İçinde hoş olan 40 kelime var. İçerisinde HOŞ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında hoş olan kelimeler listesine ya da Sonu hoş ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
HOŞGÖRÜSÜZLÜK
HOŞLAŞTIRMAK, HOŞNUTSUZLUK, SARHOŞLAŞMAK
HOŞGÖRÜRLÜK, HOŞLAŞTIRMA, SARHOŞLAMAK, SARHOŞLAŞMA
HOŞGÖRÜSÜZ, SARHOŞLAMA
HELALÜHOŞ, HOŞGÖRÜCÜ, HOŞGÖRÜLÜ, HOŞLANMAK, HOŞLAŞMAK, HOŞNUTLUK, HOŞNUTSUZ, HOŞSOHBET, MAYHOŞLUK, SARHOŞLUK
HOŞAFLIK, HOŞKURAN, HOŞLANIŞ, HOŞLANMA, HOŞLAŞMA, MEYVEHOŞ, SARHOŞÇA
HOŞGÖRÜ
HOŞBEŞ, HOŞHOŞ, HOŞLUK, HOŞNUT, MAYHOŞ, SARHOŞ
HOŞAF, HOŞÇA, HOŞUR, NAHOŞ
HOŞT
HOŞ
H O Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
HOŞ
2 Harfli Kelimeler
OH
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HOŞGÖRÜSÜZLÜK
-
-
[isim]
Hoşgörüsüz olma durumu, müsamahasızlık, toleranssızlık
-
[isim]
Hoşgörüsüz olma durumu, müsamahasızlık, toleranssızlık
- SARHOŞLAŞMAK
-
-
[nsz]
Sarhoş duruma gelmek, sarhoş olmak
- "Kına gecesinde hizmet eden ev sahipleri, onlara yardım eden hamarat, becerikli komşular, saz takımından, sarhoşlaşmış davetlilerden daha çok gürültü ediyorlardı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[nsz]
Sarhoş duruma gelmek, sarhoş olmak
- HOŞNUTSUZLUK
-
-
[isim]
Hoşnut olmama durumu
- "Ara sıra oturduğu yerde, Meclisin neşesine biraz aykırı kaçan hoşnutsuzluk sesleri çıkarır." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Hoşnut olmama durumu
- HOŞLAŞTIRMAK
-
-
[-i]
Hoşlaşmasını sağlamak
-
[-i]
Hoşlaşmasını sağlamak
- HOŞGÖRÜRLÜK
-
-
[isim]
Hoşgörü ile davranma durumu
- "Yaşlandıkça hoşgörürlüğümün artacağını umardım, yanılmışım." (Nurullah ataç)
-
[isim]
Hoşgörü ile davranma durumu
- HOŞLAŞTIRMA
-
-
[isim]
Hoşlaştırmak işi
-
[isim]
Hoşlaştırmak işi
- SARHOŞLAŞMA
-
-
[isim]
Sarhoşlaşmak durumu
-
[isim]
Sarhoşlaşmak durumu
- SARHOŞLAMAK
-
-
[-le]
Sarhoş gibi olmak, sarhoş olmaya başlamak
- "Ağzına üflediği esrarlı dumanla sarhoşlayan ve uyuklayan kediye küçük bir çakıl fırlattı." (Muzaffer Uyguner)
-
[-le]
Sarhoş gibi olmak, sarhoş olmaya başlamak
- HOŞGÖRÜSÜZ
-
-
[sıfat]
Hoşgörüsü olmayan, hoşgörü ile davranmayan, müsamahasız, toleranssız
- "Bakın, hikâye zordur, acımasız ve hoşgörüsüzdür. Oturursunuz ve başından kalkamazsınız." (Tarık Dursun K)
-
[sıfat]
Hoşgörüsü olmayan, hoşgörü ile davranmayan, müsamahasız, toleranssız
- SARHOŞLAMA
-
-
[isim]
Sarhoşlama işi
-
[isim]
Sarhoşlama işi
- HOŞGÖRÜCÜ
-
-
[sıfat]
Hoşgörülü, müsamahakâr, toleranslı
-
[sıfat]
Hoşgörülü, müsamahakâr, toleranslı
- HOŞLAŞMAK
-
-
[nsz]
Hoş duruma gelmek
-
İyilik hissetmek
-
[-den]
Birbirinden hoşlanmak
-
[nsz]
Hoş duruma gelmek
- MAYHOŞLUK
-
-
[isim]
Mayhoş olma durumu
-
[isim]
Mayhoş olma durumu
- SARHOŞLUK
-
-
[isim]
Sarhoş olma durumu, esriklik, sermestlik, sermesti
- "... ruhunda, dimağında, sinirlerinde kalan o sarhoşluğa benzer lezzet bozulacak sanıyordu." (Ömer Seyfettin)
- "Hatta sarhoşluğa vurup orada kaldığım geceler de oldu." (Memduh Şevket Esendal)
-
Dalgınlık, şaşkınlık
- "Deniz rüzgârı yüzümdeki sarhoşluğu yıkadı." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Sarhoş olma durumu, esriklik, sermestlik, sermesti
- HOŞLANMAK
-
-
[-den]
Hoşuna gitmek, hoş bulmak, hazzetmek, sevmek
- "Bilirsiniz ki ben, politika işlerinden hiç hoşlanmam." (Burhan Felek)
-
[-den]
Hoşuna gitmek, hoş bulmak, hazzetmek, sevmek
- HOŞNUTSUZ
-
-
[sıfat]
Hoşnut olmayan
-
[sıfat]
Hoşnut olmayan
- HELALÜHOŞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yapılmış bir iyilikten, yardımdan söz edilirken buna pişman olunmadığını anlatmak için söylenen helalühoş olsun sözünde geçen bir söz
-
[sıfat]
Yapılmış bir iyilikten, yardımdan söz edilirken buna pişman olunmadığını anlatmak için söylenen helalühoş olsun sözünde geçen bir söz
- HOŞSOHBET
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Güzel ve tatlı konuşan (kimse)
- "Pekâlâ sevimli, nazik, terbiyeli, hoşsohbet bir çocuktu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Güzel ve tatlı konuşan (kimse)
- HOŞGÖRÜLÜ
-
-
[sıfat]
Hoşgörüsü olan, hoşgörüyle davranan, hoşgörü sahibi, müsamahalı, toleranslı
- "Neyse ki Salâh Birsel dünyanın en hoşgörülü, en alçak gönüllü sanatçısı..." (Selim İleri)
-
[sıfat]
Hoşgörüsü olan, hoşgörüyle davranan, hoşgörü sahibi, müsamahalı, toleranslı
- HOŞNUTLUK
-
-
[isim]
Hoşnut olma durumu
- "Fakat amirleri kendisinden çok hoşnutluk getiriyorlar." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Hoşnut olma durumu