İçinde kud olan 20 kelime var. İçerisinde KUD bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kud olan kelimeler listesine ya da Sonu kud ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
KUDRETSİZLİK
KUDURGANLIK
KUDRETSİZ, KUDRETTEN, KUDURTMAK, KUDURTUCU
KUDRETLİ, KUDURGAN, KUDURMAK, KUDURTMA, KUDUZLUK, KUDÜMZEN
KUDURMA, KUDURUK, KUDURUŞ
KUDEMA, KUDRET
KUDAS, KUDUZ, KUDÜM
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KUDRETSİZLİK
-
-
[isim]
Güçsüz olma durumu, argınlık, takatsizlik
-
[isim]
Güçsüz olma durumu, argınlık, takatsizlik
- KUDURGANLIK
-
-
[isim]
Azgınlık
-
[isim]
Azgınlık
- KUDRETTEN
-
-
[zarf]
Yaradılıştan
- "Kirpikleri kudretten sürmelidir." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[zarf]
Yaradılıştan
- KUDURTMAK
-
-
[-i]
Kudurmasına sebep olmak
-
Öfkelenmesine yol açmak
-
[-i]
Kudurmasına sebep olmak
- KUDRETSİZ
-
-
[sıfat]
Gücü olmayan, argın, takatsiz
-
[sıfat]
Gücü olmayan, argın, takatsiz
- KUDURTUCU
-
-
[sıfat]
Kudurmasına sebep olan
- "Gene o perdelenmiş gözlerinden kudurtucu bir manasızlık fışkırıyor." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Kudurmasına sebep olan
- KUDURGAN
-
-
[sıfat]
Azgın
-
[sıfat]
Azgın
- KUDUZLUK
-
-
[isim]
Kuduz olma durumu
-
[isim]
Kuduz olma durumu
- KUDURTMA
-
-
[isim]
Kudurtmak işi
-
[isim]
Kudurtmak işi
- KUDURMAK
-
-
[nsz]
Kuduz hastalığına yakalanmak, kuduz olmak
-
Aşırı davranışlarda bulunmak, taşkınlık göstermek
- "Kudurmuş bir heyecanla döndü." (Ömer Seyfettin)
-
Çok yaramazlaşmak, ele avuca sığmamak
- "Dört tarafı haraca kesen bu kudurmuş oğlanı kodese attırana kadar el birliğiyle çalışacağımıza söz veriyor muyuz?" (Haldun Taner)
-
Gücünü artırmak, tehlikeli bir durum almak, tehlikeli bir duruma gelmek
- "Oraya üşüşen Avrupalılar, doymak bilmez kudurmuş bir açlıkla din kardeşlerimizin kanlarını emip dururlar." (Ömer Seyfettin)
-
Çok kızmak, öfkelenmek
-
[nsz]
Kuduz hastalığına yakalanmak, kuduz olmak
- KUDRETLİ
-
-
[sıfat]
Gücü olan, güçlü
- "İnsan değil miyiz, kudretliyi çekemez, düşmüş olanı, bize benzediği için severiz." (Haldun Taner)
-
Başarılı, üstün
- "Celal Bey'in kudretli çalışması onu dünyanın her tarafında tanıtmıştır." (Etem İzzet Benice)
-
[sıfat]
Gücü olan, güçlü
- KUDÜMZEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kudüm çalan
-
[isim]
Kudüm çalan
- KUDURUK
-
-
[sıfat]
Kudurmuş (insan veya hayvan)
-
Azgın, saldırgan
-
Çok yaramaz
-
[sıfat]
Kudurmuş (insan veya hayvan)
- KUDURUŞ
-
-
[isim]
Kudurma işi veya biçimi
- "Bu sebepsiz kuduruş beni şaşalattı." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Kudurma işi veya biçimi
- KUDURMA
-
-
[isim]
Kudurmak işi
-
[isim]
Kudurmak işi
- KUDEMA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Eskiler, eski insanlar
-
Eskiliği bakımından ileri gelenler, öne çıkanlar
- "Kudemanın şiirde iddiaları ancak kendi şiirlerinin bambaşka bir cevher olduğu sadedine kadar giderdi.." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Eskiler, eski insanlar
- KUDRET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Güç, erk, erke, iktidar
- "Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur." (Atatürk)
-
Yetenek
- "Hep birden kollarını havaya kaldırarak dönmeye başlayışları bana insan kudretinin üstünde gibi geliyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Maddi güç, zenginlik
-
Tanrı yapısı
-
Tanrı'nın ezelî gücü
-
[isim]
Güç, erk, erke, iktidar
- KUDAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hz. İsa'nın havarileriyle birlikte yediği son yemeği anmak için, Hristiyanların kilisede bir kap içinde ekmek ve şarabı kutsayarak yaptıkları tören, liturya
-
[isim]
Hz. İsa'nın havarileriyle birlikte yediği son yemeği anmak için, Hristiyanların kilisede bir kap içinde ekmek ve şarabı kutsayarak yaptıkları tören, liturya
- KUDUZ
-
-
[isim]
Köpek, kedi, tilki vb. memeli hayvanlardan ısırma, tırmalama veya salya yolu ile insana geçen, genellikle çırpınma, sudan korkma şeklinde beliren, zamanında aşı yapılmazsa ölümle sonuçlanan hastalık
-
[sıfat]
Bu hastalığa yakalanmış
- "Ama dokunsalar ağlayacağı veya kuduz köpek gibi sağa sola saldıracağı belliydi." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Azmış
-
[isim]
Köpek, kedi, tilki vb. memeli hayvanlardan ısırma, tırmalama veya salya yolu ile insana geçen, genellikle çırpınma, sudan korkma şeklinde beliren, zamanında aşı yapılmazsa ölümle sonuçlanan hastalık
- KUDÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mehter takımlarında ve tekkelerde kullanılmış olan, metal kâseli, küçük iki davuldan oluşmuş usul vurma aracı
-
[isim]
Mehter takımlarında ve tekkelerde kullanılmış olan, metal kâseli, küçük iki davuldan oluşmuş usul vurma aracı