İçinde kıl olan 7 harfli 45 kelime var. İçerisinde KIL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kıl olan kelimeler listesine ya da Sonu kıl ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TIKILMA
-
-
[isim]
Tıkılmak işi
-
[isim]
Tıkılmak işi
- BAKILMA
-
-
[isim]
Bakılmak işi
-
[isim]
Bakılmak işi
- KILÜKAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dedikodu, söylenti
- "Aşk imiş her ne var âlemde / İlm bir kılükal imiş ancak." (Fuzulî)
-
[isim]
Dedikodu, söylenti
- ÇIKILMA
-
-
[isim]
Çıkılmak işi
-
[isim]
Çıkılmak işi
- TAKILMA
-
-
[isim]
Takılmak işi
- "Kuru gevezeliği aşmayan türden takılmalar ile uzayıp giden komediler..." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Takılmak işi
- BAKILIŞ
- ...
- YIKILIŞ
-
-
[isim]
Yıkılma işi veya biçimi
- "Alman denizinden Türk denizine doğru bir yıkılış, büyük bir yıkılış vardı." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Yıkılma işi veya biçimi
- ÇATKILI
-
-
[sıfat]
Çatkısı olan
- "Kızının bu hâlini gören başı çatkılı bir dolmacı bacı hemen oraya koştu." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[sıfat]
Çatkısı olan
- İNKILAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Toplum düzenini ve yapısını daha iyi duruma getirmek için yapılan köklü değişiklik, iyileştirme, devrim, reform
- "Yazı inkılabı."
-
Bir durumdan başka bir duruma geçiş, dönüşüm
- "Münevver Türk kadını inkılaptan çok evvel çarşafı atmış ve kaçgöçü kaldırmıştı." (Peyami Safa)
-
[isim]
Toplum düzenini ve yapısını daha iyi duruma getirmek için yapılan köklü değişiklik, iyileştirme, devrim, reform
- SIKILIŞ
-
-
[isim]
Sıkılma durumu veya biçimi
-
[isim]
Sıkılma durumu veya biçimi
- ASKILIK
-
-
[isim]
Avcıların sırtlarına taktıkları askı takımı
-
Vestiyer
-
Asılıp saklanacak sebze, meyve
-
[isim]
Avcıların sırtlarına taktıkları askı takımı
- SIKILMA
-
-
[isim]
Sıkılma işi
-
Utanma ve çekinme duygusu, hicap
-
[isim]
Sıkılma işi
- KILAVUZ
-
-
[isim]
Yol gösteren, tarihî ve turistik yerleri gezerken bilgi aktaran kimse, rehber
- "Mum tutan kılavuzların arkasından içeri girdik." (Falih Rıfkı Atay)
-
Herhangi bir alanda ve konuda bilgi veren, yol yöntem gösteren kitap vb
- "Öğrenci kılavuzu."
-
Evlenecek olan erkek veya kadına eş bulan kimse
-
Ruhsal ve zihinsel bakımdan yol gösteren, ışık tutan kimse
- "Kılavuzumuz Atatürk'tür."
-
Kılavuz gemisi
-
Kılavuz kaptan
- "İstanbul Boğazı'ndan kılavuz almadan geçmek yasaktır."
-
Makaradaki filmlerin başında ve sonunda yer alan, filmin alıcı, yıkama aracı, basım aracı, gösterici vb. araçlara takılıp çıkarılmasında kolaylık sağlayan, asıl film için pay bırakan çeşitli renklerde film parçası
-
Somun veya boru içine yiv açmakta kullanılan araç
-
Dar ve uzun bir yerden tel, kablo gibi bükülebilen bir şey geçirilirken bunların ucuna bağlandığı sert nesne
-
[isim]
Yol gösteren, tarihî ve turistik yerleri gezerken bilgi aktaran kimse, rehber
- KILINIŞ
-
-
[isim]
Kılınma işi veya biçimi
-
[isim]
Kılınma işi veya biçimi
- KILGILI
-
-
[sıfat]
Uygulamalı
-
Maksada uygun, kullanışlı
-
Gerçeklere uygun
-
[sıfat]
Uygulamalı
- ÇAKILLI
-
-
[sıfat]
Çakılı olan
- "Kumsal topraktan, dibi çakıllı suya girdi." (Cahit Uçuk)
-
[sıfat]
Çakılı olan
- KAVKILI
-
-
[sıfat]
Kavkısı olan (hayvan)
-
[sıfat]
Kavkısı olan (hayvan)
- YAKILMA
-
-
[isim]
Yakılmak işi
-
[isim]
Yakılmak işi
- TIKILIŞ
- ...
- ÇAKILIŞ
-
-
[isim]
Çakılma işi veya biçimi
-
[isim]
Çakılma işi veya biçimi