İçinde ken olan 7 harfli 31 kelime var. İçerisinde KEN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ken olan kelimeler listesine ya da Sonu ken ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E K N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EK, EN, KE, NE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HUKUKEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Hukuksal olarak
- "İstanbul civarının dağını taşını bir göz oda yaparak hukuken işgal hakkı kazanmak, uygarlık gereği midir?" (Aydın Boysan)
-
[zarf]
Hukuksal olarak
- KENYALI
- ...
- LİKENLİ
- ...
- AKDİKEN
-
-
[isim]
Hünnapgillerden, kırlarda kendiliğinden yetişen, hekimlikte ve boyacılıkta kullanılan, sert odunlu bir ağaç, gövem eriği, geyik dikeni, alıç (Crataegus monogyna)
-
[isim]
Hünnapgillerden, kırlarda kendiliğinden yetişen, hekimlikte ve boyacılıkta kullanılan, sert odunlu bir ağaç, gövem eriği, geyik dikeni, alıç (Crataegus monogyna)
- KENETLİ
-
-
[sıfat]
Kenedi olan
-
Kenetle birbirine bağlanmış bulunan, kenetlenmiş olan
-
Birbirinin içine geçerek sıkıca kapanmış
-
[sıfat]
Kenedi olan
- ERKENCİ
-
-
[sıfat]
Erken davranan (kimse)
- "Birazdan erkenciler birer ikişer sökün ederler." (Ercüment Ekrem Talu)
-
Erken olgunlaşan veya yetişen (meyve, sebze)
-
Sabahın ilk saatlerinde harekete geçen
-
[sıfat]
Erken davranan (kimse)
- KÖKENLİ
-
-
[sıfat]
Kökeni olan
-
Belli bir kaynaktan çıkmış olan, bir kaynağa dayanan
-
[sıfat]
Kökeni olan
- DİKENCE
-
-
[isim]
Dikenli balıkgillerden, tatlı su balıklarının küçük bir türü (Gasterostsus pungitius)
-
[isim]
Dikenli balıkgillerden, tatlı su balıklarının küçük bir türü (Gasterostsus pungitius)
- KENARCI
-
-
[isim]
Deniz kıyılarında avlanan balıkçı
-
[isim]
Deniz kıyılarında avlanan balıkçı
- TÜKENME
-
-
[isim]
Tükenmek işi
-
[isim]
Tükenmek işi
- KENELER
-
-
[isim]
Eklem bacaklı hayvanlardan, örümceğimsiler sınıfına giren bir takım
-
[isim]
Eklem bacaklı hayvanlardan, örümceğimsiler sınıfına giren bir takım
- İŞKENCE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir kimseye maddi veya manevi olarak yapılan aşırı eziyet
-
Düşüncelerini öğrenmek amacıyla birine uygulanan eziyet
- "Ona, evimize niçin geldiğini sormak işkencesini de yaptım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Aşırı gerginlik, sıkıntılı durum, azap
- "Beklemek işkencesi yüreğini fena didiklemeye başladı." (Peyami Safa)
-
Vidalı bir tür sıkıştırma aracı
-
[isim]
Bir kimseye maddi veya manevi olarak yapılan aşırı eziyet
- BAŞKENT
-
-
[isim]
Bir devletin yönetim merkezi olan şehir, devlet merkezi, başşehir, hükûmet merkezi
- "Bir akşam, bu servetle başkentin en şık pavyonuna gitmişti." (Çetin Altan)
-
[isim]
Bir devletin yönetim merkezi olan şehir, devlet merkezi, başşehir, hükûmet merkezi
- ERKENCE
-
-
[zarf]
Oldukça erken
- "Başkanı, şehri güzelleştirmek için istimlaklerini yapmaya başlamakta erkence davranmaya teşvik etmeye başladı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[zarf]
Oldukça erken
- ÜRETKEN
-
-
[sıfat]
Üretme gücü olan, çok üreten
-
[sıfat]
Üretme gücü olan, çok üreten
- KENEVİR
-
-
[isim]
Kendirgillerden, sapındaki liflerden halat, çuval vb. kaba örgüler yapılan, iki evcikli bir bitki, kendir (Cannabis sativa)
-
[isim]
Kendirgillerden, sapındaki liflerden halat, çuval vb. kaba örgüler yapılan, iki evcikli bir bitki, kendir (Cannabis sativa)
- İLİŞKEN
-
-
[isim]
Deniz dibinde batık ve atıkların oluşturduğu tabaka
-
[isim]
Deniz dibinde batık ve atıkların oluşturduğu tabaka
- MAROKEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Fas'ta işlenen yumuşak bir çeşit keçi derisi
-
Üzerine benekler basılarak marokene benzetilen koyun derisi
-
[sıfat]
Bu deriden yapılmış veya bu deriyle kaplanmış
- "Garp cephesi kumandanıyla maroken bir kanepede yan yana oturuyorduk." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Fas'ta işlenen yumuşak bir çeşit keçi derisi
- TÜKENİK
-
-
[sıfat]
Bitmiş, tükenmiş
-
[zarf]
Çok azalmış bir biçimde
- "Uzaklarda coşkun akan Ravi Çayı, suyunu kumluk vadilere içire içire, Lahor'a yorgun ve tükenik gelirmiş." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Bitmiş, tükenmiş
- İLETKEN
-
-
[sıfat]
Akım, ısı, ses vb.ni geçiren (madde), nâkil, yalıtkan karşıtı
-
Elektrik akımı, ısı, gaz vb.ni bir yerden başka bir yere aktaran (madde, şey)
-
[sıfat]
Akım, ısı, ses vb.ni geçiren (madde), nâkil, yalıtkan karşıtı