İçinde ik olan 6 harfli 275 kelime var. İçerisinde İK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ik olan kelimeler listesine ya da Sonu ik ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
K İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
Kİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DİMDİK
-
-
[sıfat]
Çok dik
- "Pencerenin önünde, sırtı odaya dönük olarak dimdik durdu." (Tarık Buğra)
-
Sağlıklı, zinde
- "Müsteşar dimdik, sert adımlar atıyor." (Peyami Safa)
- "Onun nasıl hiç sarsılmadan dimdik durduğunu gördüm." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Sıkıntıları karşılayacak durumda olan, baş eğmeyen, metin
-
[zarf]
Çok dik bir biçimde
-
[zarf]
Sağa sola sapmadan, dosdoğru
- "Çevik adımlarla dimdik yürüyen, uzun boylu, yakışıklı, varlıklı bir adam." (Refik Halit Karay)
-
[zarf]
Kaskatı, çok sertleşmiş olarak
-
Dikkatli, ısrarlı (bakış)
-
[sıfat]
Çok dik
- İTİKAF
- ...
- MALİKİ
- ...
- ANTİKA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Tarihsel değeri olan eski eşya
- "Sofadaki antika yerli saat, ihtiyar göğsü hırlaya hırlaya ağır ölçülü vuruşlarla gece yarısını çaldı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Eski çağlardan kalma eser
-
Mendil, örtü, yatak çarşafı vb. bezlerin kenarlarına paralel ipliklerden bir bölümü çekilip dikey olanların ikisi, üçü bir arada tire ile sarılarak yapılan diş diş süs, sıçan dişi, ajur
-
[sıfat]
Antik
-
[sıfat]
Genele, olağana, geleneğe aykırı, acayip, tuhaf
- "Hasılı antika bir herif." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Tarihsel değeri olan eski eşya
- DİKMEN
-
-
[isim]
Koni biçiminde tepe
-
[isim]
Koni biçiminde tepe
- GLİKOL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çok dayanıklı filmlerin ve bazı sentetik kumaşların yapımında kullanılan, birleşiminde iki alkol grubu bulunan madde, dialkol (CH2 OH-CH2 OH)
-
[isim]
Çok dayanıklı filmlerin ve bazı sentetik kumaşların yapımında kullanılan, birleşiminde iki alkol grubu bulunan madde, dialkol (CH2 OH-CH2 OH)
- LİFÇİK
- ...
- ASETİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Sirkeyle ilgili, sirkeyle aynı özellikleri taşıyan
-
[sıfat]
Sirkeyle ilgili, sirkeyle aynı özellikleri taşıyan
- KOSTİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Hayvan ve bitki dokularını yakan, aşındıran
- "Kostik sıvı."
-
[sıfat]
Hayvan ve bitki dokularını yakan, aşındıran
- DİLCİK
-
-
[isim]
Buğdaygillerde, yaprak ayası ile yaprak kınının birbirinden ayrıldığı yerde bulunan sivri uçlu, küçük, saydam çıkıntı
-
Üflemeli çalgılarda, org borularında kamış, tahta veya metalden yassı parça
-
Böceklerin ağzında küçük dilin önünde bulunan bölüm
-
[isim]
Buğdaygillerde, yaprak ayası ile yaprak kınının birbirinden ayrıldığı yerde bulunan sivri uçlu, küçük, saydam çıkıntı
- İTİKAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İnanma, inan
-
İnanç
- "Şüphe, fena bir kurt gibi ruhunu kemirmeye, masum itikadını yavaş yavaş yıkmaya başlamıştı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
İnanma, inan
- PEKLİK
-
-
[isim]
Pek olma durumu
-
Kabız
-
Sağlamlık, dayanıklılık, direnç
-
[isim]
Pek olma durumu
- TAKTİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Türlü savaş araçlarını belli bir sonuca ulaşmak amacıyla etkili biçimde birleştirerek ve kullanarak kara, deniz veya hava savaşını yönetme sanatı
- "Artık yapacak işleri kalmamış da afyon kaçakçılarına, karaborsa gangsterlerine taktik vermeye kalkmışlar." (Halide Edip Adıvar)
-
İstenen sonuca ulaşmak amacıyla izlenen yol ve kullanılan yöntemlerin tümü
- "Hayatında ilk ve son defa başvurduğu taktik de bu oldu." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Türlü savaş araçlarını belli bir sonuca ulaşmak amacıyla etkili biçimde birleştirerek ve kullanarak kara, deniz veya hava savaşını yönetme sanatı
- ŞEFLİK
-
-
[isim]
Şef olma durumu
- "Biraz önce şeflik taslayan biraz sonra uysal bir uyruk olur." (Haldun Taner)
-
Şefin çalıştığı daire
- "İstasyon şefliği."
-
[isim]
Şef olma durumu
- İKTİZA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gerekli olma, gerekme
- "Madem bahçıvan iktiza etmiş, neden ille Rıza'yı istiyorlar?" (Haldun Taner)
-
[isim]
Gerekli olma, gerekme
- İLİŞİK
-
-
[sıfat]
İliştirilmiş, eklenmiş, bağlanmış, merbut
- "Dilekçeye ilişik olarak sunulan belge..."
- "Onunla hiçbir ilişiğim kalmadı."
-
Bir şeyle ilgili, ilişkin, ait
- "Listelere ilişik açıklama, sabaha karşı aldığı bir telgraf kadar şaşırtıcıydı." (Necati Cumalı)
-
[isim]
İlgi, bağlılık, ilişki, münasebet
- "Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir..." (Anayasa)
-
[isim]
Ek
- "Ayrıntılar ilişikte yazılıdır."
-
[sıfat]
İliştirilmiş, eklenmiş, bağlanmış, merbut
- KRİKET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
On birer kişilik iki takım arasında, küçük ve ağır bir topu, ucu kıvrılmış sopalarla vurarak karşı kaleye sokmak amacıyla oynanan bir oyun
-
[isim]
On birer kişilik iki takım arasında, küçük ve ağır bir topu, ucu kıvrılmış sopalarla vurarak karşı kaleye sokmak amacıyla oynanan bir oyun
- KELLİK
-
-
[isim]
Kel olma durumu
- "Tepelerindeki kellik, yavaş yavaş çıkan tüylerle kapanıyor." (Ömer Seyfettin)
-
Vücudun kıllı yerlerinde üreyen bir tür mantarın, kılların dökülmesine yol açtığı bulaşıcı bir hastalık
-
Çıplak, bitkisiz yer
-
[isim]
Kel olma durumu
- ARKAİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Güzel sanatlarda klasik çağ öncesinden kalan
-
Konuşulan ve yazılan dilde, kullanımdan düşmüş olan (eski söz ve deyim)
-
[sıfat]
Güzel sanatlarda klasik çağ öncesinden kalan
- AŞİKAR
- ...