Sonunda hat olan 32 kelime var. HAT ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde hat olan kelimeler listesine ya da başında hat olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
İDAREİMASLAHAT
İSTİRAHAT, PÜRSIHHAT
HÜSNÜHAT, MASLAHAT, MEŞRUHAT, TEMBİHAT
CERAHAT, FESAHAT, FÜTUHAT, İÇTİHAT, ISLAHAT, İTTİHAT, KABAHAT, MEŞİHAT, NASİHAT, SAFAHAT, SARAHAT, SEFAHAT, SEMAHAT, SEYAHAT, SÜNUHAT
HEYHAT, İZAHAT, MÜNHAT, SERHAT, SIHHAT
CİHAT, MUHAT, RAHAT
CHAT
HAT
A H T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
HAT
2 Harfli Kelimeler
AH, AT, HA, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İDAREİMASLAHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir işi, gerektiği gibi değil de günün şartlarına göre yapma
-
İşi oluruna bırakma
-
[isim]
Bir işi, gerektiği gibi değil de günün şartlarına göre yapma
- İSTİRAHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dinlenme, rahat etme
- "Askerimiz şu beklemeyi bir istirahat sayıyor." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Dinlenme, rahat etme
- PÜRSIHHAT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Sıhhatli, sağlıklı
-
[sıfat]
Sıhhatli, sağlıklı
- MEŞRUHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir maddenin açıklanması için yazılanlar, açıklamalar
-
[isim]
Bir maddenin açıklanması için yazılanlar, açıklamalar
- MASLAHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İş, önemli iş, mesele
-
Erkeklik organı
-
[isim]
İş, önemli iş, mesele
- HÜSNÜHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Güzel yazı sanatı
-
[isim]
Güzel yazı sanatı
- TEMBİHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tembihler, uyarılar
- "Her türlü istirahatiniz temin edilsin diye de bu ağalara tembihatta bulundu." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Tembihler, uyarılar
- SEMAHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Cömertlik
-
[isim]
Cömertlik
- KABAHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Uygunsuz hareket, çirkin, yakışıksız davranış, suç, kusur, töhmet
- "Bir kabahat gizlenirse büyür, söylenirse küçülür." (Peyami Safa)
- "O, atı kızdırıyor, çileden çıkarıyor diye, bütün kabahati seyisinde buluyordu." (Abdülhak Şinasi Hisar)
- "Bu kabahati işlemiş, bu akşam tütsüyü, şerbeti unutmuştum." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
- "Bu işte kabahati sobaya yüklemek lazım geliyor." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Hafif hapis, para cezası veya meslek ve sanattan alıkonulma ile cezalandırılan suç
-
[isim]
Uygunsuz hareket, çirkin, yakışıksız davranış, suç, kusur, töhmet
- FESAHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlatışta düzgünlük ve açıklıkla birlikte amaca uygunluk
- "Edebî lisanı o zamanki fesahatine ve tabiatına göre güzelleştirdiler." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Anlatışta düzgünlük ve açıklıkla birlikte amaca uygunluk
- SEFAHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zevk ve eğlenceye düşkünlük, uçarılık
- "Bir memlekette zenginlik başlar da bir parça eğlence ve sefahat da başlamaz olur mu?" (Reşat Nuri Güntekin)
-
Eğlence
- "Geliri, istese veyahut karakteri uygun olsa, değil rahat yaşamaya, sefahat hayatı sürmeye müsaitti." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Zevk ve eğlenceye düşkünlük, uçarılık
- ISLAHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Daha iyi duruma getirmek için yapılan değişiklik, düzeltme veya iyileştirme, reform
- "Kadıncağıza paşadan kalan aylık her yeni devlet ıslahatında kırılıp küçülüyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Daha iyi duruma getirmek için yapılan değişiklik, düzeltme veya iyileştirme, reform
- SEYAHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yolculuk
- "Her zamanki seyahat hatıralarını anlatmaya başladı." (Peyami Safa)
- "Seyahat etmenin ilk defa olarak büyük bir faydasını gördüm." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Gezi
-
[isim]
Yolculuk
- İÇTİHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yasada veya örf ve âdet hukukunda uygulanacak kuralın açıkça ve tereddütsüz olarak bulunmadığı konularda, yargıcın veya hukukçunun düşüncelerinden doğan sonuç
-
Görüş, özel görüş, anlayış, kavrayış
- "Benim içtihadım öyledir."
-
[isim]
Yasada veya örf ve âdet hukukunda uygulanacak kuralın açıkça ve tereddütsüz olarak bulunmadığı konularda, yargıcın veya hukukçunun düşüncelerinden doğan sonuç
- SAFAHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Evreler, safhalar
-
[isim]
Evreler, safhalar
- SARAHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Belginlik
-
[isim]
Belginlik
- NASİHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Öğüt
- "Nasihatleri sonuna kadar dinler ve bitince hiç sesini çıkarmaz." (Memduh Şevket Esendal)
- "Dinle sana bir nasihat edeyim / Hatırdan gönülden geçici olma." (Karacaoğlan)
- "Ayrılırlarken anası, Ayşe'ye son bir nasihat verdi." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Öğüt
- FÜTUHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zaferler, fetihler
-
[isim]
Zaferler, fetihler
- CERAHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İrin
-
Yara
-
[isim]
İrin
- SÜNUHAT
- ...