İçinde işleme olan 24 kelime var. İçerisinde İŞLEME bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında işleme olan kelimeler listesine ya da Sonu işleme ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
İŞLEMEMEZLİK, MENEVİŞLEMEK
İŞLEMECİLİK, MENEVİŞLEME
ÇİRİŞLEMEK, GENİŞLEMEK, İŞLEMEZLİK, KİRİŞLEMEK
AFİŞLEMEK, ÇİRİŞLEME, GENİŞLEME, KEŞİŞLEME, KİRİŞLEME
AFİŞLEME, DİŞLEMEK, FİŞLEMEK, İŞLEMECİ, İŞLEMELİ, ŞİŞLEMEK
DİŞLEME, FİŞLEME, İŞLEMEK, ŞİŞLEME
İŞLEME
E E L M İ Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
6 Harfli Kelimeler
EŞİLME, İŞLEME
5 Harfli Kelimeler
EŞLEM, İŞEME, İŞLEM, MELEŞ, ŞİLEM
4 Harfli Kelimeler
ELEM, ELİM, EMEL, EMİŞ, EŞLİ, EŞME, İLME, LİME, MEŞE, ŞİLE, ŞİME
3 Harfli Kelimeler
İLE, LEŞ, LİM, MİL, ŞEM
2 Harfli Kelimeler
EL, EM, EŞ, İL, İM, İŞ, LE, ME, Mİ, ŞE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İŞLEMEMEZLİK
- ...
- MENEVİŞLEMEK
-
-
[-i]
Bir yüzeyde renk dalgalanmaları oluşturmak
-
[-i]
Bir yüzeyde renk dalgalanmaları oluşturmak
- İŞLEMECİLİK
-
-
[isim]
İşlemecinin işi
-
[isim]
İşlemecinin işi
- MENEVİŞLEME
-
-
[isim]
Menevişlemek işi
-
[isim]
Menevişlemek işi
- İŞLEMEZLİK
- ...
- GENİŞLEMEK
-
-
[nsz]
Geniş duruma gelmek, büyümek
-
Bollaşmak
-
Rahat bir duruma gelmek, açılmak, ferahlamak
- "Ahali dar parmaklıklardan kurtulur kurtulmaz, yelpaze gibi açılıp genişleyerek dağılıyorlardı." (Peyami Safa)
-
Yaygın duruma gelmek
- "Ünü, ölümünden sonra daha da genişlemişti."
-
[nsz]
Geniş duruma gelmek, büyümek
- KİRİŞLEMEK
-
-
[-i]
Kirişi çekip germek
-
Kiriş olarak kullanılan keresteyi döşemek
-
[-i]
Kirişi çekip germek
- ÇİRİŞLEMEK
-
-
[-i]
Çiriş sürmek
-
[-i]
Çiriş sürmek
- GENİŞLEME
-
-
[isim]
Genişlemek işi
-
[isim]
Genişlemek işi
- AFİŞLEMEK
-
-
[-i]
Afiş asıp duyurmak
-
Nitelemek, göstermek
- "Olayı yenilik diye afişledi."
-
[-i]
Afiş asıp duyurmak
- ÇİRİŞLEME
-
-
[isim]
Çirişlemek işi
-
[isim]
Çirişlemek işi
- KEŞİŞLEME
-
-
[isim]
Güneydoğudan esen yel, akça yel, kara yel karşıtı
-
Pusulada güneydoğuyu gösteren yön
-
[isim]
Güneydoğudan esen yel, akça yel, kara yel karşıtı
- KİRİŞLEME
-
-
[isim]
Kirişlemek işi
-
Ahşap döşemelerde yaklaşık 50 cm ara ile kirişler koyma
-
[zarf]
Çapraz olarak, kılıçlama
-
[isim]
Kirişlemek işi
- DİŞLEMEK
-
-
[-i]
Bir şeyin bir parçasını ısırmak veya koparmak
- "Bu elmayı kim dişledi?"
-
Çiğnemek
- "Ağızlarına attıkları üzüm tanelerini dişleyip ilk yudumları içtikten sonra birbirlerine baktılar." (Tarık Buğra)
-
[-i]
Bir şeyin bir parçasını ısırmak veya koparmak
- İŞLEMECİ
-
-
[isim]
Elle oyma, nakış vb. yapan kimse
-
[isim]
Elle oyma, nakış vb. yapan kimse
- İŞLEMELİ
-
-
[sıfat]
Üstünde işlemeler bulunan
- "Çekiştikleri şey işlemeli bir kitap açacağı." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Üstünde işlemeler bulunan
- ŞİŞLEMEK
-
-
[-i]
Birine veya bir şeye şiş saplamak, şiş batırmak
-
Kama, çakı vb. bir araçla yaralamak
-
[-i]
Birine veya bir şeye şiş saplamak, şiş batırmak
- AFİŞLEME
-
-
[isim]
Afiş asma işi, afişlemek işi
-
[isim]
Afiş asma işi, afişlemek işi
- FİŞLEMEK
-
-
[-i]
Fiş üzerine yazmak
-
Bir işle ilgili konuda fiş açmak
-
Güvenlik kuruluşu, bir kişi hakkında dosya açmak
-
[-i]
Fiş üzerine yazmak
- İŞLEMEK
-
-
[-i]
Bir şeye emek vererek onu daha elverişli bir duruma getirmek
-
[nsz]
İnce ve süslü şeyler yapmak, nakışlamak
- "Para için işlemediğini iddia eden bu fakir ihtiyar, şüphesiz, sanatının âşığıydı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-e]
İçine girmek, etkilemek, nüfuz etmek
- "O uzun ve derin bakış genç adamın ta yüreğine kadar işlemişti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[nsz]
İyi çalışmak, müşterisi bol olmak
-
Durağan durumdan hareketli duruma geçmek, çalışmak
-
Herhangi bir konuyu ele alarak incelemek, öğretmek
-
Düşüncelerini herhangi birine etki yaparak benimsetmek
- "Ali Rıza Bey bu ilk çocuğu ile, bir çiçek meraklısı, bahçesiyle oynar gibi oynamış, onu ancak kendi hayalinde yaşayan mükemmel insan maddelerine göre işlemişti." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[-den]
İşlek, etkin durumda olmak
- "Lütfügiller büyücek bahçelerinin ana yola açılan kapısından işlerlerdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[nsz]
Çıban, olgunlaşma yolunda olmak
-
[nsz]
Yara, kapanmamak
-
[nsz]
Gidip gelmek
- "Şimdi otomobillerin, otobüslerin işledikleri asfalt caddeden bir zamanlar ne kervan ne insan geçerdi." (Sermet Muhtar Alus)
-
Hesapları, kayıtları düzenli olarak tutmak veya gereken yere aktarmak
- "Tayın çizelgelerini düzenliyorum, ambar defterini işliyorum." (Erhan Bener)
-
Herhangi bir ürünü satışa sunulmadan önce birtakım işlemlerden geçirmek
-
[-i]
Bir şeye emek vererek onu daha elverişli bir duruma getirmek