İçinde kt olan 5 harfli 17 kelime var. İçerisinde KT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kt olan kelimeler listesine ya da Sonu kt ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AKTAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Baharat veya güzel kokular satan kimse veya dükkân
-
İğne, iplik, baharat, zarf, kâğıt, tütün vb. satılan dükkân
-
[isim]
Baharat veya güzel kokular satan kimse veya dükkân
- NOKTA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çok küçük boyutlarda işaret, benek
-
Bazı harflerin üzerine konulan ufak işaret
-
Yer
- "Köşkten çıktık ve bahçenin her noktasını uzun uzun durup konuşarak dolaştık." (Ahmet Haşim)
-
Konu, konu ile ilgili önemli bölüm
- "Genç adam, o noktada alaka uyandırıcı bir şey keşfetmiş gibiydi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Nöbetçi bulunan yer
- "Orada polis noktası var."
-
Nöbetçi, gözcü, bekçi
- "O yokuşun başındaki küçücük karakolun her gece çıkardığı noktayı unutuyorsunuz." (Ömer Seyfettin)
-
Sınır, derece, radde
- "Savaşın gerçekleşme noktasına yaklaştığı sırada..."
-
Cümlenin bittiğini anlatmak için sonuna konulan, küçük benek biçimindeki noktalama işareti (.)
-
Hiçbir boyutu olmayan işaret
-
Orta nokta
-
[isim]
Çok küçük boyutlarda işaret, benek
- EFEKT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Radyo ve televizyon yayınlarında, tiyatro oyunlarında veya film seslendirmelerinde, hareketleri izlemesi gereken seslerin doğal kaynakların dışında, optik, mekanik, kimyasal yöntemlerle gerçekleştirilmesi
-
[isim]
Radyo ve televizyon yayınlarında, tiyatro oyunlarında veya film seslendirmelerinde, hareketleri izlemesi gereken seslerin doğal kaynakların dışında, optik, mekanik, kimyasal yöntemlerle gerçekleştirilmesi
- OKTAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Formülü C8H18 olan doymuş hidrokarbonlara verilen ad
-
[isim]
Formülü C8H18 olan doymuş hidrokarbonlara verilen ad
- SEKTE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Durma, kesintiye uğrama, kesilme, durgu
- "İki doktor da bunun bir kalp sektesinden olduğuna rapor verdiler." (Aka Gündüz)
- "Sorular sorar ve dersimi sekteye uğratırdı." (Halit Fahri Ozansoy)
-
Bozukluk
-
İnme, felç
-
[isim]
Durma, kesintiye uğrama, kesilme, durgu
- DİKTA
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Hiçbir şart olmaksızın körü körüne uyulması gereken buyruk
-
[isim]
Hiçbir şart olmaksızın körü körüne uyulması gereken buyruk
- DİKTE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir başkasına o anda söyleyerek yazdırma, yazdırım
- "Şimdi sana bir mektup dikte edeceğim." (Halide Edip Adıvar)
-
Bu biçimde yazdırılan şey
-
[isim]
Bir başkasına o anda söyleyerek yazdırma, yazdırım
- MAKTA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kemikten yapılmış kalem ucunu düzeltmeye yarayan araç
- "Bu tabakta kamış kalem, kalemtıraş, kalemi yarmaya ve ucunu düzeltmeye yarayan kemik makta ... vardır." (Refik Halit Karay)
-
Divan edebiyatında gazelin veya kasidenin son beyti
-
Kesit
-
[isim]
Kemikten yapılmış kalem ucunu düzeltmeye yarayan araç
- AKTİF
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Etkin, canlı, hareketli, çalışkan, faal
-
Etkili, etken
-
[isim]
Etken
-
[isim]
Bir ticarethanenin, ortaklığın para ile değerlendirilebilen mal ve haklarının tümü
-
[sıfat]
Etkin, canlı, hareketli, çalışkan, faal
- NÜKTE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İnce anlamlı, düşündürücü ve şakalı söz, espri
- "Hoş konuşur, nükteleri kahvelere intikal etmiştir, kıyafeti ve tavrı zariftir." (Halide Edip Adıvar)
-
Yazıda, resimde, sözde ve davranışta ince, derin anlam, espri
- "Bu fıkradaki nükteyi anlayamadım."
-
[isim]
İnce anlamlı, düşündürücü ve şakalı söz, espri
- AKTÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Erkek oyuncu
- "Bir tiyatro kumpanyasında aktör oldum." (Halide Edip Adıvar)
-
Olduğundan başka türlü görünen kimse
-
[isim]
Erkek oyuncu
- AKTAŞ
-
-
[isim]
Lüle taşı
-
[isim]
Lüle taşı
- MAKTU
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kesilmiş, kesik
-
Kesin olarak değeri biçilmiş
-
Ölçü ile satılmayan, götürü
-
[sıfat]
Kesilmiş, kesik
- YEKTA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Tek, eşsiz
-
[sıfat]
Tek, eşsiz
- TAKTİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kesme, parçalama
-
Aruz ölçüsünde bir dizeyi ölçünün parçalarına göre ayırma
-
[isim]
Kesme, parçalama
- ÇIKTI
-
-
[isim]
Üretim sonucu ortaya çıkan ürün, girdi karşıtı
-
Artık
- "Sanayi çıktısı."
-
Bilgisayarda yazılan bir metnin kâğıda dökülmüş biçimi
-
Mezuniyet belgesi
-
[isim]
Üretim sonucu ortaya çıkan ürün, girdi karşıtı
- OKTAV
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sekiz sesten oluşan ses dizisi, bir do sesiyle ondan sonraki do sesi arasındaki uzaklık
-
[isim]
Sekiz sesten oluşan ses dizisi, bir do sesiyle ondan sonraki do sesi arasındaki uzaklık