İçinde iz olan 4 harfli 29 kelime var. İçerisinde İZ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında iz olan kelimeler listesine ya da Sonu iz ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

İZAZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ağırlama

İZİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir şey yapmak için verilen veya alınan özgürlük, müsaade, ruhsat, icazet, mezuniyet
    • "Viyana'dan döneli bir ay olmuştu ve izni üç hafta sonra bitiyordu." (Halide Edip Adıvar)
    • "Çalıştığı bankanın müdürlerinden birinin kızıyla nişanlanmak için izin alıp Edirne'ye gitmişti." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Annemden Hasan'la beraber Yeşilköy'e gitmek için izin istedim." (Halide Edip Adıvar)
    • "Kendisi belediyeden birkaç gün izin kopararak onları ziyaret edecekti." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Bir kimseye çalıştığı yerce verilen tatil
    • "Yıllık iznini kullanıyor."

VAİZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Cami, mescit vb. yerlerde öğüt niteliğinde dinî konuşmalar yapan kimse, öğütçü
    • "Bir gün camide vaiz bir şey hikâye etmişti." (Abdülhak Şinasi Hisar)

BRİZ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Meltem

KRİZ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir organda birdenbire ortaya çıkan fizyolojik bozukluk, akse
    • "Krizler sıkıştırdığı zaman özel kliniklerde yatmaya gidiyordu." (Çetin Altan)
    • "Bir kalp krizi geçirdi."
  2. Bir kimsenin yaşamında görülen ruhsal bunalım
  3. Bir şeyin çok kıt bulunması durumu
  4. Bir şeye duyulan ani ve aşırı istek
  5. Bir toplumun, bir kuruluşun veya bir kimsenin yaşamında görülen güç dönem, bunalım, buhran
    • "Krizin ne kadar sürdüğünü bilmiyorum." (Falih Rıfkı Atay)

PRİZ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Elektrik akımı almak için fişin sokulduğu yuva
    • "Hatta bir keresinde prizdeki ütüyü devirip handiyse evi bile yakıyordu." (Haldun Taner)

DİZİ

  1. [isim] Bir iplik veya tel üzerine dizilmiş inci, boncuk vb.nin oluşturduğu bütün, sıra
    • "İki dizi inci."
  2. Herhangi bir bakımdan bir bütün oluşturan şeylerin tümü, seri
    • "İşte bütün eserlerini bir araya toplayacak olan bu dizinin başına yazılacak ön söz." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  3. Yan yana, art arda veya zaman sırasına göre sıralanmış birbiriyle ilişkili nesne veya olayların oluşturduğu bütün sıra
    • "Bir dizi olay. Olaylar dizisi."
  4. Aynı söz dizimsel bağlam içinde birbirinin yerini alabilecek olan ve güçlü bir karşıtlık bağlantısı kuran ögelerin oluşturduğu bütün, paradigma
  5. Saf durumundaki bir kıtada, birbiri arkasında duran erler
  6. Değerleri artarak veya eksilerek art arda gelen terimler takımı
  7. Bir oktavın içinde sıralanan sekiz sesin bütünü
  8. Dizi film

İZBE

Kelime Kökeni : Rusça

  1. Basık, loş, nemli, kuytu (yer)
    • "Bir sırrı sürüklüyor terlikler pıtır pıtır / izbe sofalarında izbe sofalarında." (Necip Fazıl Kısakürek)
  2. Sapa

İZAÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bunaltma, tedirgin etme, baş ağrıtma, can sıkma
    • "Bu vaka Bilal'i, uşakların izacından tamamen kurtardı." (Halide Edip Adıvar)
    • "Fısıltıları bu sakin adamı gıdıklıyor, izaç ediyor." (Halide Edip Adıvar)

FRİZ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Tavandan inerek sahnenin üst kısmını, sahne boyunca kaplayan kısa, dar perde
  2. Eski Yunan ve Roma yapılarında taban kirişi ile çatı arasında kalan, üzeri boydan boya kabartmalarla süslü bölüm, efriz

HİZA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Doğru bir çizgi üzerinde bulunma durumu
    • "Çarşafların kenarları perdelerle bir hizada mıydı?." (Mithat Cemal Kuntay)
    • "Sandallar tam bir hizaya gelince onları birbirlerine elleriyle bitiştirerek tutan kayıkçılar." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Bir defada sözü, beni meslek hayatımda hizaya getiren uyarmalardan biri olmuştur." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)

AHİZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Alma
  2. Kabul etme

İZCİ

  1. [isim] İz güderek aradığını bulabilen kimse, keşşaf
  2. Dayanışma ve yardımlaşma duygularını geliştirmek, ruhça ve bedence güçlendirilmek için kamplarda ve okullarda eğitilen genç
    • "Tam bu sırada, sokağın başından bir izci alayı sökün etti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

VİZE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bazı resmî kâğıtlara "görülmüştür" anlamında konulan işaret ve bu işareti koyma işi
  2. Ara sınav
  3. Bir ülkeye girmek veya bir ülkeden çıkmak için yetkili makamlardan alınması gerekli izin
    • "İçeriye girmen için vize mi bekliyorsun? İngiliz validenden izin mi gelecek?" (Refik Halit Karay)

MİZA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Kumarda ortaya sürülen para

İZAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Anlayış, anlama yeteneği

DİZE

  1. [isim] Şiirin satırlarından her biri, mısra
    • "İkinci dizenin sonunda, 'gözlerinin renginden'i okurken, Belkıs kesti." (Necati Cumalı)

İKİZ

  1. [sıfat] İkisi bir arada doğan (çocuk)
  2. Birbirine tamamen benzeyen, eş
    • "Rıza boş arsaları, ikiz pembe villaları, havuzlu bahçeyi geçti." (Haldun Taner)
  3. [isim] Aynı çiçekten oluşmuş birbirine yapışık iki meyve

HAİZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bir şeyi olan, elinde bulunduran, taşıyan
    • "Ehemmiyeti haiz bir mesele."
    • "Haiz olduğu vasıflar bizim için uygundur."

RİZE
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü