İçinde ka olan 4 harfli 79 kelime var. İçerisinde KA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ka olan kelimeler listesine ya da Sonu ka ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AK

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KAZA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Can veya mal kaybına, zararına neden olan kötü olay
    • "Tren kazası."
    • "Yalnız ortada tef çalan, bunların arasına kaza ile düşmüş gibi." (Halide Edip Adıvar)
    • "Bu yaşa geldim, Allaha bin şükür, namazımı kazaya bırakmadım." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
    • "Osman, kazaya kalan namazını daha ziyade geciktirmeden korkarak ayağa kalktı." (Refik Halit Karay)
  2. İlçe, kaymakamlık
    • "Kazada mektepli dişçi olmadığı için onu vilayete götürdüm." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. Vaktinde kılınmayan namazı veya tutulmayan orucu sonradan yerine getirme
  4. Yargı
  5. Kadılık görevi

KOKA

Kelime Kökeni : İspanyolca

  1. [isim] İki çeneklilerden, çiçekleri küçük ve sarımtırak, zeytine benzer meyvesi kırmızı renkte olan, yapraklarından kokain çıkarılan, en çok Peru'da yetişen bir bitki (Erytrroxylon coca)
  2. Bu bitkinin yapraklarından çıkarılan madde

KABE
...
KARİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Okuyucu, okur
    • "Gözümle görür, kulağımla işitir, karilerime doğrusunu bildirirdim." (Refik Halit Karay)
  2. Kur'an'ı kurallarına uygun bir biçimde okuyan kimse

OKAR

  1. [isim] Telli balıkçıl

YAKA

  1. [isim] Giysilerin boyna gelen, boynu çeviren bölümü
    • "Paltosunun yakasını kaldırıp tenha caddeyi tutturdu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Sonra eşyaya bir zarar gelecek olursa Gülsüm'ün yakasına yapışıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Bereket versin hekimler sıkı bastılar, yengem de yakana çöktü de seni biraz hizaya getirdiler." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Kendimi unutturup kaybettirmeye çalıştığım burada da Başkan, yakamı bırakmadı." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Giysilerin boyna gelen bölümüne eklenen ve türlü biçimlerde olan parçası
  3. Kıyı, kenar, taraf
    • "Sokağın karşı yakasına geçtiler." (Memduh Şevket Esendal)
  4. Eğik yerey
  5. Yapıların saçaklarında, suyun içeriye sızmasını önlemek için kiremidin altıyla oluk arasına konulan metal levha
  6. Semt
    • "Hele bir işimizi bitirip karşı yakaya geçelim de onu sonra düşünürüz." (Aka Gündüz)
  7. Sahil
  8. Yelkenlerin kenar ve köşeleri

AKAD
...
KAYA

  1. [isim] Büyük ve sert taş kütlesi
    • "Dört tarafı su ile çevrili bir kayadır, bir adacık." (Refik Halit Karay)
    • "... öfkesi, sevgisi katıksız, kaya gibi sağlam ve güvenilir adam." (Atilla İlhan)
  2. Kayaç

KADI

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tanzimat'a kadar her türlü davaya, Tanzimat ile Medeni Kanun arasındaki dönemde ise yalnız evlenme, boşanma, nafaka, miras davalarına bakan mahkemelerin başkanları

KASK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Başı darbelerden korumak için sertleştirilmiş sentetik maddelerden yapılmış sağlam başlık

AKAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kiraya verilerek gelir getiren ev, dükkân, tarla, bağ vb. mülk, akaret
    • "Şöyle bir iki parça, sağlam nevinden irat ve akar edinip efendi efendi yan gel, sefana bak." (Ercüment Ekrem Talu)

KAMU

  1. [isim] Halk hizmeti gören devlet organlarının tümü
  2. Bir ülkedeki halkın bütünü, halk, amme
    • "Çevre koruması sorunları İsveç kamusunun bilincine ve hatta bilinçaltına sinmiş." (Haldun Taner)
  3. [sıfat] Hep, bütün
    • "Biz kimseye kin tutmayız / Kamu âlem birdir bize." (Yunus Emre)

KAMP

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Çadır, baraka vb. eğreti araçlardan oluşturulan konak yeri
    • "Beni öyle bir dinlenme kampına alsınlar ki kapıdan girerken kimlik kartımla birlikte kişiliğimi de kapıda bırakayım." (Haldun Taner)
  2. Bu yerde konaklama
    • "Kamp hayatı."
  3. Kurum ve kuruluşlarda çalışanların dinlenmek, eğlenmek için gittikleri konaklama yeri
  4. Tutsakların veya siyasal sürgünlerin toplanıldığı yer
    • "Toplama kampı."
  5. Belli bir düşünce çevresinde birleşen topluluk
    • "Sırasında ayrı siyasi kamplarda birbirlerinin karşısına çıksalar da düşman görmezler birbirlerini." (Necati Cumalı)

KAİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Söyleyen
    • "Bir selama kail oldum / Verir amma neden sonra." (Âşık Ömer)
  2. İnanmış, aklı yatmış
    • "İkimiz de bu odayı tutmakla çok akıllılık ettiğimize kaildik." (Memduh Şevket Esendal)

KARA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yeryüzünün denizle örtülü olmayan bölümü, toprak
    • "Havamız da karamız da denizlerimiz de kirli olduğuna göre..." (Haldun Taner)
    • "Sizi kaptan bir filika ile karaya çıkarır." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
    • "Olan olmuş, bizim teknenin bir yanı, pamuk şiltelere serilir gibi karaya oturmuş." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
    • "Loşluklar içinde bana, sandalımız ikide bir karaya vuruyor gibi geliyordu." (Refik Halit Karay)

ZEKA
...
İPKA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. Sınıfta bırakma
  2. [isim] Yerinde, önceki durumunda bırakma

KAŞE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Toz ilaçların içine konulduğu, yutulmaya uygun, güllaçtan küçük kap
    • "Cebinden bir hap kutusu çıkarıp iki kaşeyi bir arada yuttu." (Haldun Taner)

ANKA
...
KEKA

  1. [ünlem] Keyifli bir durum anlatılırken "ne güzel, ne iyi" anlamlarında söylenen bir söz

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü