İçinde hat olan 9 harfli 20 kelime var. İçerisinde HAT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında hat olan kelimeler listesine ya da Sonu hat ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A H T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

HAT

2 Harfli Kelimeler

AH, AT, HA, TA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

HATIRASIZ
...
KABAHATLİ

  1. [sıfat] Kabahati olan, kusurlu, suçlu, töhmetli
    • "Biz o zaman bu sözleri en kötü bir biçimde manalandırarak hanımı kabahatli bulmuştuk." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

SARAHATEN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Açıkça, apaçık, açıktan açığa
    • "Sarahaten acaba söylesem darılmaz mı? / Darılmak âdeti bilmem ki çapkının naz mı?" (Orhan Seyfi Orhon)

İSTİRAHAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dinlenme, rahat etme
    • "Askerimiz şu beklemeyi bir istirahat sayıyor." (Ömer Seyfettin)

HATILLAMA

  1. [isim] Hatıllamak işi

RAHATLAMA

  1. [isim] Rahatlamak işi

ISLAHATÇI

  1. [isim] Reformcu

HATIRLAMA

  1. [isim] Anımsama
    • "İçinde bir hatırlama korkusu var." (Peyami Safa)

NASİHATÇİ

  1. [isim] Öğüt veren kimse, öğütçü
    • "Birinci ciltte garip, kaçık, bön, saf gördüğümüz Don Kişot, ikinci ciltte nasihatçi, oldukça muvazeneli bir adam oluyor." (Ömer Seyfettin)

HATTATLIK

  1. [isim] Hattat olma durumu
  2. Hattat sanatı

CERAHATLİ

  1. [sıfat] İrin toplamış, irinli
    • "Sarı, cerahatli bir suyun kafamdan aktığını duyuyorum." (Sait Faik Abasıyanık)

HATMETMEK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [-i] Kur'an'ın tamamını okumak
  2. Herhangi bir kitabı baştan sona kadar tekrar tekrar okumak
    • "Kim bilir kaç haftadır yüzlerce sayfayı hatmedip durdu." (Peyami Safa)
  3. Sona erdirmek, bitirmek

HATALILIK
...
HATIRAMSI
...
SARAHATLE

  1. [zarf] Açıklıkla
    • "Ve biz ağustos böceklerinin ne dediklerini sarahatle anlardık." (Abdülhak Şinasi Hisar)

HATASIZCA
...
İTTİHATÇI

  1. [isim] Birleşme, birlik oluşturma yanlısı olan kimse
  2. Meşrutiyet döneminde İttihat ve Terakki Cemiyeti üyesi veya yanlısı olan kimse
    • "Bu fikrimi ittihatçı arkadaşlarıma söyledim durdum fakat anlatamadım." (Falih Rıfkı Atay)

PÜRSIHHAT

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Sıhhatli, sağlıklı

SIHHATSİZ
...
FÜTUHATÇI

  1. [isim] Fütuhat yapan
    • "Bütün Rumeli, ruhunun bütün fütuhatçı galeyanı ile Teselya'ya doğru akıyordu." (Yahya Kemal Beyatlı)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü