İçinde ib olan 8 harfli 38 kelime var. İçerisinde İB bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ib olan kelimeler listesine ya da Sonu ib ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İBRANİCE
- ...
- İNZİBATİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Sıkı düzeni sağlayıcı, düzene bağlayıcı, insan davranışlarını sınırlayıcı, düzenleyici, baskı altına alıcı
- "İnzibati tedbir. İnzibati karar."
-
[sıfat]
Sıkı düzeni sağlayıcı, düzene bağlayıcı, insan davranışlarını sınırlayıcı, düzenleyici, baskı altına alıcı
- BİBERİYE
-
-
[isim]
Ballıbabagillerden, Akdeniz çevresinde çok yetişen, güzel kokulu yapraklarını dökmeyen, çiçekleri soluk mavi renkli, çok yıllık bir bitki (Rosmarinus officinalis)
-
[isim]
Ballıbabagillerden, Akdeniz çevresinde çok yetişen, güzel kokulu yapraklarını dökmeyen, çiçekleri soluk mavi renkli, çok yıllık bir bitki (Rosmarinus officinalis)
- İSTİBDAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Uyruklarına hiçbir hak ve özgürlük tanımayan sınırsız monarşi, despotluk, despotizm
-
[isim]
Uyruklarına hiçbir hak ve özgürlük tanımayan sınırsız monarşi, despotluk, despotizm
- KİBARLIK
-
-
[isim]
Kibar olma durumu, incelik
- "Nerede kibarlık ararsak orada bayağılığa rastlarız." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Kibar bir insana yakışacak biçimdeki söz veya davranış
- "Ne imiş derdi diye sormamak kibarlığını içi içini yemesine rağmen gösterdi." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Kibar olma durumu, incelik
- KEHRİBAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Süs eşyası yapımında kullanılan, açık sarıdan kızıla kadar türlü renklerde, yarı saydam, kolay kırılır ve bir yere hızlıca sürtüldüğünde hafif cisimleri kendine çeken, fosilleşmiş reçine, samankapan, kılkoparan
- "Önümdeki kutuda elmas, akik, zümrüt, necef, sedef, kehribar vesaire gibi yüz kadar küçük küçük taşlar vardı." (Ömer Seyfettin)
- "Üstelik tütünler kehribar gibiydi bu yıl." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Bu reçineden yapılmış
- "İki aydır kayıp sarı kehribar tespihini görünce sevindi." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Süs eşyası yapımında kullanılan, açık sarıdan kızıla kadar türlü renklerde, yarı saydam, kolay kırılır ve bir yere hızlıca sürtüldüğünde hafif cisimleri kendine çeken, fosilleşmiş reçine, samankapan, kılkoparan
- TAKRİBEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Aşağı yukarı, yaklaşık olarak
- "Bendeniz istasyondan burasını ölçmedim ya! Takriben söyledim." (Memduh Şevket Esendal)
-
[zarf]
Aşağı yukarı, yaklaşık olarak
- İBRİKTAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sarayın leğen, ibrik vb. eşyalarından sorumlu olan görevli
- "Büyük kâhya, kahveci, ibriktar sofa ile selamlık odalarında." (Ahmet Rasim)
-
[isim]
Sarayın leğen, ibrik vb. eşyalarından sorumlu olan görevli
- MİHRİBAN
- ...
- SUİBRİĞİ
-
-
[isim]
Suibriğigillerden, yaprakları almaşık, sapları uzun ve sülüksü, yaprak ayası ibrik biçiminde gelişmiş olan, sıcak ülkelerde yetişen, tırmanıcı bir bitki (Nepenthes destillatoria)
-
[isim]
Suibriğigillerden, yaprakları almaşık, sapları uzun ve sülüksü, yaprak ayası ibrik biçiminde gelişmiş olan, sıcak ülkelerde yetişen, tırmanıcı bir bitki (Nepenthes destillatoria)
- KİBİRSİZ
-
-
[sıfat]
Kendini büyük görmeyen, büyüklenmeyen
- "Öyle kibirsiz, öyle şen adam ki..." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[sıfat]
Kendini büyük görmeyen, büyüklenmeyen
- DEFİBELA
- ...
- ÇERİBAŞI
-
-
[isim]
Alay beyi
-
Çingene topluluklarının başı
- "Çok iyi giyinmiş ve süslenmiş bir çeribaşının yanında, yalın ayak, pis gömlekli bir baldırı çıplak gidiyor ve çeribaşı ile senli benli görüşüyordu." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Alay beyi
- İBRANAME
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aklama belgesi
-
[isim]
Aklama belgesi
- KİRİBATİ
- ...
- KALİBRAJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ayarlama
-
[isim]
Ayarlama
- ŞAİBESİZ
-
-
[sıfat]
Şaibesi olmayan
-
[sıfat]
Şaibesi olmayan
- İTİBAREN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
- ...-den başlayarak, ...-den sonra, ...-den beri
- "Babamın ölümünden itibaren size daima hak verdim." (Atilla İlhan)
-
[zarf]
- ...-den başlayarak, ...-den sonra, ...-den beri
- CİCİBABA
-
-
[isim]
Üvey baba
-
[isim]
Üvey baba
- YİRMİBİR
- ...