İçinde kara olan 8 harfli 36 kelime var. İçerisinde KARA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kara olan kelimeler listesine ya da Sonu kara ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A A K R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
AKAR, AKRA, ARAK, ARKA, KARA
3 Harfli Kelimeler
AKA, ARA, ARK, KAR
2 Harfli Kelimeler
AK, AR, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KARABİNA
- 
    Kelime Kökeni : İtalyanca - 
                        [isim]
                    
                        Namlusu genellikle yivli, kısa ve hafif bir tüfek
                    
                    - "O devirlere ait baltalar, karabinalar, paslanmamış çelikleriyle müzelerimizdedir." (Orhan Seyfi Orhon)
 
 
- 
                        [isim]
                    
                        Namlusu genellikle yivli, kısa ve hafif bir tüfek
                    
                    
- KARAKTER
- 
    Kelime Kökeni : Fransızca - 
                        [isim]
                    
                        Ayırt edici nitelik
                    
                    
- 
                    
                        Bir bireyin kendine özgü yapısı, onu başkalarından ayıran temel belirti ve bireyin davranış biçimlerini belirleyen, üstün ana özellik, öz yapı, ıra, seciye
                    
                    - "Yıldız'ın iyi bir eğitimi, kuvvetli bir karakteri var." (Aka Gündüz)
 
- 
                    
                        Bir kimsenin veya bir insan grubunun tutumu, duygulanma ve davranış biçimi
                    
                    - "Pek uysal, tatlı, neşeli karakterine rağmen dostum kavgacıdır." (Refik Halit Karay)
 
- 
                    
                        Basımda harf türü
                    
                    
- 
                    
                        Bir eserde duygu, tutku ve düşünce yönlerinden ele alınan kimse
                    
                    
- 
                    
                        Bireyin kendi kendisine egemen olmasını, kendi kendisiyle uyum içinde bulunmasını, düşünüş ve hareketlerinde tutarlı, sağlam kalabilmesini sağlayan özellikler bütünü
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Ayırt edici nitelik
                    
                    
- KARAFAKİ
- ...
- KARAKEÇİ
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Sazana benzer bir tatlı su balığı (Barbus fluviatilis)
                    
                    
- 
                    
                        Kıl keçisi
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Sazana benzer bir tatlı su balığı (Barbus fluviatilis)
                    
                    
- KARAİMCE
- ...
- KARAKEME
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Domalan
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Domalan
                    
                    
- YANIKARA
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Şarbon
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Şarbon
                    
                    
- KARAEVLİ
- ...
- KARARMAK
- 
    - 
                        [nsz]
                    
                        Rengi karaya dönmek, siyahlaşmak
                    
                    
- 
                    
                        Işık sönmek, kısılmak veya gücü azalmak
                    
                    - "Hava iyice kararmış, caddenin bütün elektrikleri yanmıştı." (Peyami Safa)
 
- 
                    
                        Ateş sönmeye yüz tutmak
                    
                    
- 
                    
                        Kederlenmek, canı sıkılmak
                    
                    
- 
                    
                        Niteliğini yitirmek
                    
                    - "Eşsiz hafızası sönüyor, sağduyusu kararıyordu." (Falih Rıfkı Atay)
 
 
- 
                        [nsz]
                    
                        Rengi karaya dönmek, siyahlaşmak
                    
                    
- KARACAOT
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Bir çöpleme türü (Helloborus niger)
                    
                    
- 
                    
                        Çörek otu
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Bir çöpleme türü (Helloborus niger)
                    
                    
- KARATECİ
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Karate yapan kimse
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Karate yapan kimse
                    
                    
- KARARSIZ
- 
    - 
                        [sıfat]
                    
                        Kararı olmayan
                    
                    - "Kararsız adam."
 
- 
                    
                        Karar vermekte güçlük çeken, duruksun, mütereddit
                    
                    
- 
                    
                        Düzensiz, istikrarsız
                    
                    - "Kararsız hava."
 
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        Kararı olmayan
                    
                    
- KARARTMA
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Karartmak işi
                    
                    
- 
                    
                        Savaş durumunda düşman uçaklarından korunma amacıyla ışıkları örtme veya söndürme biçiminde alınan önlemlerin bütünü
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Karartmak işi
                    
                    
- KARANFİL
- 
    Kelime Kökeni : Arapça - 
                        [isim]
                    
                        Karanfilgillerden, güzel renkli çiçekler açan bir süs bitkisi (Dianthus caryophyllus)
                    
                    
- 
                    
                        Mersingillerden, Molük adalarında, Filipinler'de ve Hindistan'da yetişen ve yaprakları sürekli yeşil kalan bir ağaç (Caryophyllus aromaticus)
                    
                    
- 
                    
                        Bu ağacın karanfil yağı elde edilen ve baharat olarak kullanılan, ağız kokusunu gideren, acımsı, koyu renkli, küçük çivi biçimindeki tomurcuğu
                    
                    - "Yengemin verdiği karanfili dişlerimle ezip emerek odaya giriyorum." (Yusuf Ziya Ortaç)
 
 
- 
                        [isim]
                    
                        Karanfilgillerden, güzel renkli çiçekler açan bir süs bitkisi (Dianthus caryophyllus)
                    
                    
- KARAYAZI
- ...
- KARAASMA
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Lohusa otu
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Lohusa otu
                    
                    
- KARARGAH
- ...
- KARAİĞNE
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Bir çeşit iğneli karınca
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Bir çeşit iğneli karınca
                    
                    
- KARALAMA
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Karalamak işi
                    
                    
- 
                    
                        El alıştırmak için çok tekrarlanarak yazılan yazı
                    
                    
- 
                    
                        Üstünde düzeltmeler yapılan, temize çekilmemiş yazı taslağı, müsvedde
                    
                    - "İlk şiirim olan bir türkü güftesini, Üsküp türkülerinde gördüğüm vezinle karalamaya başladım." (Yahya Kemal Beyatlı)
 
- 
                    
                        Leke sürme, kötülük yükleme
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Karalamak işi
                    
                    
- KARAYAKA
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Doğu Karadeniz kıyı bölgesinde yetişen, uzun kuyruklu, beyaz renkli koyun türü
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Doğu Karadeniz kıyı bölgesinde yetişen, uzun kuyruklu, beyaz renkli koyun türü
                    
                    
