İçinde ih olan 6 harfli 41 kelime var. İçerisinde İH bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ih olan kelimeler listesine ya da Sonu ih ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TELMİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlatılmak istenen şeyi söz arasında imalı olarak belli etme, açıkça söylememe
- "İleride dahi ağzını açıp da ufacık bir telmihte bulunmasın." (Ercüment Ekrem Talu)
- "Dün geceki ağır sözlerini telmih ettiğimi anladı, kızardı." (Refik Halit Karay)
-
Bir dizede veya beyitte bilinen bir olay, bir atasözü, fıkra vb.ni hatırlatma sanatı, anıştırma
-
[isim]
Anlatılmak istenen şeyi söz arasında imalı olarak belli etme, açıkça söylememe
- ZİHNEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Zihince, zihinden
-
[zarf]
Zihince, zihinden
- MİHNET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sıkıntı, üzüntü
- "Her mihnet kabulüm yeter ki / Gün eksilmesin penceremden." (Cahit Sıtkı Tarancı)
-
[isim]
Sıkıntı, üzüntü
- TEFTİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Açma
-
Geğirme
-
[isim]
Açma
- FATİHA
- ...
- CERİHA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yara
- "O zaman vecdile bin secde eder, varsa taşım, / Her cerihamdan, İlahî, boşanıp kanlı yaşım." (Mehmet Akif Ersoy)
-
[isim]
Yara
- MİHMAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Konuk
- "Bir gece yanında mihman olduğum / Sabah oldu deyi kaldırdın beni." (Halk türküsü)
-
[sıfat]
Kalıcı
- "Tren en aşağı yarın sabaha kadar burada mihmandır." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Konuk
- TARİHİ
- ...
- TEVŞİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Akrostiş
-
[isim]
Akrostiş
- TEMBİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyin belli biçimde ve yolda yapılmasını söyleme, bunu üsteleyerek hatırlatma, uyarı
- "Ertesi gün ayrılırken tekrar oradan geçmemi sıkı sıkı tembih ediyorlar." (Halide Edip Adıvar)
-
Uyarma
- "Bu zılgıtın içinde bir daha böyle yergiler yazmaması tembihi de vardır." (Salâh Birsel)
-
Uyarım
-
[isim]
Bir şeyin belli biçimde ve yolda yapılmasını söyleme, bunu üsteleyerek hatırlatma, uyarı
- TEŞBİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Benzetme
- "Aleyhinde şairane teşbihlerle ağır ve güçlükle yazardı." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Yazının peyda olduğu günden beri yüz binlerce şair gelmiş, her biri binlerce teşbih yapmış." (Orhan Veli Kanık)
-
[isim]
Benzetme
- TEVCİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yöneltme
- "Bana söz bile tevcih etmedi." (Burhan Felek)
-
Aşama, makam, mevki verme, terfi ettirme
-
[isim]
Yöneltme
- İNTİHA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Son, sona erme, sonu gelme
-
[isim]
Son, sona erme, sonu gelme
- MİHENK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Denek taşı
-
Birinin değerini, ahlakını anlamaya yarayan ölçüt
-
[isim]
Denek taşı
- İHANET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hıyanet, hainlik
- "Nerede sadakat beklersek orada ihanete uğrarız." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Evlilikte, sevgide aldatma, sadakatsizlik
-
Gerektiğinde yardımda bulunmama, bir kimsenin güvenini yok etme
-
[isim]
Hıyanet, hainlik
- İHTİDA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Başka bir dinden çıkıp Müslüman olma
-
[isim]
Başka bir dinden çıkıp Müslüman olma
- TASRİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Açık söyleme, belirtme
- "Bunların hudutlarını iyi tasrih edememekle beraber ... eniştemizin kanaatlerine de sirayet etmiş olduğu görülüyordu." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Açık söyleme, belirtme
- TAVZİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Açıklama, aydınlatma
-
[isim]
Açıklama, aydınlatma
- SAFİHA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İnce, yassı ve geniş metal nesne, levha
-
[isim]
İnce, yassı ve geniş metal nesne, levha
- LAYİHA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Herhangi bir konuda bir görüş ve düşünceyi bildiren yazı
- "Yazılacak raporlarım, layihalarım var gibi bahanelerle İstanbul'a bile inmezmiş." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Tasarı
-
[isim]
Herhangi bir konuda bir görüş ve düşünceyi bildiren yazı