İçinde im olan 7 harfli 212 kelime var. İçerisinde İM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında im olan kelimeler listesine ya da Sonu im ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

M İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

İM, Mİ

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

İMZASIZ

  1. [sıfat] İmza edilmemiş
  2. [nsz] Yazanı belirtilmemiş
    • "İmzasız mektupların işe yaradığını görerek işi azıtacak diye çekindi." (Memduh Şevket Esendal)

MÜLAYİM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Uygun, hoş görülebilir
  2. Yumuşak huylu
    • "Mülayim bir adam."
  3. Ilıman (hava)

RESİMSİ

  1. [sıfat] Resmi andıran, resme benzeyen, resim gibi

DİRENİM

  1. [isim] Direnme işi, inat, taannüt
  2. Temerrüt

ESRİMEK

  1. [nsz] Herhangi bir sebeple kendinden geçmek, gaşyolmak
  2. Coşup kendinden geçmek, vecde gelmek
    • "Esridi Yunus'un canı / Bana seni gerek seni." (Yunus Emre)
  3. Mest olmak, sarhoş olmak

ÇEKİMCİ

  1. [isim] Yapımcı
  2. Alıcı yönetmeni

İMRAHOR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Padişah ahırlarına ve onlarla ilgili gereçlere bakmakla görevli kimse

ÇEKİMLİ

  1. [sıfat] Çekimi olan, alımlı, cazibeli, cezp edici
    • "Görüntüsü çok daha çekimli." (Çetin Altan)
  2. Çekim ekleri alabilen

CİMRİCE

  1. [zarf] Cimri gibi, cimriye yakın bir biçimde
    • "Sevgi stokunu cimrice yalnız kendine harcayan Narkissos, bakın bizi ne çağrışımlara getirdi." (Haldun Taner)

İSİMSİZ

  1. [sıfat] Adı konmamış, adsız
    • "İsimsiz çocuk."
  2. Belirsiz, belli olmayan
    • "İncir ağacının altında her zamanki isimsiz ürpertiyle titriyorum." (Yusuf Ziya Ortaç)
  3. Yaptığı iş bilinmesine karşın kendi bilinmeyen, adsız
    • "İsimsiz kahramanlar."

KİMYACI

  1. [isim] Kimya ile uğraşan kimse, kimyager
  2. Kimya öğretmeni

ÖĞRETİM

  1. [isim] Belli bir amaca göre gereken bilgileri verme işi, tedris, tedrisat, talim
    • "Ben bizzat bölükte ilköğretim hocalığı yaptım." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Öğrenmeyi kolaylaştıracak etkinlikleri düzenleme, gereçleri sağlama ve kılavuzluk etme işi

İZLENİM

  1. [isim] Bir durum veya olayın duyular yolu ile insan üzerinde bıraktığı etki, intiba, imaj
    • "İlk izlenim olarak bana pek zeki görünmedi." (Çetin Altan)
    • "Görevlilerin edalı ve dıbır dıbır yürüyüşleri bir geçit töreni izlenimini verir." (Salâh Birsel)
  2. Uyaranların, duyu organları ve ilişkili sinirler üzerindeki etkileri veya belirli bir durumun kişi üzerindeki çözümlenmemiş bütün etkisi, intiba

MÜDAVİM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bir yere sürekli olarak giden (kimse), gedikli
    • "Her kanepenin önünde ayrı ayrı durarak parkta müdavimleri selamlarlar." (Reşat Nuri Güntekin)

TALİMLİ

  1. [sıfat] Talim görmüş, eğitilmiş
    • "Gözlerim ona dikilmiş talimli bir fino köpeği gibi büzülüp otururdum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Alışık, eli yatkın

DİDİŞİM

  1. [isim] Konuşma ve tartışmayı bir araç değil, bir amaç sayan felsefe yöntemi, eristik

EFENDİM

  1. [ünlem] Bir sesleniş karşısında "buradayım" anlamında kullanılan bir söz
    • "Hasan! -Efendim!"
  2. Anlaşılmayan bir sözü tekrarlatmak için söylenen bir söz
    • "Ne, ne, ne, ne dediniz efendim!"
  3. Karşı çıkma, paylama cümlesini pekiştirmek için söylenen bir söz
    • "Olur mu, efendim! Bu ne sorumsuzluktur, bu ne hafifliktir böyle?" (Zeyyat Selimoğlu)

İMRENME

  1. [isim] İmrenmek işi, gıpta
    • "Bütün bu saf sözleri, bir kısmı gerçek bir imrenme ile, bir kısmı içten gelen bir alayla dinliyordu." (Halide Edip Adıvar)

İMTİSAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Emme, emerek çekme, soğurma

MİNİMUM

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] En az, en küçük (derece, nicelik)
  2. Değişken bir niceliğin inebileceği en alt olan (sınır), asgari, minimal

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü