İçinde kit olan 8 harfli 19 kelime var. İçerisinde KİT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kit olan kelimeler listesine ya da Sonu kit ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
K T İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KİT, TİK
2 Harfli Kelimeler
İT, Kİ, Tİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İKİTELLİ
-
-
[isim]
İki teli olan saz
-
[isim]
İki teli olan saz
- SAKİTLİK
- ...
- KİTAPÇIK
-
-
[isim]
Küçük kitap
-
[isim]
Küçük kitap
- PEKİTMEK
-
-
[-i]
Güç vermek, güçlendirmek, tekit etmek
-
Daha önce istenip de yerine getirilmemiş bir iş için yeniden resmî bir yazı yazmak, tekit etmek
-
[-i]
Güç vermek, güçlendirmek, tekit etmek
- KİTAPLIK
-
-
[isim]
Kitapların yerleştirildiği raflardan oluşan mobilya, kütüphane
-
Kuruluş amaç ve görevine uygun kitap, film, plak gibi her türlü düşünce ve sanat ürününü toplayan, düzenleyen ve genel olarak ilgilenen okurlara sunan kuruluş, kütüphane
-
Evlerde ve iş yerlerinde içinde kitapların bulunduğu oda
- "Kızını doktorun muayene odasına açılan kitaplığa gönderdi." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Kitap yapmaya elverişli
- "Bu, kitaplık kâğıt değil."
-
[sıfat]
Kitap olabilecek kadar
- "İki kitaplık yazı."
-
[sıfat]
Belli bir sayıda kitabı olan
- "Otuz bin kitaplık kütüphane."
-
[isim]
Kitapların yerleştirildiği raflardan oluşan mobilya, kütüphane
- TENKİTLİ
-
-
[sıfat]
Eleştirmeli
- "Tenkitli metin yayını."
-
[sıfat]
Eleştirmeli
- MÜNEKKİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Eleştirmen, eleştirici, eleştirmeci
- "Bir münekkidin oturup okuyup uğraşacağı bir konuyu ben oturup nasıl yazayım?" (Yaşar Nabi Nayır)
-
[isim]
Eleştirmen, eleştirici, eleştirmeci
- LANARKİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Hidratlı doğal kurşun sülfat
-
[isim]
Hidratlı doğal kurşun sülfat
- ESKİTMEK
-
-
[-i]
Çok kullanarak eskimiş duruma getirmek, yıpratmak
- "Çocuk pantolonunu eskitti."
-
Yaşlandırmak
- "Alkol, tütün ve aşk eskitti beni." (Atilla İlhan)
-
Etkisini sürdürememek, yıpratmak
- "Yunus Emre'yi yüzyıllar eskitemedi."
-
[-i]
Çok kullanarak eskimiş duruma getirmek, yıpratmak
- TENKİTÇİ
-
-
[isim]
Eleştirmen, eleştirici
-
[sıfat]
Eleştirici
- "Tenkitçi bakışlardan sıkıldım."
-
[isim]
Eleştirmen, eleştirici
- KİTAPSIZ
-
-
[sıfat]
Kitabı olmayan
-
Dört kutsal kitaptan (Kur'an, İncil, Zebur, Tevrat) hiçbirine inanmayan, dinsiz
-
Zalim, insafsız
-
[sıfat]
Kitabı olmayan
- MUVAKKİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Güneşe bakarak namaz vakitlerini bildiren kimse
-
[isim]
Güneşe bakarak namaz vakitlerini bildiren kimse
- İSKİTLER
- ...
- VAKİTSİZ
-
-
[sıfat]
Uygun bir zamanda olmayan
- "O iyi yürekli adam bu vakitsiz ziyaretimin sebebini önceden bildiği için..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Mevsimsiz, zamansız bir durumda
-
[sıfat]
Uygun bir zamanda olmayan
- ANTİKİTE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Eskilik
-
İlk Çağ
-
[isim]
Eskilik
- KİTABEVİ
-
-
[isim]
Kitap satılan yer, kitapçı dükkânı
-
[isim]
Kitap satılan yer, kitapçı dükkânı
- SEKİTMEK
-
-
[-i]
Sektirmek
-
[-i]
Sektirmek
- BERKİTME
-
-
[isim]
Sağlamlaştırma, tahkim, takviye
-
[isim]
Sağlamlaştırma, tahkim, takviye
- BEKİTMEK
-
-
[-i]
Kapamak, tıkamak
-
[-i]
Kapamak, tıkamak