İçinde kala olan 9 harfli 31 kelime var. İçerisinde KALA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kala olan kelimeler listesine ya da Sonu kala ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A A K L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
KALA, LAKA
3 Harfli Kelimeler
AKA, ALA, KAL, LAK
2 Harfli Kelimeler
AK, AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ISKALAYIŞ
- ...
- KALAYLAMA
-
-
[isim]
Kalaylamak işi
-
[isim]
Kalaylamak işi
- MARKALAMA
-
-
[isim]
Markalamak işi
-
[isim]
Markalamak işi
- KALABİLME
- ...
- YAKALANMA
-
-
[isim]
Yakalanmak işi
-
[isim]
Yakalanmak işi
- YAKALAMAK
-
-
[-i]
Bir kimseyi veya bir şeyi elle tutmak
- "Üç ince dalı birleştirerek sıkıca yakaladım." (Refik Halit Karay)
-
Kaçan kimseyi ele geçirmek, derdest etmek
-
Bir kimsenin gitmesini engellemek, durdurmak
- "Bu defa Tevfik'i dükkânın kapısında yakaladılar, aynı şeyi ona açtılar." (Halide Edip Adıvar)
-
Bir kimseyi hoşa gitmeyecek bir durumda bulmak, bir kimsenin suçu ortaya çıkmak
- "Kocasını bir kadınla yakalamış."
-
Bir kimsenin suçluluğunu gösteren söz, bakış veya işareti fark etmek
-
Birdenbire etkisi altına almak
- "Yağmur bizi yolda yakaladı."
-
Arayarak veya rastlantı sonucu bulup bağlantı kurmak
- "Zehra, Yorgaki'nin müziğini herhangi bir yerinden yakalıyor." (Atilla İlhan)
-
Belirlemek, anlamak
- "Kız onun zayıf damarını yakalamıştı." (Tarık Buğra)
-
[-i]
Bir kimseyi veya bir şeyi elle tutmak
- FEVKALADE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Alışılmış olandan ayrı, olağanüstü, beklenmedik, görülmedik, işitilmedik
- "Çok güzel bir kadın, kumral, orta boylu ama çok mütenasip, fevkalade endamlı." (Refik Halit Karay)
-
Aşırı, çok fazla
- "Eski kâtibe, şimdi fevkalade şık giyiniyormuş." (Haldun Taner)
-
[ünlem]
"Çok iyi, çok üstün, çok güzel" anlamlarında beğeni ifade eden bir söz
- "Yemek nasıldı?- Fevkalade!"
-
[sıfat]
Alışılmış olandan ayrı, olağanüstü, beklenmedik, görülmedik, işitilmedik
- YAKALAYIŞ
- ...
- KALAFATÇI
-
-
[isim]
Gemi ve kayıkları kalafat eden kimse
-
[isim]
Gemi ve kayıkları kalafat eden kimse
- OKKALAMAK
-
-
[-i]
Bir şeyin ağırlığını yaklaşık olarak anlayabilmek için elle yoklamak
-
Gereğinden çok övmek veya ilgi göstermek, koltuklamak, pohpohlamak
-
[-i]
Bir şeyin ağırlığını yaklaşık olarak anlayabilmek için elle yoklamak
- CUKKALAMA
- ...
- ARKALANMA
-
-
[isim]
Arkalanmak işi
-
[isim]
Arkalanmak işi
- ŞAKALAŞMA
-
-
[isim]
Şakalaşmak işi
-
[isim]
Şakalaşmak işi
- ARKALAMAK
-
-
Bir kimseye güven vererek yardım etmek, destek olmak, korumak, müzaheret etmek
- "Bu roman, sanırım İş Bankası'nın arkaladığı ilk Tan gazetesinde tefrika edilirken üniversite öğrencisi idi." (Haldun Taner)
-
[-i]
Arkasına almak, yüklenmek
-
Bir kimseye güven vererek yardım etmek, destek olmak, korumak, müzaheret etmek
- KAKALAMAK
-
-
[-i]
Kakmak
- "Kakalamaktan parmak uçları delik deşik terzi çırakları, kalfalar..." (Atilla İlhan)
-
Sürekli çekiştirmek, itmek, kakıp durmak
-
Alışverişte aldatmak, kötü mal satmak, kazıklamak
-
[-i]
Kakmak
- TOKALAŞMA
-
-
[isim]
Tokalaşmak işi
-
[isim]
Tokalaşmak işi
- KALABALIK
-
-
[isim]
Çok sayıda insanın bir araya gelmesiyle oluşan insan topluluğu
- "Kalabalık içinde zorlukla boş bir masa bularak oturdum." (Ahmet Haşim)
- "Şu eşya odada kalabalık ediyor."
-
Gereksiz, karışık şeyler topluluğu
-
[sıfat]
Sayıca çok
- "Köy kahvesinin içi bu akşam her zamankinden kalabalıktı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Çok sayıda insanın bir araya gelmesiyle oluşan insan topluluğu
- YAKALATMA
-
-
[isim]
Yakalatmak işi
-
[isim]
Yakalatmak işi
- KAKALANMA
-
-
[isim]
Kakalanmak işi
-
[isim]
Kakalanmak işi
- ISKALAMAK
-
-
[nsz]
Hedefe denk getirememek
-
[nsz]
Hedefe denk getirememek