İçinde inti olan 7 harfli 26 kelime var. İçerisinde İNTİ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında inti olan kelimeler listesine ya da Sonu inti ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
N T İ İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
İNTİ
3 Harfli Kelimeler
İNİ, İTİ, TİN
2 Harfli Kelimeler
İN, İT, Tİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İNTİKAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir yerden başka bir yere geçme, geçiş
- "Sonra bahis yine sempati meselesine intikal etti." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Anlama, kavrama
- "Onu son gördüğümde de öyle yaptım. İntikali yerinde idi. Güldü. O da bana birkaç fıkra anlattı." (Haldun Taner)
-
Miras olarak babadan çocuğuna kalma
-
Öteleme
-
Geçişim
-
[isim]
Bir yerden başka bir yere geçme, geçiş
- GEZİNTİ
-
-
[isim]
Uzak olmayan bir yere yapılan gezi, tenezzüh
- "O civarın bütün ahalisi oralara yayılarak akşamları gezinti yapmaktadırlar." (Ahmet Rasim)
-
Kale duvarlarının iç tarafında kuleleri birbirine bağlayan dar yol
-
Bir çalgıyla belli bir parça çalmaksızın ezgiler çıkarma işi
-
Evlerde oda kapılarının açıldığı aralık, koridor
-
Sofa, balkon
-
[isim]
Uzak olmayan bir yere yapılan gezi, tenezzüh
- İNTİZAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birinin gelmesini, bir şeyin olmasını bekleme, gözleme
- "Hastanede ilk günü ve ilk gecesi bu ümit ve intizar ile geçti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
İlenme, beddua, inkisar
-
[isim]
Birinin gelmesini, bir şeyin olmasını bekleme, gözleme
- DİDİNTİ
-
-
[isim]
Güçlük içinde ve sürekli olarak çalışıp çabalama, didişme
- "Rusya, Fransa, İngiltere ve Avusturya ile o didintiler olmasaydı eserini daha az bir zamanda tarsin ederek halk karşısında da muvaffak olacaktı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Güçlük içinde ve sürekli olarak çalışıp çabalama, didişme
- İNTİKAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Öç
- "Bunun intikamının şimdi, tek gözüyle kuş peşinde dolaşarak çıkarıyordu." (Refik Halit Karay)
- "Gözlerimi kapadım ve ilk defa erkeklerden intikam almayı düşünerek kendimi koyuverdim." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Öç
- SELİNTİ
-
-
[isim]
Yağış sebebiyle oluşan ufak sel
-
Sel sularının bıraktığı çer çöp
-
[isim]
Yağış sebebiyle oluşan ufak sel
- SİNTİNE
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Geminin içinde en alt bölüm
-
[isim]
Geminin içinde en alt bölüm
- İNTİHAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir kimsenin toplumsal ve ruhsal nedenlerin etkisi ile kendi hayatına son vermesi
- "O anda ölmek, intihar etmek istiyordum." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Hayatını tehlikeye düşürecek aşırı davranış veya iş
-
[isim]
Bir kimsenin toplumsal ve ruhsal nedenlerin etkisi ile kendi hayatına son vermesi
- İNTİHAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aşırma
-
[isim]
Aşırma
- KESİNTİ
-
-
[isim]
Kesilen parça, kırpıntı
-
Bir işin bir süre için durması, inkıta, fasıla
- "İşimiz hiçbir kesintiye uğramadan yürüyor."
-
Ödenen bir paradan herhangi bir sebeple kesilen bölüm
- "Bu ücretin hiçbir kesintisi yoktur."
-
[isim]
Kesilen parça, kırpıntı
- ÇİZİNTİ
-
-
[isim]
Ufak sıyrık
-
Bir yazıda üzeri çizilen yer
- "Bunlar iyi cins beyaz kâğıt üstüne yazılmamış, basılmıştı sanki. Silintisiz, çıkıntısız, çizintisiz." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Ufak sıyrık
- İNTİSAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bağlanma
-
Girme
-
Kapılanma
-
[isim]
Bağlanma
- İNTİŞAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yayılma
-
Gazete veya dergi, çıkma, yayımlanma
- "Devletin ve cemiyetin lehine intişar etmiş bir kitap olacaktır." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Yayılma
- İNTİBAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Uyanma, uyanış
-
[isim]
Uyanma, uyanış
- İRKİNTİ
-
-
[isim]
Su birikintisi
-
Ürperme, tiksinti
- "Acaba, başımızdan geçen belalar, çektiğimiz mihnetler ve nihayet rahat, zengin bir memleketin batışını görmüş olmamız bizde, artık dünya hazlarına karşı bir nevi irkinti mi hasıl etmişti?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Korku, çekinme
- "Yarın en büyük kuvvetlerin karşısında en ufak bir irkinti bile bana yaklaşamayacaktır." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Su birikintisi
- İNTİBAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çevreye veya bir duruma uyma, uyum sağlama
- "Acemi gelin yeni hayata intibak edebilmek için roman okurdu." (Aka Gündüz)
-
İki şeyin ölçülerinin birbirini tutması
-
[isim]
Çevreye veya bir duruma uyma, uyum sağlama
- DERİNTİ
-
-
[isim]
Toplantı
-
Gelişigüzel toplanmış eşya
-
İnsan kalabalığı, güruh
-
[isim]
Toplantı
- İNTİZAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Düzenli, düzgün olma
- "Kahve kalbini kuvvetlendirir, intizama sokar." (Refik Halit Karay)
-
Düzen, çekidüzen
-
[isim]
Düzenli, düzgün olma
- YİYİNTİ
-
-
[isim]
Yiyecek, yenilecek, atıştırılacak şey
-
[isim]
Yiyecek, yenilecek, atıştırılacak şey
- VERİNTİ
-
-
[isim]
Bir dilden başka bir dile verilen söz
-
[isim]
Bir dilden başka bir dile verilen söz