İçinde kel olan 8 harfli 27 kelime var. İçerisinde KEL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kel olan kelimeler listesine ya da Sonu kel ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E K L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ELK, KEL
2 Harfli Kelimeler
EK, EL, KE, LE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- NİKELSİZ
-
-
[sıfat]
Birleşiminde nikel bulunmayan
-
Nikelle kaplanmamış
-
[sıfat]
Birleşiminde nikel bulunmayan
- KELAYNAK
-
-
[isim]
Leylekgillerden, yeryüzünde yalnız Birecik'te, Fırat vadisini çeviren kayalarda yaşayan, başı tüysüz, soyu tükenme tehlikesi altında olan, uzun gagalı bir kuş (Geronticus eremita)
-
[isim]
Leylekgillerden, yeryüzünde yalnız Birecik'te, Fırat vadisini çeviren kayalarda yaşayan, başı tüysüz, soyu tükenme tehlikesi altında olan, uzun gagalı bir kuş (Geronticus eremita)
- SİRKELİK
-
-
[sıfat]
Sirke yapmaya yarar
- "Sirkelik üzüm."
-
[isim]
Sirke kabı
-
[sıfat]
Sirke yapmaya yarar
- HEYKELCİ
-
-
[isim]
Heykel yapan sanatçı, heykeltıraş, yontucu
-
[isim]
Heykel yapan sanatçı, heykeltıraş, yontucu
- KELEŞLİK
-
-
[isim]
Keleş olma durumu
-
[isim]
Keleş olma durumu
- DİKELMEK
-
-
[nsz]
Dik duruma gelmek, dikleşmek
-
Ayakta durmak
-
Sert konuşmak, karşı gelmek, birine kafa tutmak, dinelmek
-
[nsz]
Dik duruma gelmek, dikleşmek
- LEKELEME
-
-
[isim]
Lekelemek işi
-
Namusa dokunur bir suç yükleme, iftira etme
- "Eski müdürlerini her gittikleri yerde olmadık iftiralarla lekelemeye çalışıyorlardı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Lekelemek işi
- ÇEKELEME
-
-
[isim]
Çekelemek işi veya durumu
-
[isim]
Çekelemek işi veya durumu
- KELİMECİ
- ...
- MÜKELLEF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yükümlü
-
Eksiksiz, özenli bir biçimde yapılmış
- "Aralanan kapıdan girdim, mükellef fakat loş antrede Mapa kraliçesi ayakta duruyor." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Vergi vermekle yükümlü olan kimse veya kuruluş
-
[sıfat]
Yükümlü
- TEVEKKEL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Her şeyi oluruna bırakan
- "Tevekkel adam."
-
[sıfat]
Her şeyi oluruna bırakan
- KELLEŞME
-
-
[isim]
Kelleşmek işi
-
[isim]
Kelleşmek işi
- TEKELLÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Söyleme, konuşma
-
[isim]
Söyleme, konuşma
- DİKELTME
-
-
[isim]
Dikeltmek işi
-
[isim]
Dikeltmek işi
- KELEKLİK
-
-
[isim]
Kelek olma durumu
-
Aptallık
-
[isim]
Kelek olma durumu
- HAREKELİ
-
-
[sıfat]
Hareke konulmuş
-
[sıfat]
Hareke konulmuş
- ÇÖKELMEK
-
-
[nsz]
Bir sıvının içinde erimiş olan katı bir madde bir ayıracın yardımıyla sıvı dibine çökmek, teressüp etmek
-
[nsz]
Bir sıvının içinde erimiş olan katı bir madde bir ayıracın yardımıyla sıvı dibine çökmek, teressüp etmek
- TEKELLÜF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zahmet veren bir iş görme, güçlüğe katlanma
-
Bir işi gösterişli bir biçimde yapmaya çalışma, özenme, gösteriş
-
[isim]
Zahmet veren bir iş görme, güçlüğe katlanma
- HEYKELLİ
-
-
[sıfat]
Heykeli olan
- "Geniş ve otomobil dolu caddeler, heykelli meydanlar." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Heykeli olan
- KELALAKA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[ünlem]
"İlgisi yok, ne ilgisi var" anlamlarında kullanılan bir söz
-
[ünlem]
"İlgisi yok, ne ilgisi var" anlamlarında kullanılan bir söz