İçinde im olan 6 harfli 110 kelime var. İçerisinde İM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında im olan kelimeler listesine ya da Sonu im ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

M İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

İM, Mİ

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

SAMİMİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] İçten (duygu vb.)
    • "Sanatkâr, bizi söylediklerinin samimi olduğuna da inandırmalı." (Orhan Veli Kanık)
    • "Kocasının samimi olup olmadığını düşünmeden kadın insiyakıyla üzülüverdi." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Candan, açık yüreklikle davranan
    • "Diğerine gelince: Bu pek sıcakkanlı, pek samimi bir gençtir." (Memduh Şevket Esendal)
  3. [zarf] İçli dışlı, senli benli olarak
    • "Onunla samimi konuştum."

ÜRETİM

  1. [isim] Belirli faaliyet ve işlemler sonucu yeni bir mal veya hizmet meydana getirme, istihsal, tüketim karşıtı

ÇİMÇEK

  1. [isim] Serçenin küçük bir türü

EPRİME

  1. [isim] Eprimek işi

TİMSAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sembol, örnek, simge
    • "O günden beri ceviz, bana ulvi bir şeyin timsali gibi görünüyor." (Memduh Şevket Esendal)

ALŞİMİ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Elementleri altına çevirmek isteyen bir iş alanı, simya
    • "Alşimi birtakım metallerin bulunmasına yol açtığı için kimyanın gelişmesine katkıda bulunmuştur."

EĞİMLİ

  1. [sıfat] Eğimi olan
  2. Bir şeyi yapmaya içten yönelmiş, meyyal

DİMDİK

  1. [sıfat] Çok dik
    • "Pencerenin önünde, sırtı odaya dönük olarak dimdik durdu." (Tarık Buğra)
  2. Sağlıklı, zinde
    • "Müsteşar dimdik, sert adımlar atıyor." (Peyami Safa)
    • "Onun nasıl hiç sarsılmadan dimdik durduğunu gördüm." (Yusuf Ziya Ortaç)
  3. Sıkıntıları karşılayacak durumda olan, baş eğmeyen, metin
  4. [zarf] Çok dik bir biçimde
  5. [zarf] Sağa sola sapmadan, dosdoğru
    • "Çevik adımlarla dimdik yürüyen, uzun boylu, yakışıklı, varlıklı bir adam." (Refik Halit Karay)
  6. [zarf] Kaskatı, çok sertleşmiş olarak
  7. Dikkatli, ısrarlı (bakış)

İMARCI

  1. [isim] İmarla uğraşan kimse
  2. İmar etmeyi iş edinen kimse

İLETİM

  1. [isim] İletme işi
  2. İletken şeylerden ısı veya elektriğin geçmesi
  3. Isı yayımı

İMLEME

  1. [isim] İmlemek işi, ima
    • "Bir eleştirmenin birkaç tümceyi, bir iki imlemeyi saymazsak kırk yılda yazılmış bir yazısı var." (Nezihe Meriç)

TAKDİM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir şeyi karşılıksız olarak birine verme, sunma
    • "İlk karşılık olarak şunu takdim edeyim." (Refik Halit Karay)
  2. Tanıtma, tanıştırma
    • "... nihayet Mehmet Akif Bey'e de takdim edildim." (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "Seni bu gece bizim eski diplomatımıza takdim edeceğim." (Ömer Seyfettin)
  3. Öne alma, önceye alma

MEVSİM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yılın, güneşten ısı, ışık alma süresi ve dolayısıyla iklim şartları bakımından farklılık gösteren dört bölümünden her biri, sezon
    • "Bütün bir mevsim vur patlasın çal oynasın, eğlenildi." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Bazı atmosfer olaylarının en çok belirdikleri zaman
    • "Yağmur mevsimi. Fırtına mevsimi."
  3. Herhangi bir ekimin yapıldığı veya bir ürünün yetiştiği dönem
    • "Kütahya'ya bir kiraz ve Bursa'ya bir şeftali mevsiminde gitmiştim." (Aka Gündüz)
  4. Herhangi bir şeyin etkinlik dönemi, sezon
    • "Tiyatro mevsimi."
  5. Yaşam bölümü
    • "Yaşamın kış mevsimi yaşlılıktır."

HATİME

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Son, sonuç
  2. Son deyiş

İMZALI

  1. [sıfat] İmza edilmiş
    • "Sözü, bugünkü imzalı senetlerden daha sağlam olan eski Türk tüccarlarının sözü..." (Halide Edip Adıvar)
  2. Yazarı belirtilmiş

DİMNİT

  1. [isim] Erken olgunlaşan ince kabuklu bir çeşit siyah üzüm

TİMSAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sürüngenlerden, sıcak bölgelerin akarsularında yaşayan, kalın derili, uzun kuyruklu, iri bir hayvan (Crocodilus)
  2. [sıfat] Bu hayvanın derisinden yapılan

HİMAYE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Koruma, gözetme, esirgeme, koruyuculuk, gözetim
    • "Henüz ana himayesine ne kadar muhtaç olduğunu görüyorum." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. Kayırma, elinden tutma

İMAMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İmamlık
    • "Bu zaman zarfında Bedri'yi yetiştiremezsem imamet elden gider, biz, açlıktan ölürüz." (Reşat Nuri Güntekin)

EĞİTİM

  1. [isim] Belli bir bilim dalı veya sanat kolunda yetiştirme, geliştirme ve eğitme işi
    • "Mezun olduktan sonra yüksek eğitim için Lyon'a gönderilir." (Haldun Taner)
  2. Çocukların ve gençlerin toplum yaşayışında yerlerini almaları için gerekli bilgi, beceri ve anlayışları elde etmelerine, kişiliklerini geliştirmelerine yardım etme, terbiye
    • "Eğitim, bizim istediğimiz kalıplara göre adam yetiştirmek değildir." (Haldun Taner)
  3. Eğitim bilimi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü