İçinde ka olan 4 harfli 79 kelime var. İçerisinde KA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ka olan kelimeler listesine ya da Sonu ka ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AK
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- YAKA
-
-
[isim]
Giysilerin boyna gelen, boynu çeviren bölümü
- "Paltosunun yakasını kaldırıp tenha caddeyi tutturdu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Sonra eşyaya bir zarar gelecek olursa Gülsüm'ün yakasına yapışıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Bereket versin hekimler sıkı bastılar, yengem de yakana çöktü de seni biraz hizaya getirdiler." (Memduh Şevket Esendal)
- "Kendimi unutturup kaybettirmeye çalıştığım burada da Başkan, yakamı bırakmadı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Giysilerin boyna gelen bölümüne eklenen ve türlü biçimlerde olan parçası
-
Kıyı, kenar, taraf
- "Sokağın karşı yakasına geçtiler." (Memduh Şevket Esendal)
-
Eğik yerey
-
Yapıların saçaklarında, suyun içeriye sızmasını önlemek için kiremidin altıyla oluk arasına konulan metal levha
-
Semt
- "Hele bir işimizi bitirip karşı yakaya geçelim de onu sonra düşünürüz." (Aka Gündüz)
-
Sahil
-
Yelkenlerin kenar ve köşeleri
-
[isim]
Giysilerin boyna gelen, boynu çeviren bölümü
- İPKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Sınıfta bırakma
-
[isim]
Yerinde, önceki durumunda bırakma
-
Sınıfta bırakma
- RİKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Arap harflerinin en çok kullanılan el yazısı biçimi
-
[isim]
Arap harflerinin en çok kullanılan el yazısı biçimi
- KAFA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İnsan başı, ser
- "İpini koparmış aylakla, çiçeği burnunda asistan, dejenere mirasyedi ile ağır işçi, burada dirsek dirseğe kafa cilalardı." (Haldun Taner)
- "Benimle kafa çekmenin onlar için pek keyifli olduğunu sanmıyorum." (Erhan Bener)
- "Ona birisi kafayı çekmekte olduğunu söyleseydi, kılı bile kıpırdamazdı." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Ne gücünü aşan meseleler için çene yormaya, kafa eskitmeye niyeti vardı ne de kendi başarısızlıkları için suçlu aramaya..." (Tarık Buğra)
-
Hayvanlarda genellikle ağız, göz, burun, kulak vb. organların bulunduğu vücudun en ön bölümü
- "Bir dakika kafamı dinleyip başka şeylerden bahsetmek ihtiyacı duyduğum zaman..." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Saz, söz başlasın, içki ile kafalar iyice dumanlansın, cümbüş tam kıvamını bulsun." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
- "Ahmet de bize varır varmaz kafayı yere vurdu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Çocuk oyunlarında kullanılan zıpzıp taşının veya cevizin büyük boyu
-
Mekanik bir bütünün parçası
- "Distribütör kafası."
-
Kavrama ve anlama yeteneği, zekâ, zihin, bellek
- "Kafasının faaliyetini fikirden ziyade işe vermiş." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Görüş ve inançların etkisi altında beliren düşünme ve yargılama yolu, zihniyet
- "Kalbi ve kafasıyla daima yeni, daima genç kaldı." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
İnsan başı, ser
- KARS
- ...
- KAİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Başka bir şeyin yerine geçen
- "Altın para yerine kâğıt para kaim oldu."
-
Ayakta duran, var olan
- "Varlığımız onunla kaim."
-
Her zaman var olan (Tanrı)
-
[sıfat]
Başka bir şeyin yerine geçen
- DUKA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Dük unvanının eskiden kullanılan biçimi
- "Sırplar bir defa İpek'te kongreye benzer bir toplantı yaparak imparatorluktan ayrılmak ve Sırbistan tacını Savoie dukasına vermek istediler." (Falih Rıfkı Atay)
-
Bir çeşit Venedik altın akçesi
-
[isim]
Dük unvanının eskiden kullanılan biçimi
- ISKA
-
-
[isim]
Üzerinde durmama, önem vermeme
- "Bu kadar güzel, bu kadar büyük bir şehir nasıl ıska geçilir diye içerliyordum." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Boşa çıkarma, rast getirememe
- "Güzel bir orta ile gole mal olan bir ıskayı ayırt edemez." (Haldun Taner)
- "Bedenleriyle ilgili gerçekleri ıska geçerler." (Salâh Birsel)
-
Hedefi tutturamama, amaca ulaşamama
-
[isim]
Üzerinde durmama, önem vermeme
- KARE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kenarları ve açıları birbirine eşit olan dörtgen, dördül, murabba
-
[sıfat]
Bu biçimde olan
- "Kare masa."
-
İskambil oyunlarında aynı türden dört kâğıdın bir araya gelmesi
- "Kare as. Kare kız."
-
Bir sayının kendisiyle çarpımı
-
[isim]
Kenarları ve açıları birbirine eşit olan dörtgen, dördül, murabba
- KAFİ
- ...
- ÇUKA
-
-
[isim]
Akdeniz, Marmara ve Karadeniz'de yaşayan tekirlerin irisi
-
[isim]
Akdeniz, Marmara ve Karadeniz'de yaşayan tekirlerin irisi
- KASE
- ...
- BEKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kalıcılık, ölmezlik
- "Memleketin, devletin bekası senin elinde..." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Kalıcılık, ölmezlik
- KAYI
- ...
- AKAD
- ...
- OKKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
1,282 kg veya 400 dirhemlik ağırlık ölçüsü birimi, kıyye
- "Beş okka şekeri tam on gün idare ettik." (Aka Gündüz)
- "Eğer gözünü açmaz, bu kör dövüşüne bir nihayet vermezsen muhakkak okkanın altına gidersin." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
1,282 kg veya 400 dirhemlik ağırlık ölçüsü birimi, kıyye
- KAÇI
-
-
[zamir]
Ne kadarı, kaç kişi
- "Bunların kaçı sana ait?"
- "Kaçına belge verilecek?"
-
[zamir]
Ne kadarı, kaç kişi
- KUKA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Dantel veya nakış ipliği yumağı
-
Yumağa benzeyen nesnelerle oynanan bir çocuk oyunu
-
[isim]
Dantel veya nakış ipliği yumağı
- KAKA
-
-
[isim]
Çocuk dilinde dışkı
-
[sıfat]
Çocuk dilinde kötü, çirkin
-
[isim]
Çocuk dilinde dışkı
- YUKA
- ...