İçinde ik olan 6 harfli 275 kelime var. İçerisinde İK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ik olan kelimeler listesine ya da Sonu ik ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
K İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
Kİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HİKEMİ
- ...
- İBİBİK
-
-
[isim]
Çavuş kuşu
- "Kara gözlüm efkârlanma gül gayri / İbibikler öter ötmez ordayım." (Bekir Sıtkı Erdoğan)
-
[isim]
Çavuş kuşu
- CİKCİK
-
-
[isim]
Beyaz kum midyesi
-
[sıfat]
Acemi, bir işe yeni başlayan
-
[isim]
Beyaz kum midyesi
- DEVRİK
-
-
[sıfat]
Katlanıp kendi üzerine bükülmüş
- "Kısa keten etek, yakası devrik bol bluz..." (Halide Edip Adıvar)
-
Devrilmiş olan
-
Yatırılmış, yıkılmış, dik durumunu yitirmiş
- "Devrik çam ağaçları."
-
Darbe ile makamından indirilmiş
- "Devrik başbakan."
-
[sıfat]
Katlanıp kendi üzerine bükülmüş
- DİKİLİ
-
-
[sıfat]
Dikilmiş olan
-
[sıfat]
Dikilmiş olan
- MİSTİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Mistisizm yanlısı olan, ilahiyat veya mistik yaşamla uğraşan kimse, gizemci
-
[sıfat]
Mistisizm ile ilgili
- "Gaipten sesler duyuyor, ruhuna fısıldanan mistik şiirler yazıyordu artık." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Mistisizm yanlısı olan, ilahiyat veya mistik yaşamla uğraşan kimse, gizemci
- FİLİKA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Cankurtaran sandalı
- "Filika hafif hafif sallanıyor, denizin alçalıp yükselmesine ayak uydurmuş." (Zeyyat Selimoğlu)
-
[isim]
Cankurtaran sandalı
- KRİTİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Eleştiri
- "Orhan'ın apartmanını kritik etmek için ince bahaneler arıyordu." (Peyami Safa)
-
Ciddi
-
[sıfat]
Nazik
-
[isim]
Eleştiri
- LASTİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ayakkabı üzerine giyilen kauçuktan pabuç
- "Lastikleri ayağında, bastonu koluna asılı, erkenciydi yine." (Necati Cumalı)
- "Neme lazım lastik gibi kaleci." (Haldun Taner)
-
Kauçuktan yapılmış ayakkabı
-
Kauçuktan yazı silgisi
-
Taşıtların jantlarına yerleştirilen, elastiki tekerlek bandajı
- "Şoförle bahçıvan arabanın ön sol lastiğini pompalıyorlar." (Haldun Taner)
-
Esnek, ince kauçuk veya kauçuklu şerit
-
Bir tür esnek örgü
-
Korse
-
Uzun konçlu çorabın düşmesini önlemek için üst kısmına gelecek biçimde bacağa geçirilen esnek şerit
-
[sıfat]
Kauçuktan yapılmış
- "Rıza, lastik yakalığı fırlamış, gözleri dönmüş, kan ter içinde içeriye düşer." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Ayakkabı üzerine giyilen kauçuktan pabuç
- ASETİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Sirkeyle ilgili, sirkeyle aynı özellikleri taşıyan
-
[sıfat]
Sirkeyle ilgili, sirkeyle aynı özellikleri taşıyan
- TERLİK
-
-
[isim]
Genellikle ev içinde giyilen, deri, naylon vb. şeylerden yapılan, arkası açık, hafif ve türlü biçimlerde ayak giysisi
- "Bu sıcak mevsimde tozlu ve yün terliklerini sürüyerek gidiyor." (Refik Halit Karay)
-
Beyaz patiskadan dikilen veya yünden örülen takke, başlık
- "Kenarları dört parmak yağ bağlamış fesinden, eski terlikten hiç farkı kalmamış." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Genellikle ev içinde giyilen, deri, naylon vb. şeylerden yapılan, arkası açık, hafif ve türlü biçimlerde ayak giysisi
- TUĞRİK
-
-
[isim]
Moğolistan'da kullanılan bir para birimi
-
[isim]
Moğolistan'da kullanılan bir para birimi
- NİKBİN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
İyimser
- "Zaten yaradılışı icabı çok nikbin bir gençti." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[sıfat]
İyimser
- SELİKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Güzel söyleme ve yazma yeteneği
-
[isim]
Güzel söyleme ve yazma yeteneği
- İKTİFA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yetinme
- "Daha ziyade, ufak bir kazançla iktifa edecek küçük esnaf kalabalığı vardı." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[isim]
Yetinme
- TAHRİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Cinsel isteği, duyguları uyandırma
-
Bir kimseyi kötü bir iş yapması için ileri sürme, kışkırtma
- "Zamanımızın sanatkârını en çok tahrik eden budur." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Yola çıkartma, hareket ettirme, kımıldatma
-
[isim]
Cinsel isteği, duyguları uyandırma
- TASDİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Doğrulama
- "Bütün kadınlar da bu iki şahidi tasdik ettiler." (Aka Gündüz)
-
Onay, onaylama
-
[isim]
Doğrulama
- BENLİK
-
-
[isim]
Bir kimsenin öz varlığı, kişiliği, onu kendisi yapan şey, kendilik, şahsiyet
- "Küçük veya büyük çapta ama mutlaka dürüst, namuslu bir iş adamı olmak hırsı bütün benliğini sardı." (Tarık Buğra)
-
Kendi kişiliğine önem verme, kişiliğini üstün görme, kibir, gurur
-
[isim]
Bir kimsenin öz varlığı, kişiliği, onu kendisi yapan şey, kendilik, şahsiyet
- ERİKSİ
-
-
[sıfat]
Eriği andıran, eriğe benzeyen, erik gibi
-
[sıfat]
Eriği andıran, eriğe benzeyen, erik gibi
- KEMLİK
-
-
[isim]
Kötülük
-
[isim]
Kötülük