İçinde kel olan 7 harfli 30 kelime var. İçerisinde KEL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kel olan kelimeler listesine ya da Sonu kel ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E K L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ELK, KEL
2 Harfli Kelimeler
EK, EL, KE, LE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TÜRKELİ
- ...
- KEŞKELİ
- ...
- KEKELİK
-
-
[isim]
Kekemelik
-
[isim]
Kekemelik
- TEKELCİ
-
-
[isim]
Tekel kuran ve bu tekeli kabul ettiren kimse, inhisarcı
-
Tekel görevlisi
-
[sıfat]
Bir şeye, bir düşünceye tek başına sahip olma, benimseme, yayma taraflısı olan
- "Politik partilerin tekelci görüşlerinin etkisinden daha kolay sıyrılıyor." (Haldun Taner)
-
[isim]
Tekel kuran ve bu tekeli kabul ettiren kimse, inhisarcı
- TAKKELİ
-
-
[sıfat]
Takkesi olan
-
[sıfat]
Takkesi olan
- YETKELİ
-
-
[sıfat]
Otoritesi olan
-
[sıfat]
Otoritesi olan
- İLKELCE
-
-
[sıfat]
İlkel
-
[zarf]
İlkel bir biçimde
-
[sıfat]
İlkel
- ÇÖKELGE
-
-
[isim]
Bataklık, su kenarı, balçık
-
[isim]
Bataklık, su kenarı, balçık
- KELLECİ
-
-
[isim]
Kelleyi pişiren veya satan kimse
-
[isim]
Kelleyi pişiren veya satan kimse
- NİKELAJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Metal bir yüzeyi nikelle kaplama
-
Nikel kaplanmış metal
-
Metal üzerine nikelle yapılmış kaplama
- "Nikelajı çoktan bozulmuş ucuz çatallar..." (Çetin Altan)
-
[isim]
Metal bir yüzeyi nikelle kaplama
- KELEPÇE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Tutukluların kaçmasını önlemek için bileklerine takılan, bir zincirle tutturulmuş demir halka
- "Kafile, kelepçe, zincir ve pranga sesleri ile meydanı geçti." (Falih Rıfkı Atay)
-
Kablo, boru vb. şeyleri bir yere bağlı tutmak için kullanılan halka veya kelebek
-
[isim]
Tutukluların kaçmasını önlemek için bileklerine takılan, bir zincirle tutturulmuş demir halka
- DİKELİŞ
-
-
[isim]
Dikelme işi veya biçimi
-
[isim]
Dikelme işi veya biçimi
- NİKELLİ
-
-
[sıfat]
Birleşiminde nikel bulunan
-
Nikelle kaplanmış
-
[sıfat]
Birleşiminde nikel bulunan
- BÖKELİK
-
-
[isim]
Böke olma durumu, şampiyonluk, şampiyona
-
[isim]
Böke olma durumu, şampiyonluk, şampiyona
- HÖKELEK
- ...
- MASKELİ
-
-
[sıfat]
Maskesi olan, maskelenmiş
-
Davranış ve tutumunda gerçek kişiliğini saklayan
-
[sıfat]
Maskesi olan, maskelenmiş
- İLKELCİ
- ...
- KELEBEK
-
-
[isim]
Pul kanatlılardan, vücudu, kanatları ince pullarla ve türlü renklerle örtülü, dört kanatlı, çok sayıda türleri olan böceklere verilen genel ad
- "Kelebek gibi uçmada ruhumuz / Barış dolu bu yıldız bahçesinde." (Ahmet Muhip Dranas)
-
[sıfat]
Biçim olarak bu böceklere benzeyen
- "Kaymakam Bey jaketataylı, kelebek kravatlıdır." (Tarık Buğra)
-
Geviş getiren hayvanların karaciğerlerinde yerleşip en çok öd yollarını tıkayan bir cins asalak hayvan
-
Bu hayvanın neden olduğu hastalık
-
Vida, somun vb. nesnelerde kolayca çevrilmeye yarayan bölüm
-
[isim]
Pul kanatlılardan, vücudu, kanatları ince pullarla ve türlü renklerle örtülü, dört kanatlı, çok sayıda türleri olan böceklere verilen genel ad
- ŞNORKEL
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Dizel motorlu denizaltının su altında uzun süre kalmasını sağlayan düzen
-
Solukluk
-
[isim]
Dizel motorlu denizaltının su altında uzun süre kalmasını sağlayan düzen
- İSKELET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İnsan ve hayvan bedeninin kemik çatısı, teşrih
-
Yumuşak bölümleri dökülmüş, ölü bir vücudun kemiklerinin bütünü
-
Bir şeyi oluşturan temel çatı
- "Yanımızdaki genç, yolun ötesinde bir bina iskeleti gösterdi." (Falih Rıfkı Atay)
-
Bir eserin genel planı
- "Bir romanın iskeleti."
-
[sıfat]
Çok zayıf
-
[sıfat]
Kuru, çıplak
- "Yürüdük, yürüdük, yaprakları düşmüş iskelet bir ormanın içine geldik." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
İnsan ve hayvan bedeninin kemik çatısı, teşrih