İçinde ke olan 8 harfli 257 kelime var. İçerisinde KE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ke olan kelimeler listesine ya da Sonu ke ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EK, KE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KESİMLİK
-
-
[sıfat]
Kesime elverişli (hayvan)
-
[sıfat]
Kesime elverişli (hayvan)
- KEŞFEDİŞ
- ...
- SERASKER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Sadrazamlık göreviyle yükümlü olmayan ve Osmanlı ordusunun komutanlığını yapan vezirin unvanı
-
[isim]
Sadrazamlık göreviyle yükümlü olmayan ve Osmanlı ordusunun komutanlığını yapan vezirin unvanı
- TEKELLÜF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zahmet veren bir iş görme, güçlüğe katlanma
-
Bir işi gösterişli bir biçimde yapmaya çalışma, özenme, gösteriş
-
[isim]
Zahmet veren bir iş görme, güçlüğe katlanma
- NEMÇEKER
-
-
[isim]
Havadaki nemin niceliğini ölçüp gösteren alet, higroskop
-
[sıfat]
Havadaki nemi emme özelliği olan, higroskopik
-
[isim]
Havadaki nemin niceliğini ölçüp gösteren alet, higroskop
- DÖVÜŞKEN
-
-
[sıfat]
İyi dövüşen veya dövüşmeyi seven
- "Eski dövüşken gür sesli erkek Osmanoğulları tanınamıyordu." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
İyi dövüşen veya dövüşmeyi seven
- KEMİKÇİK
-
-
[isim]
Küçük kemik
-
[isim]
Küçük kemik
- AFYONKEŞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Keyif için afyon yutan veya çeken, afyon tiryakisi olan kimse
-
Keyif için afyon yutan veya çeken, afyon tiryakisi olan kimse
- KEDİDİLİ
-
-
[isim]
Genellikle dondurmanın yanında yenilen bir tür tatlı bisküvi
-
[isim]
Genellikle dondurmanın yanında yenilen bir tür tatlı bisküvi
- NALDÖKEN
-
-
[isim]
Taşlı, çakıllı yol
-
[isim]
Taşlı, çakıllı yol
- KASKETÇİ
-
-
[isim]
Kasket yapan veya satan kimse
-
[isim]
Kasket yapan veya satan kimse
- TEKEFFÜL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyin sorumluluğunu üzerine alma, yükümlenme
-
Kefil olma
-
[isim]
Bir şeyin sorumluluğunu üzerine alma, yükümlenme
- KESELEME
-
-
[isim]
Keselemek işi
-
[isim]
Keselemek işi
- KESİLMEK
-
-
[nsz]
Kesme işi yapılmak
-
Bitkin duruma gelmek, gücü, takati kalmamak, çok yorulmak
- "Sonunda elleri, ayakları yorgunluktan kesilerek uzanıyorlardı yattıkları hasırlara." (Necati Cumalı)
-
Gibi olmak, benzemek, dönmek
- "Senelerden beri hizmetçinin, sütninenin türlü çeşidi ile uğraşa uğraşa insan sarrafı kesilmiş." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Süt, ayran vb. bozulmak, ekşimek
-
Dinmek
- "Rüzgâr kesilmiş, toprak üstüne yalın ayak basılmayacak kadar ısınmıştı." (Necati Cumalı)
-
Sona ermek
- "Tam umudumuz kesilecek gibi olup da epey üzüldükten sonra kapı tokmağı tak ederdi." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Akmamak
- "Su kesilmek."
-
Akım gelmez olmak
- "Dışarıdan biri mi geldi de onları söndürdü yoksa şehir cereyanı mı kesilmiş?" (Reşat Nuri Güntekin)
-
Kendinden önceki kelimeyi "olmak" anlamıyla pekiştiren bir fiil
- "Acele yürümeden nefesi tıkanmış ve heyecandan yüzü kıpkırmızı kesilmiş bir hâlde ihtiyarın yanına girdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Son veya aralık verilmek
- "Dersler kesildi."
-
Kendini herhangi bir şey gibi göstermek
- "Üçüncü gün sabahı, o bir kuzu oldu, ben bir iradeli aslan kesildim." (Aka Gündüz)
-
Tutulmak, kapatılmak
-
Makaslanmak
-
Durmak
- "Muazzez cevap vermedi ve münakaşa kesildi." (Peyami Safa)
-
[-den]
Yoksun kalmak
- "Çocuk yiyip içmeden kesildi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Sünnet olmak
- "Galip Baba, çeker gider, diye çocuk kesilinceye dek böyle yapmayı uygun görmüştü." (Muammer İzgü)
-
Çok beğenmek, çok hoşlanmak
-
[nsz]
Kesme işi yapılmak
- KESTİRİŞ
-
-
[isim]
Kestirme işi veya biçimi
-
[isim]
Kestirme işi veya biçimi
- DİKENCİK
-
-
[isim]
Küçük diken
-
[isim]
Küçük diken
- HERKESÇE
- ...
- KENDİRİK
-
-
[isim]
Deriden veya çadır bezinden yapılan ve hamur tahtasının altına serilen yaygı
-
[isim]
Deriden veya çadır bezinden yapılan ve hamur tahtasının altına serilen yaygı
- KERTİKLİ
-
-
[sıfat]
Kertiği olan
-
[sıfat]
Kertiği olan
- KESİŞMEK
-
-
[nsz]
Birbirini kesmek
-
Pazarlıkta, herhangi bir fiyatta anlaşmak
-
Erkek ve kadın, bakışlarla anlaşmak
-
Bir nokta veya çizgi üzerinde birbirine kavuşmak
-
[nsz]
Birbirini kesmek