İçinde kes olan 5 harfli 19 kelime var. İçerisinde KES bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kes olan kelimeler listesine ya da Sonu kes ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E K S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

KES, SEK

2 Harfli Kelimeler

EK, ES, KE, SE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KESON
...
KESİK

  1. [sıfat] Kesilmiş olan
    • "Biri saçları kesik, gözleri ayrık, dişleri dökük fakat çok dinç ve güzel bir nineydi." (Halide Edip Adıvar)
  2. Kesilerek bozulmuş olan
    • "Kesik süt."
  3. Kısa
  4. [isim] Çiğ sütten yapılan yağsız peynir, çökelek, ekşimik
  5. [isim] Gazete, dergi vb.nden kesilmiş yazı, kupür
    • "İçinde bir gazete kesiği var." (Falih Rıfkı Atay)
  6. [isim] Kesilmiş olan yer
    • "Parmağındaki kesikler."
  7. [isim] Tarla, bağ ve bahçe çevresine açılan hendek
  8. Takım kadrosuna alınmamış (oyuncu)
  9. Parası olmayan

KESRE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Esre

KESEL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gevşeklik, tembellik
    • "İzmir faciasından beri padişaha ve hükûmete kesel gelmişti." (Yahya Kemal Beyatlı)

KESAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Alışverişte durgunluk
    • "Bugünlerde alışveriş de kesat." (Nabizade Nazım)
  2. Yokluk, kıtlık

KESİM

  1. [isim] Kesme işi
  2. Bölüm, parça, kısım, sektör
    • "Vatan hizmeti her Türk'ün hakkı ve ödevidir. Bu hizmetin silahlı kuvvetlerde veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği ... kanunla düzenlenir." (Anayasa)
  3. Bölge
  4. Kesme zamanı
    • "Ders kesimi."
  5. İşaretlenmiş belli yer
    • "Gemi, su kesiminin üstünden yaralandı."
  6. Terzinin belli bir ölçü ve örneğe göre kumaşa biçim verme işi, fason
  7. Hazineye ait herhangi bir gelirin belli bir bedel karşılığı keseneğe verilmesi, mukataa
  8. Boy bos, endam
  9. Pazarlık, anlaşma

KESİN

  1. [sıfat] Şüphe ve duraksamaya yer bırakmayan veya geri dönülmeyen, değişmez, mutlak, kati, maktu
    • "Sevmem kesin sözleri, bir kesin söz duydum mu tersine söylemek gelir içimden." (Nurullah ataç)
  2. [zarf] Kesinlikle

BİKES

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Kimsesiz
  2. Kimsesiz olarak
    • "Memleket öksüz, bikes ve sahipsiz kalakalmıştır." (Samiha Ayverdi)

KESBİ
...
KESİŞ

  1. [isim] Kesme işi veya biçimi

KESEK

  1. [isim] Bel, çapa veya sabanın topraktan kaldırdığı iri parça
  2. Tezek
  3. Çimen yapmak için üzerindeki otuyla birlikte çıkarılmış çayır parçası

KESKİ

  1. [isim] Ağaç, taş, metal vb.ni yontmaya yarayan, bir ucu keskin çelik araç
  2. Demir ve sac kesmek için üzerine çekiçle vurularak yürütülen keskin araç, tırnak
  3. Pulluk gövdesi önüne takılan ve toprağı kesip ayıran, bıçak veya disk biçiminde çelikten yapılmış pulluk parçası

KESER

  1. [isim] Tahta, ağaç yontmaya ve çivi çakmaya yarayan, kısa saplı, bir yanı keskin ağızlı çelik araç

KESEN

  1. [sıfat] Kesme işini yapan
  2. [isim] Bir şekli özellikle bir üçgenin kenarlarını kesen doğru

NEKES

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Cimri

KESME

  1. [isim] Kesmek işi
  2. Teneke, sac vb.ni kesmek için kullanılan makas
  3. [sıfat] Küp biçiminde veya köşeli olarak kesilmiş olan
    • "Dört tarafı kesme billur kapaklı bir eski saat." (Refik Halit Karay)
  4. [sıfat] Kesin, değişmez, maktu
    • "Kesme fiyat."
  5. Kesme işareti
  6. Nazımda veya nesirde, bir cümleyi sonu anlaşılacak biçimde yarım bırakma sanatı, kat
  7. Kıyılarımızda yaygın olarak bulunan, yuvarlak tepeli, 5 m kadar boylu, her dem yeşil, yaprakları küçük ve kenarları testere dişli, çiçekleri yeşilimsi beyaz renkli olan bir süs ağacı, akçakesme (Phillyrea latifolia)
  8. Çizgisel iki doğru parçası ve bir eğri yayı ile sınırlanan düzlem yüzeyi
  9. İki çekimin birbirine doğrudan doğruya bağlanmasından, iki ayrı çekimin birbirini izlemesinden doğan durum
  10. Lokum

KESİF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Yoğun
  2. Saydam olmayan
  3. Sık, kalın

KESİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir birimin bölündüğü eşit parçalardan birini veya birkaçını anlatan sayı
    • "Yarım, üçte bir, yüzde üç birer kesirdir."

KESİT

  1. [isim] Bir şey enlemesine veya boylamasına kesildiğinde ortaya çıkan yüzey
    • "Ağacın kesiti."
  2. Bir toplumun bölümü, kesim
  3. Ayırıcı özellikleriyle belirlenen süreç
  4. Bir cisim düz olarak kesildiğinde ortaya çıkan düzlemin biçimi, makta
    • "Bir kürenin her kesiti daire biçiminde olur."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü