İçinde ken olan 7 harfli 31 kelime var. İçerisinde KEN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ken olan kelimeler listesine ya da Sonu ken ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E K N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EK, EN, KE, NE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÜRETKEN
-
-
[sıfat]
Üretme gücü olan, çok üreten
-
[sıfat]
Üretme gücü olan, çok üreten
- EŞKENAR
-
-
Kenarları eşit olan
-
Kenarları eşit olan
- ERKENCİ
-
-
[sıfat]
Erken davranan (kimse)
- "Birazdan erkenciler birer ikişer sökün ederler." (Ercüment Ekrem Talu)
-
Erken olgunlaşan veya yetişen (meyve, sebze)
-
Sabahın ilk saatlerinde harekete geçen
-
[sıfat]
Erken davranan (kimse)
- İLİŞKEN
-
-
[isim]
Deniz dibinde batık ve atıkların oluşturduğu tabaka
-
[isim]
Deniz dibinde batık ve atıkların oluşturduğu tabaka
- FİZİKEN
- ...
- İLETKEN
-
-
[sıfat]
Akım, ısı, ses vb.ni geçiren (madde), nâkil, yalıtkan karşıtı
-
Elektrik akımı, ısı, gaz vb.ni bir yerden başka bir yere aktaran (madde, şey)
-
[sıfat]
Akım, ısı, ses vb.ni geçiren (madde), nâkil, yalıtkan karşıtı
- HUKUKEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Hukuksal olarak
- "İstanbul civarının dağını taşını bir göz oda yaparak hukuken işgal hakkı kazanmak, uygarlık gereği midir?" (Aydın Boysan)
-
[zarf]
Hukuksal olarak
- DİKENCE
-
-
[isim]
Dikenli balıkgillerden, tatlı su balıklarının küçük bir türü (Gasterostsus pungitius)
-
[isim]
Dikenli balıkgillerden, tatlı su balıklarının küçük bir türü (Gasterostsus pungitius)
- KENYALI
- ...
- KENARLI
-
-
[sıfat]
Herhangi bir biçimde kenarı olan
- "Kadınlar ise beyaz elbiseler, geniş kenarlı hasır şapkalar giymişlerdi." (Haldun Taner)
-
Kenarı süslü, işlenmiş
-
[sıfat]
Herhangi bir biçimde kenarı olan
- TÜKENME
-
-
[isim]
Tükenmek işi
-
[isim]
Tükenmek işi
- TÜKENİK
-
-
[sıfat]
Bitmiş, tükenmiş
-
[zarf]
Çok azalmış bir biçimde
- "Uzaklarda coşkun akan Ravi Çayı, suyunu kumluk vadilere içire içire, Lahor'a yorgun ve tükenik gelirmiş." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Bitmiş, tükenmiş
- KENTTAŞ
-
-
[isim]
Aynı kentten olan kimse
-
[isim]
Aynı kentten olan kimse
- LİKENLİ
- ...
- DİKENLİ
-
-
[sıfat]
Dikenli olan
- "Dikenli çiçek."
-
Dikeni olan bitkilerin bulunduğu (yer)
- "Dikenli tarla."
-
Zor, çetin, sıkıntı veya üzüntü veren
- "Corielanus, Shakespeare'in gerek oynanması gerek yorumu en güç, en dikenli yapıtlarından biridir." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Dikenli olan
- BAŞKENT
-
-
[isim]
Bir devletin yönetim merkezi olan şehir, devlet merkezi, başşehir, hükûmet merkezi
- "Bir akşam, bu servetle başkentin en şık pavyonuna gitmişti." (Çetin Altan)
-
[isim]
Bir devletin yönetim merkezi olan şehir, devlet merkezi, başşehir, hükûmet merkezi
- DİKENSİ
-
-
[sıfat]
Dikene benzer, dikeni andıran
-
[sıfat]
Dikene benzer, dikeni andıran
- İŞKENCE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir kimseye maddi veya manevi olarak yapılan aşırı eziyet
-
Düşüncelerini öğrenmek amacıyla birine uygulanan eziyet
- "Ona, evimize niçin geldiğini sormak işkencesini de yaptım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Aşırı gerginlik, sıkıntılı durum, azap
- "Beklemek işkencesi yüreğini fena didiklemeye başladı." (Peyami Safa)
-
Vidalı bir tür sıkıştırma aracı
-
[isim]
Bir kimseye maddi veya manevi olarak yapılan aşırı eziyet
- MAROKEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Fas'ta işlenen yumuşak bir çeşit keçi derisi
-
Üzerine benekler basılarak marokene benzetilen koyun derisi
-
[sıfat]
Bu deriden yapılmış veya bu deriyle kaplanmış
- "Garp cephesi kumandanıyla maroken bir kanepede yan yana oturuyorduk." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Fas'ta işlenen yumuşak bir çeşit keçi derisi
- KÖKENLİ
-
-
[sıfat]
Kökeni olan
-
Belli bir kaynaktan çıkmış olan, bir kaynağa dayanan
-
[sıfat]
Kökeni olan