

  1. [sıfat] Patlayarak açılmış, yırtık, yarık
    • "Patlak davul."
    • "Kim bilir belki o zamana kadar savaş da patlak verecek." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. [isim] Patlamış yer
    • "Karşısındakini kalpağından ta patlakları gözüken kunduralarına kadar bir süzdü." (Ömer Seyfettin)

ZIRLAK

  1. [sıfat] Sürekli zırlayan

ÇAYLAK

  1. [isim] Yırtıcılardan, uzun kanatlı, çengel gagalı, küçük kuşları ve fare gibi zararlı hayvanları avlayan, tavuk büyüklüğünde bir kuş (Milvus migrans)
  2. [sıfat] Toy, deneyimsiz, acemi (kimse)

PIRLAK

  1. [isim] Doğan, atmaca vb. yırtıcı kuşları yakalamada çağırtkan olarak kullanılan, avcılarca bir kafes içinde av yerine bırakılan kuş

ÇIPLAK

  1. [sıfat] Üstünde bulunması gereken giysi, örtü vb. bulunmayan, üryan, nü, cıbıl, cıbıldak
    • "Kız, çıplak tabanlarını bozuk yolda şaplata şaplata köyün içerisine doğru uzaklaştı." (Ercüment Ekrem Talu)
  2. Saçsız (baş)
  3. Üzerinde yeşillik olmayan (arazi)
    • "Irmağın başında kocaman, çıplak bir tek kavak vardı." (Halide Edip Adıvar)
  4. İçinde gerekli eşya bulunmayan
    • "Ankara tepelerinin birinde, boz renkli bir binanın çıplak ve dar bir odasında onunla karşı karşıyayız." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  5. [isim] Soyunmuş durumda olan vücudun resmi, nü
  6. Yoksul (kimse)
    • "Askerliğini yapmamış, beş parasız, çıplak bir Cemal'in nesi vardı evlenilecek?" (Necati Cumalı)
  7. Yalın, süssüz
    • "Çıplak bir anlatım."
  8. Olduğu gibi, apaçık

ŞALLAK

  1. [sıfat] Çıplak
  2. Giyimine özen göstermeyen kimse

KIŞLAK

  1. [isim] Kışın barınılan yer
  2. Kışın orduların, göçebe oymakların hayvanlarıyla birlikte yayladan inip konakladıkları yer

MABLAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Hamur, merhem, boya vb. şeyleri ezip karıştırarak yoğurmak için kullanılan ve bir ucu ele alınacak biçimde saplı, öbür ucu yassı olan alet
  2. Aşure kazanlarını karıştırmakta kullanılan, uzun saplı ve yayvan uçlu tahta kepçe

TASLAK

  1. [isim] Bir şeyi, bir sanat veya edebiyat eserini ana çizgileriyle, türlü bölümleriyle belirten ön çalışma, eskiz
    • "Evet diye devam ettim, hikâyen henüz taslak hâlinde." (Refik Halit Karay)
  2. Usta olmadığı hâlde kendini ustaymış gibi göstermeye çalışan kimse

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü