İçinde kıl olan 6 harfli 17 kelime var. İçerisinde KIL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kıl olan kelimeler listesine ya da Sonu kıl ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SARKIL
-
-
[sıfat]
Sarkaçla ilgili, hareketi sarkaç hareketine benzeyen
-
[sıfat]
Sarkaçla ilgili, hareketi sarkaç hareketine benzeyen
- KILMAK
-
-
Etmek, yapmak
- "Kitabımı elimden bırakmadığımı görmek bile onları mutlu kılmaya yetiyordu." (Necati Cumalı)
-
Etmek, yapmak
- AKILLI
-
-
[sıfat]
Gerçeği iyi gören ve ona göre davranan, akil
- "Akıllı geçinen kadınlardan beklenebilecek tepkileri vermedi hiç." (Refik Erduran)
- "Mesut olmak için akıllı olmak kifayet eder, baht, talih bunlar boş şeydir!" (Memduh Şevket Esendal)
-
[ünlem]
Karşısındakinin düşüncesizliğini belirtmek için söylenilen uyarma sözü
-
Düşüncesiz, aptal
- "Akıllıya bak, bu işten kendisine bir pay çıkarmak istiyor."
-
[sıfat]
Gerçeği iyi gören ve ona göre davranan, akil
- KILÇIK
-
-
[isim]
Balıkların eti arasında bulunan diken gibi ince ve küçük kemik
-
Fasulye, bakla vb. sebzelerin yeşil kabuğunda ve ekin başaklarında bulunan sert ve kıl gibi uzun lif
-
Alttaki güreşçinin, kuyruk sokumunu hızla ve birdenbire havaya kaldırarak sırtına abanmış olan güreşçinin dengesini bozup onu ön veya yan tarafına aşırıp atması
-
[isim]
Balıkların eti arasında bulunan diken gibi ince ve küçük kemik
- ÇAKILI
-
-
[sıfat]
Çivi, kazık vb. bir şeyle tutturulmuş
- "Duvara çakılı büyük rakkaslı saati tamire götüren hademe, Reşat'ın omzuna adamakıllı bindirmiş." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Çakılmış, bir şeye bağlı
- "Genç kadın forsaların çakılı bulunduğu oturak dairesini görmeyi merak ediyordu." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
- "O günkü sözleri çakılı kaldı bende." (Necati Cumalı)
-
Yeri değişmez, sabit
- "Çakılı top."
-
[sıfat]
Çivi, kazık vb. bir şeyle tutturulmuş
- AÇKILI
-
-
[sıfat]
Açkı yapılmış, perdahlanmış, perdahlı
-
[sıfat]
Açkı yapılmış, perdahlanmış, perdahlı
- KILADE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gerdanlık, boyna takılan süs eşyası
-
[isim]
Gerdanlık, boyna takılan süs eşyası
- TAKILI
-
-
[sıfat]
Takılmış, tutturulmuş, asılmış
- "Bütün dava şimdi Trakya'daki bu sınırlama keyfiyetine takılı kalmıştı." (Ali Naci Karacan)
-
[sıfat]
Takılmış, tutturulmuş, asılmış
- ATKILI
-
-
[sıfat]
Atkısı olan
-
[sıfat]
Atkısı olan
- KILBAZ
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
Dalkavuk
-
Dalkavuk
- KILAĞI
-
-
[isim]
Taş üzerinde bilenen bir kesici aracın keskin yüzüne yapışan ve aracın iyi kesebilmesi için, yağlanmış yumuşak taşla kaldırılması gereken çok ince çelik parçaları, zağ
-
[isim]
Taş üzerinde bilenen bir kesici aracın keskin yüzüne yapışan ve aracın iyi kesebilmesi için, yağlanmış yumuşak taşla kaldırılması gereken çok ince çelik parçaları, zağ
- ASKILI
-
-
[sıfat]
Askısı olan
- "Askılı eteklik."
-
[sıfat]
Askısı olan
- KILCAN
-
-
[isim]
At kuyruğu kılından yapılmış kuş tuzağı
-
[isim]
At kuyruğu kılından yapılmış kuş tuzağı
- KILCAL
-
-
[sıfat]
Kıl gibi olan, çok ince
-
[sıfat]
Kıl gibi olan, çok ince
- KILSIZ
-
-
[sıfat]
Kılı olmayan
-
[sıfat]
Kılı olmayan
- KILGIN
-
-
[sıfat]
Kılgı durumuna geçirilebilen, amelî, pratik
-
[sıfat]
Kılgı durumuna geçirilebilen, amelî, pratik
- AKILCI
-
-
[sıfat]
Akılcılıktan yana olan, usçu, rasyonalist (kimse)
-
Akılcılıkla ilgili
-
[sıfat]
Akılcılıktan yana olan, usçu, rasyonalist (kimse)