İçinde ime olan 7 harfli 26 kelime var. İçerisinde İME bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ime olan kelimeler listesine ya da Sonu ime ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E M İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EM, İM, ME, Mİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BERKİME
-
-
[isim]
Berkimek işi
-
[isim]
Berkimek işi
- POLİMER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Tekrarlanan yapısal kümelerin oluşturduğu yüksek molekül ağırlıklı (birleşikler)
-
[sıfat]
Tekrarlanan yapısal kümelerin oluşturduğu yüksek molekül ağırlıklı (birleşikler)
- ÇİMENTO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Killi kalkerleri özel fırınlarda pişirip ezmekle elde edilen, çamuru çarçabuk katılaşıp sertleşen ve yapılarda harç malzemesi olarak kullanılan kül renginde veya beyaz toz
-
[isim]
Killi kalkerleri özel fırınlarda pişirip ezmekle elde edilen, çamuru çarçabuk katılaşıp sertleşen ve yapılarda harç malzemesi olarak kullanılan kül renginde veya beyaz toz
- İŞÇİMEN
- ...
- EMPRİME
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Değişik renkte boya kullanılarak kumaş üzerine desen ve zemin basma işlemi
-
Bu işleme uğratılan (ipekli, yünlü vb. kumaş)
- "Emprime yünlü. Emprime bu yıl moda."
-
[isim]
Değişik renkte boya kullanılarak kumaş üzerine desen ve zemin basma işlemi
- RİMELLİ
-
-
[sıfat]
Rimel sürülmüş (kirpik)
- "Kirpikleri rimelli..." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Rimel sürülmüş (kirpik)
- TEPKİME
-
-
[isim]
Tepkimek işi
-
Birbirini etkileyen maddeler arasında ortaya çıkan olay, reaksiyon, teamül
-
[isim]
Tepkimek işi
- ERGİMEK
-
-
[nsz]
Sıcaklığı artırılmak yoluyla bir cisim katı durumdan sıvı duruma geçmek, zeveban etmek
-
[nsz]
Sıcaklığı artırılmak yoluyla bir cisim katı durumdan sıvı duruma geçmek, zeveban etmek
- EKŞİMEK
-
-
[nsz]
Ekşi duruma gelmek
- "Yoğurt ekşidi."
-
Mayalanmak
- "Hamur ekşidi."
-
Utanmak, mahcup olmak
-
Sırnaşmak, ısrar etmek
-
Kaşlarını çatıp yüzüne küskün veya dargın bir anlam vermek, somurtmak
- "Çardak'tan Rabiye'nin çıktığını görünce Bekir'in yüzü ekşidi." (Necati Cumalı)
-
[nsz]
Ekşi duruma gelmek
- SEĞRİME
-
-
[isim]
Seğirme
- "Sağ alt göz kapağında hanidir unuttuğu o lanetli seğrime." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Seğirme
- ESKİMEK
-
-
[nsz]
Eski duruma gelmek
- "Artık eskidiğimiz için evde de pek telaş etmezler." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Yıpranmak
- "Yerde değerli ama artık eskimiş bir halı." (Tarık Buğra)
-
Yaşlanmak
-
[nsz]
Eski duruma gelmek
- EZİMEVİ
-
-
[isim]
Tohumların ezilip yağ çıkarıldığı yer
-
[isim]
Tohumların ezilip yağ çıkarıldığı yer
- ENTİMEM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir veya birden çok öncülü, önceden bilindiği varsayılarak kaldırılmış olan tasımsal çıkarım
- ""Çocuk! Büyüklerin işine karışma!" sözü bir entimemdir çünkü "çocuklar büyüklerin işine karışmamalı; sen de çocuksun; şu hâlde sen de karışma" değerindedir."
-
[isim]
Bir veya birden çok öncülü, önceden bilindiği varsayılarak kaldırılmış olan tasımsal çıkarım
- SALİMEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Sağ ve esen olarak, hiçbir kötü durumla karşılaşmadan
-
[zarf]
Sağ ve esen olarak, hiçbir kötü durumla karşılaşmadan
- SÜBLİME
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Süblimleştirme yoluyla elde edilen ürün
-
Ak sülümen
-
[isim]
Süblimleştirme yoluyla elde edilen ürün
- ÇİMENLİ
-
-
[sıfat]
Çimeni olan
- "Çimenli, çiçekli bir bahçe ortasında üstü camlı, müstakil bir bina." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Çimeni olan
- EPRİMEK
-
-
[nsz]
Bozulmak, ekşiyip çürümek
-
Yemiş dura dura olgunlaşmak, yumuşamak
-
Erimek
- "Piyanonun solmuş ve eprimiş mor kadifeden şamdanlıkları vardı." (Ayşe Kulin)
-
[nsz]
Bozulmak, ekşiyip çürümek
- TECİMEN
-
-
[isim]
Tacir, tüccar
- "Esnaf ve tecimenlerin konak ve yalılarında da yiyinti işleri her türlü sınırı aşar." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Tacir, tüccar
- GANİMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Savaşta düşmandan zorla ele geçirilen mal
-
Bir rastlantı sonucu ele geçen kazanç veya imkân
-
Yağma sonrasında elde kalan mal, çalıntı
-
[isim]
Savaşta düşmandan zorla ele geçirilen mal
- EVCİMEN
-
-
[sıfat]
Evine, ailesine çok bağlı (kimse)
- "Evcimen bir erkek."
-
Ev işlerini iyi bilen, becerikli (kadın)
- "Reçel, evlerde, evcimen hanımların ellerinde kıvamına eren bir bal değil midir?" (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Aklı başında, sakin
- "Nağmeler ve hanende sesleri, uslu ve evcimen halkı heyecana ve galeyana getiriyordu." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Evine, ailesine çok bağlı (kimse)