İçinde im olan 5 harfli 133 kelime var. İçerisinde İM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında im olan kelimeler listesine ya da Sonu im ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
M İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
İM, Mİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HALİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yumuşak huylu (insanlar)
-
[sıfat]
Yumuşak huylu (insanlar)
- RAHİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Döl yatağı
- "Benim ta ana rahmine düştüğüm andan beri olan hayatımı güya araştırmışlar." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Döl yatağı
- VAHİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Ağır, korkulu, çok tehlikeli
- "Siz sağlam bir vücutta mutlaka vahim bir illet bulmak hevesine düşmüşsünüz." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Ağır, korkulu, çok tehlikeli
- PİŞİM
-
-
[isim]
Pişme işi veya biçimi
-
[sıfat]
Pişirim
-
[isim]
Pişme işi veya biçimi
- SEVİM
-
-
[isim]
Sevme işi, sevgi
-
Bir kimsede, bir şeyde bulunan ve o kimse veya şeyi başkalarına sevdiren özellik
-
[isim]
Sevme işi, sevgi
- MİMİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yüz, el, kol hareketleriyle düşünceyi anlatma sanatı
- "Bütün rolleri şahısların sesleri, tavırları, mimikleriyle tek başına oynamıştı." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Duyguları, düşünceleri belirtecek biçimde yüzde beliren kımıldanışlar, hareketler
- "Bu özelliği anıldığında hanımlar tiksinti ve korku mimikleri yaparlardı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Yüz, el, kol hareketleriyle düşünceyi anlatma sanatı
- ZİMMİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İslam devleti tebaasında olan ve haraç veren Hristiyanlar, Yahudiler
-
[sıfat]
Zimmete ilişkin
-
[isim]
İslam devleti tebaasında olan ve haraç veren Hristiyanlar, Yahudiler
- CİSİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Katı maddenin biçim almış durumu
-
Gövde, beden, vücut
- "Yataktaki örtülü cisim dertop olmuş şeklini, hareketsizliğini muhafaza ediyor." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Katı maddenin biçim almış durumu
- DAİMA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Her vakit, sürekli olarak
- "Onlar daima bir macera ararlar." (Ömer Seyfettin)
-
[zarf]
Her vakit, sürekli olarak
- ERİME
-
-
[isim]
Erimek işi
-
[isim]
Erimek işi
- SEÇİM
-
-
[isim]
Seçme işi
-
Kanunlar, yönetmelikler uyarınca kanun koymak ve yönetmek için bir veya daha çok aday arasından belli birini veya birkaçını seçme, intihap
- "Seçim günleri yaklaştıkça iki komşu da propaganda faaliyetini büsbütün artırdılar." (Haldun Taner)
-
[isim]
Seçme işi
- DİLİM
-
-
[isim]
Bir bütünden kesilmiş veya ayrılmış ince, yassı parça
- "Biraz çay, birkaç dilim tereyağlı ekmek." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Radyatör parçalarından her biri
-
Değişik anlatı türü, masal, efsane, bilmece vb. bir metnin, bir eserin aslından az çok ayrılan değişik biçimli olanı, epizot
-
[isim]
Bir bütünden kesilmiş veya ayrılmış ince, yassı parça
- GERİM
-
-
[isim]
Dinlenme durumundaki kasın normal gerginliği
-
[isim]
Dinlenme durumundaki kasın normal gerginliği
- TECİM
-
-
[isim]
Ticaret
-
[isim]
Ticaret
- HADİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Hizmet eden, hizmet edici, yarayan
-
[sıfat]
Hizmet eden, hizmet edici, yarayan
- RİTİM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir dizede, bir notada vurgu, uzunluk veya ses özelliklerinin, durakların düzenli bir biçimde tekrarlanmasından doğan ses uygunluğu, tartım, dizem
-
[isim]
Bir dizede, bir notada vurgu, uzunluk veya ses özelliklerinin, durakların düzenli bir biçimde tekrarlanmasından doğan ses uygunluğu, tartım, dizem
- MUKİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir yerde, bir evde oturan, eğleşen, ikamet eden
-
[sıfat]
Bir yerde, bir evde oturan, eğleşen, ikamet eden
- İMKAN
- ...
- BETİM
-
-
[isim]
Betimleme işi, betimleme
-
Bir şeyi, bir kimseyi, bir olay veya duyguyu betimleyen söz veya yazı, tasvir
-
[isim]
Betimleme işi, betimleme
- DEĞİM
-
-
[isim]
Bir kimsenin, kendisine iş verilmeye hak kazandıran durumu, liyakat
-
[isim]
Bir kimsenin, kendisine iş verilmeye hak kazandıran durumu, liyakat