İçinde kme olan 8 harfli 16 kelime var. İçerisinde KME bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kme olan kelimeler listesine ya da Sonu kme ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E K M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KEM
2 Harfli Kelimeler
EK, EM, KE, ME
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇEKMELİK
-
-
[isim]
Yemeni vb. giyeceklerde, ayağın daha rahat girmesi için topuk üzerinde bulunan uzun çıkıntı
- "Adam, topukların ucundan yükselen çekmeliklere geçirilmiş kınnaplara bağlı yemenileri omzunun iki yanından sarkıttı." (Ayla Kutlu)
-
[isim]
Yemeni vb. giyeceklerde, ayağın daha rahat girmesi için topuk üzerinde bulunan uzun çıkıntı
- HÜKMETME
-
-
[isim]
Hükmetmek işi
-
[isim]
Hükmetmek işi
- ÇEKMENLİ
- ...
- ÇEKMEKÖY
- ...
- HÜKMEDİŞ
- ...
- EKMEKLİK
-
-
[isim]
İçine ekmek konulan kap
-
Oyunda her zaman yenilerek kendisinden para kazanılan kimse
-
[sıfat]
Ekmek yapmaya yarayan veya ayrılan
- "Ekmeklik un."
-
[isim]
İçine ekmek konulan kap
- GEREKMEK
-
-
[nsz]
Bir şeyin yapılabilmesi veya gerçekleşmesi bazı nesne, fiil vb.ne bağlı olmak, gerek olmak, lazım olmak, icap etmek, iktiza etmek
- "Tepeören denilen köye şafak sökmeden varmamız gerekiyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[nsz]
Bir şeyin yapılabilmesi veya gerçekleşmesi bazı nesne, fiil vb.ne bağlı olmak, gerek olmak, lazım olmak, icap etmek, iktiza etmek
- TEKMELİK
- ...
- PEKMEZLİ
-
-
[sıfat]
Pekmezi olan veya içinde pekmez bulunan
- "Kendim için üzeri pekmezli bir su muhallebisi ... ısmarlamıştım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Tadı fazla olan, çok tatlı
- "Pekmezli üzüm."
-
[sıfat]
Pekmezi olan veya içinde pekmez bulunan
- DİKMELİK
-
-
[isim]
Fidan dikilen yer, fidanlık
- "Orman dikmeliği."
-
[isim]
Fidan dikilen yer, fidanlık
- EKMEKSİZ
-
-
[sıfat]
Ekmeği olmayan
-
Yiyeceği olmayan
-
[zarf]
Ekmek olmadan
-
[sıfat]
Ekmeği olmayan
- BİRİKMEK
-
-
[nsz]
Toplanıp yığılmak
- "Meydanlarda çamurlar, sular birikirdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Birbirine eklenip çoğalmak
- "Sana verilecek havadislerim birikti." (Peyami Safa)
-
[nsz]
Toplanıp yığılmak
- HİKMETLİ
-
-
[sıfat]
Bilgece olan
- "Hikmetli sözler."
-
[sıfat]
Bilgece olan
- GECİKMEK
-
-
[nsz]
Geç kalmak, herhangi bir işi kararlaştırılan zamandan sonra yapmak
-
Bir taşıt zamanında kalkamamak veya zamanında varamamak
-
[nsz]
Geç kalmak, herhangi bir işi kararlaştırılan zamandan sonra yapmak
- GÖZÜKMEK
-
-
[nsz]
Görünmek
- "Bazen hareketleriyle pek makul, bazen âdetleriyle garip ve gülünç gözükürmüş." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[nsz]
Görünmek
- PEKMEZCİ
-
-
[isim]
Pekmez yapan veya satan kimse
-
[isim]
Pekmez yapan veya satan kimse