İçinde lak olan 6 harfli 57 kelime var. İçerisinde LAK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında lak olan kelimeler listesine ya da Sonu lak ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KAL, LAK
2 Harfli Kelimeler
AK, AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- LAKTOZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sütte bulunan, sütün buharlaşmasıyla kristal durumunda toplanan şeker, süt şekeri (C12H22O11)
-
[isim]
Sütte bulunan, sütün buharlaşmasıyla kristal durumunda toplanan şeker, süt şekeri (C12H22O11)
- KAVLAK
-
-
[sıfat]
Kabuğu dökülmüş
- "Kavlak bir ağaç."
-
Güneşten derisi soyulan (kimse)
-
[isim]
Yer altı boşluklarının tavan ve yan duvarlarında bulunan gevşemiş veya düşebilir kaya parçası
-
[sıfat]
Kabuğu dökülmüş
- HOPLAK
- ...
- KUŞLAK
-
-
[isim]
Av kuşları bol olan yer
-
[isim]
Av kuşları bol olan yer
- PATLAK
-
-
[sıfat]
Patlayarak açılmış, yırtık, yarık
- "Patlak davul."
- "Kim bilir belki o zamana kadar savaş da patlak verecek." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Patlamış yer
- "Karşısındakini kalpağından ta patlakları gözüken kunduralarına kadar bir süzdü." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Patlayarak açılmış, yırtık, yarık
- TELLAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hamamda insanları keseleyip yıkayan erkek
-
[isim]
Hamamda insanları keseleyip yıkayan erkek
- MABLAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hamur, merhem, boya vb. şeyleri ezip karıştırarak yoğurmak için kullanılan ve bir ucu ele alınacak biçimde saplı, öbür ucu yassı olan alet
-
Aşure kazanlarını karıştırmakta kullanılan, uzun saplı ve yayvan uçlu tahta kepçe
-
[isim]
Hamur, merhem, boya vb. şeyleri ezip karıştırarak yoğurmak için kullanılan ve bir ucu ele alınacak biçimde saplı, öbür ucu yassı olan alet
- PLAKET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Onurluk
-
Metal, ağaç, cam vb.nden türlü biçimlerde yapılan, duvara veya herhangi bir yere çakılan küçük, alçak kabartma levha
-
[isim]
Onurluk
- CIRLAK
-
-
[sıfat]
Hoşa gitmeyen, çok belirgin renk
-
[isim]
Cırcır böceği
-
[sıfat]
Hoşa gitmeyen, çok belirgin renk
- ŞAPLAK
-
-
[isim]
"Şap" diye ses çıkaran tokat
- "Rahmi'nin sırtına güya şaka olsun diye bir şaplak indirdikten sonra..." (Burhan Felek)
-
[isim]
"Şap" diye ses çıkaran tokat
- ÇATLAK
-
-
[sıfat]
Çatlamış olan
- "Çatlak bardak."
-
Deli
-
[isim]
Ara, aralık
- "İki denizci kara bulutlar çatlağından güneş ışığının güldüğünü sandılar." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[isim]
Yer altındaki taş kütlelerinin basınç ve gerilim dolayısıyla yer değiştirmeden çatlayıp yarılması, diyaklaz
- "Esmer toprağın yüzünü saran çatlaklar sanki yerin dibine kadar iniyordu ." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Çatlama
-
[sıfat]
Çatlamış olan
- TAYLAK
-
-
[isim]
At veya deve yavrusu
-
[isim]
At veya deve yavrusu
- SAĞLAK
- ...
- LEYLAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zeytingillerden, yaprakları karşılıklı bir ağaççık (Syringa vulgaris)
-
Bu ağacın koni durumunda toplanmış, beyaz, eflatun veya pembe renkte, güzel kokulu çiçekleri
- "Bahar yağmuru ancak mor salkımlarla leylakların açtığı bir memlekette çekilebilir." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Zeytingillerden, yaprakları karşılıklı bir ağaççık (Syringa vulgaris)
- TASLAK
-
-
[isim]
Bir şeyi, bir sanat veya edebiyat eserini ana çizgileriyle, türlü bölümleriyle belirten ön çalışma, eskiz
- "Evet diye devam ettim, hikâyen henüz taslak hâlinde." (Refik Halit Karay)
-
Usta olmadığı hâlde kendini ustaymış gibi göstermeye çalışan kimse
-
[isim]
Bir şeyi, bir sanat veya edebiyat eserini ana çizgileriyle, türlü bölümleriyle belirten ön çalışma, eskiz
- ÇAYLAK
-
-
[isim]
Yırtıcılardan, uzun kanatlı, çengel gagalı, küçük kuşları ve fare gibi zararlı hayvanları avlayan, tavuk büyüklüğünde bir kuş (Milvus migrans)
-
[sıfat]
Toy, deneyimsiz, acemi (kimse)
-
[isim]
Yırtıcılardan, uzun kanatlı, çengel gagalı, küçük kuşları ve fare gibi zararlı hayvanları avlayan, tavuk büyüklüğünde bir kuş (Milvus migrans)
- HAŞLAK
-
-
[sıfat]
Kızgın, kaynar, çok sıcak
- "Fakat kendisini iki çatık kaşın altında parlayan iki hiddetli göz karşıladı. Sevincinin üzerine haşlak sular döküldü." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Kızgın, kaynar, çok sıcak
- AHLAKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Ahlaka uygun, ahlakla ilgili, aktöresel, sağtöresel
- "Bütün vaktim babamın verdiği ahlaki kitapları okumakla geçer." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Ahlaka uygun, ahlakla ilgili, aktöresel, sağtöresel
- HARLAK
-
-
[isim]
Harıltı ile akan su, çağlayan
-
[isim]
Harıltı ile akan su, çağlayan
- PLAKÇI
-
-
[isim]
Plak hazırlayan, yapan veya satan kimse
-
[isim]
Plak hazırlayan, yapan veya satan kimse