İçinde kır olan 5 harfli 15 kelime var. İçerisinde KIR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kır olan kelimeler listesine ya da Sonu kır ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

I K R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

IRK, KIR

2 Harfli Kelimeler

IR

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KIRIM

  1. [isim] Savunmasız insanların veya tutsakların toplu olarak öldürülmesi, katliam
    • "İçtenlik, insanları kırımlara, cinayetlere, haksızlıklara sürüklemiş..." (Salâh Birsel)
  2. Hayvanların hastalık, soğuk gibi sebeplerle ölmesi

LIKIR

  1. [isim] Sıvıların bir kaptan akarken çıkardığı ses

KIRCI

  1. [isim] Dolu
  2. Ufak ve sert taneli kar

KIRAY

  1. [isim] Yol kesen, asi
  2. Genç, delikanlı

KIRMA

  1. [isim] Kırmak işi
  2. Kumaşın katlanmasıyla yapılan giysi süsü, pili
  3. Kırılmış veya dövülmüş tahıl
    • "Buğday kırması."
  4. Basılı kâğıtları forma durumuna getirmek için belli yerlerinden bükme ve katlama işi
  5. [sıfat] Ortasından kırılarak doldurulan (tüfek)
    • "Mustafa, kırma tüfeğe bir kurşun sürdü." (Yahya Kemal)
  6. [sıfat] Melez
    • "Arap kırması bir at."
  7. [sıfat] Yabancı etkilerle özgün niteliğini yitirmiş olan

KIRKI

  1. [isim] Kırkma işi
  2. Davarların yün veya kıllarını kırkmaya yarayan makasa benzer araç

KIRAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Elmas, zümrüt vb. değerli taşların tartısında kullanılan, 0,20043 g olan ağırlık ölçü birimi
    • "Yüzlerini görür görmez, aşağıdaki misafirlerinin kıratlarını ölçmüştüm." (Ercüment Ekrem Talu)
  2. Nitelik, değer, düzey, seviye
    • "Karşısındaki oyuncu belki de orta kıratı hiçbir zaman geçmeyen birisi idi." (Tarık Buğra)

KIRBA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sakaların içinde su taşıdıkları ağzı dar, altı geniş, deriden yapılmış kap, su kabı, matara
    • "Nihayet bir çobanın kırbasında yosunlu, tozlu, berbat bir su ele geçirmişler."
  2. Çok su içen kimse
  3. Çocuklarda karın şişmesiyle beliren bir hastalık

KIRAÇ

  1. Verimsiz veya susuz, bitek olmayan (toprak)

BAKIR

  1. [isim] Atom numarası 29, yoğunluğu 8,95 olan, 1084 °C'ye doğru eriyen, doğada serbest veya birleşik olarak bulunan, ısı ve elektriği iyi ileten, kolay dövülür ve işlenir olduğundan eski çağlardan beri türlü işlerde kullanılan, kızıl renkli element (simgesi Cu)
  2. [sıfat] Bu elementten yapılmış
    • "Ertesi gün çadırların önünde Haldun Nedret'in Kadıköy'den getirdiği bakır lamba yanıyordu." (Abdülhak Şinasi Hisar)

KIRCA

  1. [sıfat] Hafif kırlaşmış
    • "Tıknaz, kırca, kısa sakallı, kırmızı yüzlü bir efendi." (Memduh Şevket Esendal)

TIKIR

  1. [isim] Tıkırdayan, birbirine vuran, çarpan şeylerin çıkardığı ses
  2. Para

ÇAKIR

  1. [sıfat] Açık mavi, hareli ela (göz)
    • "Soluk esmer renkli, çakır gözlü, ağır tavırlı, az konuşur bir delikanlıydı." (Memduh Şevket Esendal)
  2. [isim] Çakırdoğan

KIRAN

  1. [sıfat] Kırma işini yapan (kimse)
    • "Taş kıran işçiler."
    • "Bu yıl sığırlara kıran girdi."
  2. [isim] Bir topluluğun ve özellikle hayvanların büyük bir bölümünü yok eden hastalık veya başka neden, ölet, afet
    • "Kıranları ve zelzeleleri, feyezanları ve harpleri görmüşlerdir." (Sait Faik Abasıyanık)

KIRIK

  1. [sıfat] Kırılmış olan
    • "Kırık pencereden ay, ışığını donduran bir soğuklukla odaya akıyor." (Halide Edip Adıvar)
  2. Melez
    • "Kırık tazı."
  3. Tam nota göre düşük olan (not)
    • "Üç dersten kırığı var. Kırık not."
  4. [isim] Kırılmış bir şeyden ayrılan parça
    • "Cam kırığı."
  5. [isim] Kemiğin bir etki ile kırılması
    • "Kolunda kırık yok ama çıkık var."
  6. [isim] Bir şeyin kırılan yeri
    • "Bunun kırığı neresinde?"
  7. [isim] Kırıntı
    • "Ekmek kırığı."
  8. [isim] Tavla oyununda oyun dışı bırakılan pul
  9. Gücenmiş, üzgün
    • "Eşlerde, çocuklarda o üzgün, kırık bakış." (Behçet Necatigil)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü