İçinde l olan 5 harfli 1421 kelime var. İçerisinde L harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında l harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu l harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BELEŞ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Karşılıksız, emeksiz, parasız elde edilen

FLÖRT

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Kadınla erkek arasındaki duygusal ilişki
    • "Cemal hiç de benimle flört yapmaya kalkmamıştı." (Halide Edip Adıvar)
  2. Birbirine duygusal ilgi duyan kadın ve erkek
    • "Gerçi birçok flörtleri olmuş ama karar verip de içlerinden biriyle yuva kurmak cesaretini gösterememişti." (Haldun Taner)
  3. Siyasal bir parti, yabancı bir ülke vb.ne tam olarak bağlanmadan yaklaşma

HELAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ölme, öldürme, yok etme, yok olma
    • "İki sarılı yumurta yumurtlayan bu canım legornlar iki üç gün ara ile birer birer helak olup gitmişlerdi." (Haldun Taner)
  2. Bitkin bir duruma gelme veya getirme
    • "Bu yolculuk bizi helak etti."
    • "Zavallılar kan ter içinde bir yandan karşı taraf içlerini tutacağız, bir yandan forveti besleyip akına yardım edeceğiz diye ileri geri helak olurlar." (Haldun Taner)

İLKAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dölleme
  2. Döllenme
  3. Aşılama

KELAM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Söz
    • "Mecliste arif ol kelamı dinle / El iki söylerse sen birin söyle." (Karacaoğlan)
  2. Söyleyiş biçimi, söyleme
  3. Tanrı'nın varlığını ve İslam dininin doğruluğunu konu edinen bilim

KLİŞE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Baskıda kullanılmak amacıyla, üzerine kabartma resim, şekil, yazı çıkarılmış metal levha
    • "Klişecilik sanatını usta bir klişeci kadar bildiği hatta kendisi de klişe yaptığı için, siyah ve beyazın tonlarını son derece hünerle kaynaştırır." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. [sıfat] Basmakalıp (söz, görüş vb.)
    • "Söylediği sözün klişe olduğunu, bir yazarın klişelerle yazmamak zorunda olduğunu kabul etmez o." (Necati Cumalı)

LİDER

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Önder, şef
    • "İhtilal partisinin liderini yakından ilk defa tanıyacaktım." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Bir partinin veya bir kuruluşun en üst düzeyde yönetimiyle görevli kimse
    • "Politika kargaşalarına gömülmüş liderler, ufukta bekleyen tehlikeyi göremiyorlardı." (Samiha Ayverdi)
  3. Bir yarışmada başta bulunan takım veya yarışmacı

GALOŞ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Tabanı tahtadan yapılmış deri ayakkabı
    • "İşlemeli yün çorapları ve galoşları hâlâ ayağında idi." (Tarık Buğra)
  2. Müzelerde, özellikle sağlık kurumlarında özel bölümlere girerken ayakkabı üzerine geçirilen ince ve şeffaf korumalık

GAZAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ceylan

SALEP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Salepgillerin tek köklü, yumrulu, salkımlı veya başak çiçekli örnek bitkisi (Orchis)
  2. Bu bitkinin yumru durumundaki köklerinden dövülerek hazırlanan beyaz toz
  3. Bu tozun, şekerli süt veya su ile kaynatılmasıyla yapılan sıcak içecek

TALİH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Şans
    • "Bir talih eseri olarak ondan gelen cevap benim kendi bulduklarımı tuttu." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Her devirde talihi yaver gitmiş birisiydi." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Bir gelinden ziyade, zalim bir nezri yerine getirmek için talihin kucağına atılmış bir kurbana benziyordu." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
    • "Talihimize küseriz ama millî menfaat prensiplerinin bizim yüzümüzden kötülenmesini istemeyiz." (Falih Rıfkı Atay)

VASIL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Ulaşan, varan
    • "Biraz sonra tren Menemen'e vasıl oldu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

ALKIŞ

  1. [isim] Bir şeyin beğenildiğini, onaylandığını anlatmak için el çırpma, alkışlama, kargış karşıtı
    • "Daha ilk nağmelerde meyhaneyi sarsan bir alkış tufanı koptu." (Sait Faik Abasıyanık)

EÇHEL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Çok cahil, çok bilgisiz olan

KILIF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir şeyi korumak için kendi biçimine göre, çoğunlukla yumuşak bir nesneden yapılmış özel kap
    • "Bütün vücudu sanki ziftten bir kılıf içine tıkılmış gibi idi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Yolsuz bir işe bulunan sudan gerekçe

MORAL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir insanın ruhsal gücü, manevi güç, yürek gücü, maneviyat
    • "Morali bozuk bir insan."
    • "Savaşçı gruplarını moral bulmaları için bir haftalık tatile göndermeyi gerekli sayıyorlardı." (Refik Erduran)

SAPLI

  1. [sıfat] Sapı olan
  2. [zarf] Saplanmış olarak
    • "Bıçak karpuza saplı duruyor."
  3. [isim] Büyük kepçe

SOLMA

  1. [isim] Solmak işi

TABLA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Satıcı vb.nin kullandığı tahtadan tepsi
    • "Bir hurmacının tablasında üstlerine vuran güneş ışığıyla parıldayan hurmalara imrenmiş." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. [sıfat] Bir tepsinin aldığı miktarda olan
    • "Bir tabla balık döküldü."
  3. Soba, mangal vb. şeylerin altına konulan metalden veya tahtadan yapılan tepsiye benzer altlık
  4. Bir şeyin düz ve geniş bölümü
    • "Hokka takımı tablası. Çadır direği tablası."
  5. Küllük
    • "Tablada ruj izli sigara artıkları var." (Refik Halit Karay)
  6. Ağaçtan veya ağaç ürünlerinden hazırlanmış, büyük yüzeyli düzgün parça
  7. Genellikle Hindistan, Pakistan'da kullanılan, darbukaya benzer bir tür çalgı
  8. Makaraların yüzlerini oluşturan dış bölümleri

AĞILI

  1. [sıfat] İçinde ağı bulunan, zehirli

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü