İçinde ib olan 8 harfli 38 kelime var. İçerisinde İB bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ib olan kelimeler listesine ya da Sonu ib ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SUİBRİĞİ
-
-
[isim]
Suibriğigillerden, yaprakları almaşık, sapları uzun ve sülüksü, yaprak ayası ibrik biçiminde gelişmiş olan, sıcak ülkelerde yetişen, tırmanıcı bir bitki (Nepenthes destillatoria)
-
[isim]
Suibriğigillerden, yaprakları almaşık, sapları uzun ve sülüksü, yaprak ayası ibrik biçiminde gelişmiş olan, sıcak ülkelerde yetişen, tırmanıcı bir bitki (Nepenthes destillatoria)
- MİHRİBAN
- ...
- BİBERİYE
-
-
[isim]
Ballıbabagillerden, Akdeniz çevresinde çok yetişen, güzel kokulu yapraklarını dökmeyen, çiçekleri soluk mavi renkli, çok yıllık bir bitki (Rosmarinus officinalis)
-
[isim]
Ballıbabagillerden, Akdeniz çevresinde çok yetişen, güzel kokulu yapraklarını dökmeyen, çiçekleri soluk mavi renkli, çok yıllık bir bitki (Rosmarinus officinalis)
- TAHRİBAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yıkıp bozma, harap etme
-
[isim]
Yıkıp bozma, harap etme
- KEHRİBAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Süs eşyası yapımında kullanılan, açık sarıdan kızıla kadar türlü renklerde, yarı saydam, kolay kırılır ve bir yere hızlıca sürtüldüğünde hafif cisimleri kendine çeken, fosilleşmiş reçine, samankapan, kılkoparan
- "Önümdeki kutuda elmas, akik, zümrüt, necef, sedef, kehribar vesaire gibi yüz kadar küçük küçük taşlar vardı." (Ömer Seyfettin)
- "Üstelik tütünler kehribar gibiydi bu yıl." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Bu reçineden yapılmış
- "İki aydır kayıp sarı kehribar tespihini görünce sevindi." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Süs eşyası yapımında kullanılan, açık sarıdan kızıla kadar türlü renklerde, yarı saydam, kolay kırılır ve bir yere hızlıca sürtüldüğünde hafif cisimleri kendine çeken, fosilleşmiş reçine, samankapan, kılkoparan
- İNZİBATİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Sıkı düzeni sağlayıcı, düzene bağlayıcı, insan davranışlarını sınırlayıcı, düzenleyici, baskı altına alıcı
- "İnzibati tedbir. İnzibati karar."
-
[sıfat]
Sıkı düzeni sağlayıcı, düzene bağlayıcı, insan davranışlarını sınırlayıcı, düzenleyici, baskı altına alıcı
- İTİBARLI
-
-
[sıfat]
İtibarı, değeri olan, saygın
-
Kredisi olan
-
Gözde olan, önemli sayılan
- "Köşedeki itibarlı masalardan birine karşılıklı oturduk." (Çetin Altan)
-
[sıfat]
İtibarı, değeri olan, saygın
- TERTİBAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Düzen, düzenleniş
- "Yüz sandık cephaneyi Anadolu'ya gönderebilmek için müzakere edip tertibat aldıklarını veya depolardan silah kaçırdıklarını söylüyorlardı." (Memduh Şevket Esendal)
-
Bir işin güçlüklerini karşılamak için yapılan ön hazırlıklar
- "Şimdi yol tertibatını konuşamaz mıyız? diye sordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Düzen, düzenleniş
- İBRANİCE
- ...
- KİBRİTÇİ
-
-
[isim]
Kibrit satan kimse
-
[sıfat]
Cimri
- "Yahudi mahallesi, halkı fazla kibritçidir ama ötede beride ışık var." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Kibrit satan kimse
- KİRİBATİ
- ...
- CAZİBELİ
-
-
[sıfat]
Alımlı
- "Sesi mat, yavaş, tatlı ve cazibeli idi." (Falih Rıfkı Atay)
-
Önemli, ağırlığı olan
- "Zamanın en ciddi, en cazibeli bir meselesini konuşabilmek için oraya kapanmışlar ve kendilerini unutmuşlardı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Alımlı
- İSTİBDAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Uyruklarına hiçbir hak ve özgürlük tanımayan sınırsız monarşi, despotluk, despotizm
-
[isim]
Uyruklarına hiçbir hak ve özgürlük tanımayan sınırsız monarşi, despotluk, despotizm
- TAKRİBEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Aşağı yukarı, yaklaşık olarak
- "Bendeniz istasyondan burasını ölçmedim ya! Takriben söyledim." (Memduh Şevket Esendal)
-
[zarf]
Aşağı yukarı, yaklaşık olarak
- MOLİBDEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Atom numarası 42, atom ağırlığı 95, 94 olan, 617 °C'ye doğru eriyen, gümüş beyazlığında, kırılgan, türlü çeliklerin alaşımına giren element (simgesi Mo)
-
[isim]
Atom numarası 42, atom ağırlığı 95, 94 olan, 617 °C'ye doğru eriyen, gümüş beyazlığında, kırılgan, türlü çeliklerin alaşımına giren element (simgesi Mo)
- İBLİSANE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
İblisçe
- "Mektebi terk etmek isteyen bir talebeyi iblisane birtakım desiselerle kandırarak fikrinden döndürmüştü." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[zarf]
İblisçe
- ŞAİBESİZ
-
-
[sıfat]
Şaibesi olmayan
-
[sıfat]
Şaibesi olmayan
- LİBRETTO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bir operanın sözlerinin yazılı bulunduğu kitap
-
Bir pandomimi veya baleyi açıklayan kitap
-
[isim]
Bir operanın sözlerinin yazılı bulunduğu kitap
- KİBARLIK
-
-
[isim]
Kibar olma durumu, incelik
- "Nerede kibarlık ararsak orada bayağılığa rastlarız." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Kibar bir insana yakışacak biçimdeki söz veya davranış
- "Ne imiş derdi diye sormamak kibarlığını içi içini yemesine rağmen gösterdi." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Kibar olma durumu, incelik
- KALİBRAJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ayarlama
-
[isim]
Ayarlama